12 Eylül'de "intihar etti" denilmişti! Katili Tunç Soyer'in babası işkenceci Nurettin Soyer çıktı

12 Eylül darbesinde ailesine "kendisi astı" diye teslim edilen Bekir Bağ'ın kardeşi Salim Bağ, Türkiye Gazetesi'nden Yılmaz Bilgen'e konuştu. Salim Bağ, kardeşinin işkence sonucu öldüğünü ve katilinin dönemin askerî savcısı, Tunç Soyer'in babası Nurettin Soyer olduğunu söyledi.

Bekir Bağ'ın, 4 Ocak 1981 yılında Mamak Cezaevi'nde darbeciler tarafından işkenceyle öldürüldüğü ortaya çıktı. Cinayeti Türkiye Gazetesi'ne anlatan Bağ'ın yakınları, ecdad Osmanlı'ya hakareti ile gündeme gelen CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in babası, dönemin askerî savcısı Nurettin Soyer ve ekibinin, Bekir Bağ'ı ağır işkence altında öldürüp daha sonra çarşafa sardığını ve “ranzasında kendini astı” diyerek suçlarını gizlediğini söyledi.

"Kıyamet gününe de kalsa Nurettin Soyer'den davacıyız"

Bekir Bağ’ın abisi Salim Bağ, cinayeti şu ifadelerle anlattı:

Babam dünyanın en temiz insanıydı. Ankara At Pazarı’nda hamallık ederek yedi çocuğunu geçindirmeye çalışıyordu. Kardeşim Bekir, tam bir vatan sevdalısıydı. Abidinpaşa’da ülkücü insanlarla görüşür, vatan ve dinî için canını vermekten hiçbir zaman çekinmeyeceğini söylerdi. İhtilal olduğunda babam çok korktu. Kardeşim hiçbir canlıyı incitmedi. En küçük bir suça karışmadı. Babam da o günler geçene kadar oğlum devletin elinde güvende olur diyerek kendi eliyle polise teslim etti. Ancak Nurettin Soyer’in yönettiği bir yapı Bekir’i ‘C-5’ denen insanlık dışı işkence merkezine götürdü. Onun körpe bedenine sekiz gün aralıksız işkence edildi. Son nefesini verdikten sonra da koğuşuna getirip bir çarşafa sardılar. Daha sonra da ranzasına asıp ‘kendini astı’ diye rapor tuttular. Bunun onlarca şahidi var. Bekir ile yan yana onun son nefesine şahitlik eden arkadaşları var. Biz fakir bir aileyiz. Babamın ne okuma yazması ne de dava açacak parası vardı. Annem ve babam evlat acısı ile yıllarca kavruldu ve Bekir abimin acısı ile can verdi. Bu dünyada Nurettin Soyer suçunun bedelini ödemedi ancak kıyamet günü de olsa ondan davacıyız.

Babama ‘oğlun kendisini astı’ diye haber vermişler. O da birçok kurum gezdikten sonra naaşın Gülhane’de olduğunu öğrenmiş. Oraya gidince kardeşimin terörist olduğunu söylemişler ve babama hakaret edip onu bilinmeyen bir yere atacaklarını söylemişler. Zavallı babam ağlayıp sızlayarak zar zor naaşı alabilmiş. Benim kardeşim bir şehit. O, bayrak, din, namus ve vatan uğruna toprağa düştü. Resmî olarak şehit statüsüne alınmasını talep ediyoruz.