Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Ali İhsan Karahasanoğlu'nun, "Düne kadar: “Sandık.. Sandık.. Sandık” Bugün: “Yandık.. Yandık.. Yandık”" başlıklı yazısı

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 20.01.2023 - 11:17, Güncelleme: 20.01.2023 - 11:17
 

Ali İhsan Karahasanoğlu'nun, "Düne kadar: “Sandık.. Sandık.. Sandık” Bugün: “Yandık.. Yandık.. Yandık”" başlıklı yazısı

Ali İhsan Karahasanoğlu, sürekli erken seçim çağrısı yapan muhalefetin, seçim tarihi erkene alınınca geri vites yapmasını eleştirdi

Karahasanoğlu'nun bugünkü yazısı... Muhalefetin haline bakıp da, şaşıp kalmayan var mıdır? 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından.. Mahalli seçimlerde İstanbul, Ankara, Antalya’yı AK Parti’den, Adana’yı da MHP’den aldıkları için, “Erken seçim istiyoruz” dediler.. O günden bu yana. Hemen her fırsatta. Döviz üzerinden oynanan dış operasyonlarda.. Dünya genelinde, hemen her ülkenin çaresiz kaldığı korona salgınında.. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması sebebi ile yaşanan ekonomik darboğazın günlük hayatımızı etkilediği her aşamada.. “Erken seçim.. Erken seçim.. Sandık.. Sandık.. sandık” diyen muhalefet.. Şimdi anayasal süresini dikkate aldığınızda 45 ay kalan seçimlerin, üniversite imtihanı, hac dönemi gibi makul gerekçeler sebebi ile bir veya iki ay öne alınmak istendiğinde.. Muhalefet “Yandık.. Yandık.. Yandık” modunda itirazla geliştirmeye başladılar.. Şaka yapmıyorum.. Sözcü gazetesinin dünkü manşeti: “İktidarın derdi seçim” Bunun takdimini de, şöyle yapıyorlar: “Hedefleri, tarihi öne çekip Erdoğan’a meşruiyet kazandırmak”. Düne kadar, “Erken seçim” demiyor muydunuz? Ne oldu da, şimdi seçimlerin birazcık erkene alınmasını, “İktidarın derdi seçim” diye yorumluyorsunuz? Tarihi öne çekmenin, meşruiyet ile ne ilgisi var? Hani diyordunuz ya: “Millet artık Erdoğan’a oy vermez.” Hani hemen her gün, bir emekliyi, bir yaşlı kadını manşetinize taşıyıp, İyi Parti’nin grup toplantısında kürsüye çıkartıp, “Ellerim kırılsaydı da, AK Parti’ye oy vermeseydim” dedirtiyordunuz.. O sahneler kurgu değil, gerçek idiyse.. Şimdi AK Parti’nin bir başka aday ile seçime girmesi.. Belki seçmen üzerinde.. “AK Parti bir değişim içinde. Bu yeni adayı denemedik. Altılı masanın karmakarışık adayı yerine, AK Parti’nin adayını seçelim” şeklinde düşünme tesiri yapabilir.. Muhalefetin sürekli oluşturmak istediği algı doğru ise.. Erdoğan, Cumhur İttifakına seçimi kaybettirir, kazandırmaz.. Hatta, o kafalar demediler mi, “Erdoğan, seçimi kaybedeceğini anladığı an, adaylıktan vazgeçer..” Şimdi ne diyorlar? Erdoğan’ın adaylığına meşruiyet kazandırmak için seçim erkene alınıyor.. Oysa Erdoğan’ın adaylığında ne bir sorun var, ne de meşruiyet kaygısı.. Erken seçim olsa ne olur.. Normal zamanında seçim olsa ne olur? İkisinde de, Tayyip Erdoğan zaten aday olabiliyor.. Daha önemlisi, muhalefetin bugüne kadarki söylemlerine göre, Erdoğan’ın aday olması, muhalefetin işini kolaylaştırıyor. Ama sandık yaklaşınca.. Şimdi gerçeklerle yüzyüze geldiler.. Ve artık, eski söylemlerini bırakıp, “sandık” yerine “yandık” moduna geçtiler.. Hukukçuları konuşturuyorlar.. “Erdoğan aday olamaz” dedirtiyorlar.. Kimlere? 1998’de, Tayyip Erdoğan’a, Siirt konuşması sebebi ile mahkumiyet verdirip, siyasi yasaklı getirilmesine onay verenlere.. Hürriyet gazetesinin manşetinden, taa 1998’lerde “Artık muhtar bile olamaz” manşeti atanlara, şimdi 2023’te Erdoğan cumhurbaşkanlığına aday olamaz” dedirtiyorlar.. 2002’de, “Tayyip Erdoğan’ın mahkumiyet kararı var. Milletvekili adayı olamaz” diyerek, milletvekilliği adaylığını engelleyen Sabih Kanadoğlu’na, “Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’na, Haziran seçiminde aday olamaz” dedirtiyorlar.. Bu Sabih kanadoğlu değil miydi, 2007 yılında, AK Parti grubunun Cumhurbaşkanı seçme konusunda kararlılık gösterdiğinde, “Eşi başörtülü birisi, Cumhurbaşkanı olmaaz” diyerek, 367 krizini çıkartan, Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı aldırarak, Erdoğan’ın da, Erdoğan gibi eşi başörtülü olan Abdullah Gül’ün de ve eşi başörtülü olan tüm adayların da Cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyen.. Evet, bunlardı.. Bitmedi.. 2008 yılında, Anayasa Mahkemesi’nde AK Parti için kapatma davası açıldığında, Tayyip Erdoğan’ı siyasi yasaklı yapmaya kalkanlar da, tam da bunlar değil miydi?. Ömer Faruk Eminağaoğlu, o tarihlerde, “AK Parti hakkındaki kapatma davasının delillerini ben topladım” diyerek, gazete kupürlerini toplamasını övünerek anlatmıyor muydu? Şimdi aynı Elminağaoğlu, Tayyip Erdoğan’ın, iki defa Cumhurbaşkanı seçildiğini, şimdiki seçimin üçüncü seçim olduğunu idida ederek, aday olmayacağını öne sürüyor.. İnsanda biraz utanma olur., Erdoğan bir kazanmış. İki kazanmış.. Şimdi onların iddiasına göre, yeni sistem için de üçüncü defa aday oluyor.. Her insan, yönetimde olmasından dolayı, yıpranır.. Erdoğan’ın da yıpranmış olması gerekir. Ve karşısındaki adayın, kolaycacık seçimi kazanması gerekir. Dolayısı ile, yıpranmış bir isim varken.. Yıpranmamış bir adayın gösterilmesi için muhalefetin zorlama yapmasına ne gerek var.. Ama görüyorsunuz işte, Tayyip Erdoğan isminden, tir tir titriyorlar. Onun içindir ki, Tayyip Erdoğan’ın yıllarca yanında yer alan Ahmet Davutoğlu’na razı oldular. Ali Babacan’a razı oldular. Hatta.. 2007’de karşı çıktıkları Abdullah Gül’e razı oldular.. Hatta hatta.. “Tayyip Erdoğan milli görüş gömleğini çıkartmadı. Takıyye yapıyor” diyerek suçladıkları tarihlerde, vebalı gibi gösterdikleri Saadet Partisi’ni yanlarına aldılar.. Yine de Tayyip Erdoğan’ı, sandıkta yenmeyi gözlerine kestiremiyorlar.. Ve ayak oyunları ile, onu devre dışı bırakmaya gayret ediyorlar.. Bunlar, hiçbir zaman, Tayyip Erdoğan’ın, halk tarafından seçilmesine onay vermediler ki.. Bugün de, “Demokrasilerde, insanlar aday olabilirler. Kimse şu veya bu ismin aday olmasından korkmaması gerekir” demeleri gerekir iken.. Bir gün o gerekçe ile. Bir gün başka gerekçe ile.. Hep karşı çıktılar.. Onlar karşı çıktıkça.. Millet de tam aksine.. Onların karşı çıktıkları Tayyip Erdoğan’ın arkasında kenetlendi.. Bir seçti. Bir daha seçti. Bir daha seçti.. Bir daha bu millet Erdoğan’ı seçecekler.. Onlar yine, “Kendimiz ‘sandık’ dedik, işte şimdi ‘yandık’” demeye mahkum olacaklar..
Ali İhsan Karahasanoğlu, sürekli erken seçim çağrısı yapan muhalefetin, seçim tarihi erkene alınınca geri vites yapmasını eleştirdi

Karahasanoğlu'nun bugünkü yazısı...

Muhalefetin haline bakıp da, şaşıp kalmayan var mıdır?

2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından..

Mahalli seçimlerde İstanbul, Ankara, Antalya’yı AK Parti’den, Adana’yı da MHP’den aldıkları için, “Erken seçim istiyoruz” dediler..

O günden bu yana.

Hemen her fırsatta.

Döviz üzerinden oynanan dış operasyonlarda..

Dünya genelinde, hemen her ülkenin çaresiz kaldığı korona salgınında..

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması sebebi ile yaşanan ekonomik darboğazın günlük hayatımızı etkilediği her aşamada..

“Erken seçim.. Erken seçim.. Sandık.. Sandık.. sandık” diyen muhalefet..

Şimdi anayasal süresini dikkate aldığınızda 45 ay kalan seçimlerin, üniversite imtihanı, hac dönemi gibi makul gerekçeler sebebi ile bir veya iki ay öne alınmak istendiğinde..

Muhalefet “Yandık.. Yandık.. Yandık” modunda itirazla geliştirmeye başladılar..

Şaka yapmıyorum..

Sözcü gazetesinin dünkü manşeti:

“İktidarın derdi seçim”

Bunun takdimini de, şöyle yapıyorlar:

“Hedefleri, tarihi öne çekip Erdoğan’a meşruiyet kazandırmak”.

Düne kadar, “Erken seçim” demiyor muydunuz?

Ne oldu da, şimdi seçimlerin birazcık erkene alınmasını, “İktidarın derdi seçim” diye yorumluyorsunuz?

Tarihi öne çekmenin, meşruiyet ile ne ilgisi var?

Hani diyordunuz ya: “Millet artık Erdoğan’a oy vermez.”

Hani hemen her gün, bir emekliyi, bir yaşlı kadını manşetinize taşıyıp, İyi Parti’nin grup toplantısında kürsüye çıkartıp, “Ellerim kırılsaydı da, AK Parti’ye oy vermeseydim” dedirtiyordunuz..

O sahneler kurgu değil, gerçek idiyse..

Şimdi AK Parti’nin bir başka aday ile seçime girmesi..

Belki seçmen üzerinde..

“AK Parti bir değişim içinde. Bu yeni adayı denemedik. Altılı masanın karmakarışık adayı yerine, AK Parti’nin adayını seçelim” şeklinde düşünme tesiri yapabilir..

Muhalefetin sürekli oluşturmak istediği algı doğru ise..

Erdoğan, Cumhur İttifakına seçimi kaybettirir, kazandırmaz..

Hatta, o kafalar demediler mi, “Erdoğan, seçimi kaybedeceğini anladığı an, adaylıktan vazgeçer..”

Şimdi ne diyorlar?

Erdoğan’ın adaylığına meşruiyet kazandırmak için seçim erkene alınıyor..

Oysa Erdoğan’ın adaylığında ne bir sorun var, ne de meşruiyet kaygısı..

Erken seçim olsa ne olur..

Normal zamanında seçim olsa ne olur?

İkisinde de, Tayyip Erdoğan zaten aday olabiliyor..

Daha önemlisi, muhalefetin bugüne kadarki söylemlerine göre, Erdoğan’ın aday olması, muhalefetin işini kolaylaştırıyor.

Ama sandık yaklaşınca..

Şimdi gerçeklerle yüzyüze geldiler..

Ve artık, eski söylemlerini bırakıp, “sandık” yerine “yandık” moduna geçtiler..

Hukukçuları konuşturuyorlar..

“Erdoğan aday olamaz” dedirtiyorlar..

Kimlere?

1998’de, Tayyip Erdoğan’a, Siirt konuşması sebebi ile mahkumiyet verdirip, siyasi yasaklı getirilmesine onay verenlere..

Hürriyet gazetesinin manşetinden, taa 1998’lerde “Artık muhtar bile olamaz” manşeti atanlara, şimdi 2023’te Erdoğan cumhurbaşkanlığına aday olamaz” dedirtiyorlar..

2002’de, “Tayyip Erdoğan’ın mahkumiyet kararı var. Milletvekili adayı olamaz” diyerek, milletvekilliği adaylığını engelleyen Sabih Kanadoğlu’na, “Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’na, Haziran seçiminde aday olamaz” dedirtiyorlar..

Bu Sabih kanadoğlu değil miydi, 2007 yılında, AK Parti grubunun Cumhurbaşkanı seçme konusunda kararlılık gösterdiğinde, “Eşi başörtülü birisi, Cumhurbaşkanı olmaaz” diyerek, 367 krizini çıkartan, Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı aldırarak, Erdoğan’ın da, Erdoğan gibi eşi başörtülü olan Abdullah Gül’ün de ve eşi başörtülü olan tüm adayların da Cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyen..

Evet, bunlardı..

Bitmedi..

2008 yılında, Anayasa Mahkemesi’nde AK Parti için kapatma davası açıldığında, Tayyip Erdoğan’ı siyasi yasaklı yapmaya kalkanlar da, tam da bunlar değil miydi?.

Ömer Faruk Eminağaoğlu, o tarihlerde, “AK Parti hakkındaki kapatma davasının delillerini ben topladım” diyerek, gazete kupürlerini toplamasını övünerek anlatmıyor muydu?

Şimdi aynı Elminağaoğlu, Tayyip Erdoğan’ın, iki defa Cumhurbaşkanı seçildiğini, şimdiki seçimin üçüncü seçim olduğunu idida ederek, aday olmayacağını öne sürüyor..

İnsanda biraz utanma olur.,

Erdoğan bir kazanmış. İki kazanmış..

Şimdi onların iddiasına göre, yeni sistem için de üçüncü defa aday oluyor..

Her insan, yönetimde olmasından dolayı, yıpranır..

Erdoğan’ın da yıpranmış olması gerekir.

Ve karşısındaki adayın, kolaycacık seçimi kazanması gerekir.

Dolayısı ile, yıpranmış bir isim varken..

Yıpranmamış bir adayın gösterilmesi için muhalefetin zorlama yapmasına ne gerek var..

Ama görüyorsunuz işte, Tayyip Erdoğan isminden, tir tir titriyorlar.

Onun içindir ki, Tayyip Erdoğan’ın yıllarca yanında yer alan Ahmet Davutoğlu’na razı oldular.

Ali Babacan’a razı oldular.

Hatta..

2007’de karşı çıktıkları Abdullah Gül’e razı oldular..

Hatta hatta..

“Tayyip Erdoğan milli görüş gömleğini çıkartmadı. Takıyye yapıyor” diyerek suçladıkları tarihlerde, vebalı gibi gösterdikleri Saadet Partisi’ni yanlarına aldılar..

Yine de Tayyip Erdoğan’ı, sandıkta yenmeyi gözlerine kestiremiyorlar..

Ve ayak oyunları ile, onu devre dışı bırakmaya gayret ediyorlar..

Bunlar, hiçbir zaman, Tayyip Erdoğan’ın, halk tarafından seçilmesine onay vermediler ki..

Bugün de, “Demokrasilerde, insanlar aday olabilirler. Kimse şu veya bu ismin aday olmasından korkmaması gerekir” demeleri gerekir iken..

Bir gün o gerekçe ile.

Bir gün başka gerekçe ile..

Hep karşı çıktılar..

Onlar karşı çıktıkça..

Millet de tam aksine..

Onların karşı çıktıkları Tayyip Erdoğan’ın arkasında kenetlendi..

Bir seçti. Bir daha seçti. Bir daha seçti..

Bir daha bu millet Erdoğan’ı seçecekler..

Onlar yine, “Kendimiz ‘sandık’ dedik, işte şimdi ‘yandık’” demeye mahkum olacaklar..

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.