İş adamı İnan Kıraç'ın kardeşi Can Kıraç'ın torunu Can Ata Kıraç, adli tıp raporu ile istismara uğradığı kesinleşen 14 yaşındaki J.P.K'ya ilişkin duruşmada serbest bırakıldı.

Olay geçtiğimiz yılbaşı gecesinde, İzmir'in Çeşme ilçesindeki bir villada gerçekleşti. Çoğunluğu 18 yaşının altında olan bir grup çocuk ve genç tarafından düzenlenen partide cinsel istismar yaşandı.

İstismarın faili olarak yargılanan Türkiye'nin ünlü işadamlarından İnan Kıraç'ın kardeşi Can Kıraç'ın torunu Can Ata Kıraç ise, zengin iş adamı büyükleri sayesinde ABD'ye kaçtı. Olayın üzerinden geçen 1 yıldan sonra ortaya çıkarak "iftiraya uğradığını" savundu.

İzmir'in Çeşme ilçesindeki yılbaşı partisinde, o dönem 14 yaşında olan J.F.K. adlı kız cinsel istismara uğradı. Yaşları 14 ile 17 arasında değişen gençler, yılbaşı partisi için bir villada toplandı. Villada bulunanlar arasında iş adamı Can Kıraç'ın torunu Can Ata Kıraç ve İstanbullu iş adamının torunu olan T.K.S. de yer aldı.

14 yaşındaki J.F.K., olay gecesi, 15 yaşındaki T.K.S. tarafından cinsel tacize, Kıraç'ın torunu Can Ata tarafından da cinsel istismara uğradı. Gece saat 02.00 sıralarında J.F.K., babası E.K. tarafından partinin yapıldığı villadan alınıp eve götürüldü.

Eve gelen istismar mağduru J.F.K., alkolün de etkisiyle kusarken, iddiaya göre kızının hareketlerinden şüphelenen anne C.K., kızıyla konuşup, istismarı öğrendi. Baba E.K. polise giderek şikayetçi oldu. J.F.K.'nin 1 Ocak'ta saat 14.30'dan 17.30'a kadar Çocuk İzlem Merkezi'nde verdiği ifadenin ardından T.K.S. ve Can Ata Kıraç hakkında gözaltı kararı verildi. T.K.S. polis ekiplerince Çeşme'de yakalandı. Çocuk İzlem Merkezi'nde ifade veren T.K.S. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

İstanbul'a gittiği belirlenen Can Ata Kıraç'ın yakalanması için Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aynı gün saat 18.00 sıralarında İstanbul'a yazı yazıldı. Adrese giden ekiplere torun Kıraç'ın sinemada olduğu söylenirken, telefonlarının da kapalı olduğu tespit edildi. Zanlıya ulaşamayan ekipler, hakkında yakalama kararı olmasına rağmen yurt dışına çıkış yasağı bulunmayan Can Ata Kıraç'ın, 2 Ocak'ta sabahın erken saatlerinde İstanbul Havaalanı'ndan Amerika Birleşik Devletleri'ne gittiğini belirledi.

Olayla ilgili hazırlanan iddianamede, J.F.K.'nin yılbaşı partisinde T.K.S'nin yanına gidip sohbet ettikleri sırada kendisine sürekli içki verdiğini söylediği belirtildi. J.F.K., tuvalete gitmek için içeri gittiği sırada T.K.S.'nin elinden tutup ısrarla bir odaya soktuğunu, kapıyı kilitleyip, istismar ettiğini ardından da kondom almak için odadan çıktığını söyledi. Odadan çıktıktan sonra arkadaşlarıyla sohbet ederken adını bilmediği (daha sonra Can Ata Kıraç olduğu belirlenen) başka biri tarafından odaya çekilip, burada istismara uğradığını ve karşısındaki kişi güçlü olduğu için engel olamadığını söylediği de iddianamede yer aldı.

T.K.S.'nin savcılık ifadesinde J.F.K. ile o akşam tanıştığını söylediği, samimiyetin ilerlemesinin ardından J.F.K.'nin kendisini tahrik ettiğini aktardığı belirtildi. T.K.S. ifadesinde, odaya girdikten sonra kapıyı J.F.K.'nin kilitlediğini ve burada karşılıklı istekleri doğrultusunda yakınlaştıklarını söyledi.

Savcı, T.K.S. ile J.F.K'nin partide yakınlaştıktan sonra odaya girdiklerini, T.K.S.'nin burada zorla istismarda bulunduğunu belirtti. Olayın devamında Can Ata Kıraç'ın mağdur çocuğu odaya çektiği ve istismarda bulunduğu kaydedildi. 

Olay günü J.F.K.'nin 14 yaşında, T.K.S.'nin 15 yaşında, Can Ata Kıraç'ın da 17 yaşında olduğu tespit edildi.

Savcı, Can Ata Kıraç hakkında "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" ve "çocuğu cinsel amaçla hürriyetinden yoksun kılma", T.K.S.'nin ise "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçundan cezalandırılmalarını istedi. İddianame İzmir 1'inci Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.

Hakkında yakalama kararı bulunan Kıraç, duruşma günü olan 20 Aralık'tan 1 gün önce Türkiye'ye döndü. Yakalama kararı nedeniyle nöbetçi mahkemeye çıkarılan Kıraç, SEGBİS aracılığıyla ifade verdi. Suçlamaları reddeden Can Ata Kıraç, "J.F.K. ile kısa süre sohbet ettik. Bana 15 yaşında olduğunu söyledi. Yeni yıla girerken herkesle birlikte ona da iyi dileklerde bulunup birbirimizi kutlamışızdır. Ancak cinsel duyguların hazzı amacıyla kesinlikle onu öpmedim. Yurt dışına kaçmadım. Zaten Amerika'da okumaktayım. Amerika'ya gittikten sonra bu iddialarla karşılaştım. Şimdiye kadar gelmememin sebebi okulumun yaz okulu ve birçok programına dahil olup ayrıca oradaki sınavlara girdiğim içindir. Üzerimde haberlerin de getirdiği çok büyük psikolojik stres vardı. Bu iftira nedeniyle sosyal çevrem, kariyerim, okul yaşamım mahvoldu. Çok üzgünüm" dedi.

Savunması alındığı için torun Kıraç hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı. T.K.S. ve Can Ata Kıraç, geçen salı 1'inci Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşmada söz verilen T.K.S. istismarda bulunmadığını ve karşılıklı bir rızayla yakınlaştıklarını savundu. Kıraç da ifadesini tekrarladı.

Duruşmada söz alan J.F.K.'nin babası E.K. de T.K.S. ve Kıraç hakkındaki şikayetini yineledi. Duruşmada iddia makamı, kaçma şüphesi bulunduğu için Kıraç'ın tutuklanması yönünde ara mütalaa verdi.

Mütalaanın ardından hakim dosyadaki eksikliklerin giderilmesine, T.K.S. ve Kıraç'ın yurt dışı çıkış yasağıyla serbest bırakılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

14 yaşındaki J.F.K., iki erkeğin taciz ve istismarına maruz kaldı. Erkeklerden birisi kendini, "rızası ile birlikte olduk" diye savunurken, diğeri de "Cnsel amaçlı öpmedim" savunması yaptı.

J.F.K.'nin sağlık raporunda taciz ve istismara uğradığı da tespit edildi. Raporda çocuğun cinsel organında dış müdahale kaynaklı ödem oluştuğu, vücudundaki morlukların da darp ve zorlama sonucu meydana geldiği belirtildi.

Kıraç'ın torunu Can Ata Kıraç ile diğer zanlı T.K.S. ellerini kollarını sallayarak dışarıda gezerken, gözler Hiranur Vakfı Kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'e atılan, "kızını 6 yaşında evlendirdi" iftirasından sonra, henüz yargının veya adli tıpın resmi bir sonuç kaydı yokken, en ön safları tutup dindar kesime iftira atanları aradı.

Ne söz konusu CHP'lilerden ne İP'lilerden ne de AK Parti içindeki akepelilerden, olayın üzerinden bir yıl geçmesine ve zanlıların bir haftadır ellerini kollarını sallayarak dışarıda gezmesine karşın tek kelime eden olmadı.