Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde Suriyeli olduğu ileri sürülen eli sopalı ve silahlı grubun, köpek kavgası nedeniyle bir evi bastığı iddiasıyla yaşanan gerginlik provokasyona dönüştürüldü. Emniyet Müdürlüğü saldırı iddiasını yalanladı. Görüntülere de yansıyan baskını gerçekleştiren grubun Suriyeli değil, Türk aile olduğu saptandı. Buna rağmen bazı siyasilerin sığınmacı muhacirlere yönelik tahrik kokan ifadeler kullanması, bölge halkını kışkırttı. “Ovada mülteci istemiyoruz” sloganlarıyla protesto yürüyüşü düzenlenilen ilçede tansiyon yükseldi.

Şehit bacısına ettiği ağır küfürle tanınan İyi Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın konuyla ilgili provokatif söylemlerde bulunmasına Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Kurbanoğlu’ndan tepki geldi.Lütfü Türkkan, 2 Temmuz’da yaptığı paylaşımda, “Kentim Kocaeli Dilovası’nda Suriyelilerin bir evi basması üzerine başlayan hadiseler bu gece halkın sokağa çıkması ile devam etti. Vatandaşlar şimdi dağılıyor. Yarın akşam Kaymakamlık önünde toplanıp, Suriyeliler’in Dilovası’nı terketmesini isteyecekler.” dedi.

Türkkan’a sosyal medya hesabı üzerinden karşılık veren GP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Kurbanoğlu, provokatörlük ithamında bulundu. Kurbanoğlu, Türkkan’ın tavrını ahlaksızlık ve vicdansızlık olarak yorumladı.

GP’li Bahadır Kurbanoğlu şunları söyledi:

Siyasetçi yatıştırmaya çalışır, sükunete davet eder. Bu dil açıkça provokasyondur, ahlaksızlıktır, vicdansızlıktır, halkı kin,nefret ve ayrımcılığa teşviktir. "Suç"un faillerini genelleştirip masum insanları hedefe koymaktır. Açıkça pogroma davetiyedir.

Bunların Batılı versiyonları Hollandalı Wildersler, Almanya’daki AFD’lerdir. Batı’da müslümanlara, yabancılara, Türklere yönelik kin ve öfkeyi bileyenlerden, kitleleri ayrımcılığa ve şiddete davet edenlerden farkları yoktur. Meydan boş değil! İnsanı ve onurunu korumaya ahdettik!

Dilovası halkını ve özellikle gençlerini sükûnete davet ediyoruz. Mesele yargıya intikal etmiştir. Olayların arka planına vukufiyet sağlamadan, sonradan pişmanlık yaratacak hiçbir eyleme başvurulmamalı, hiçbir kışkırtının davetine kulak verilmemelidir.”