Altılı masa müdavimlerinin, aylardır duyurusunu yaptıkları ve önceki gün Ankara ATO tesislerinde açıkladıkları 2 bin 300 maddelik Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde başta FETÖ ve PKK’lılar olmak üzere millet ve memleket düşmanlarına sınırsız özgürlük vaat ederken, içerisinde mütedeyyin kesime yönelik tek satır yer almadı. Ekonomiden sağlığa, müteahhitlik sektöründen tüketici sorunlarına kadar her konuya değinen düşman kardeşler, başörtüsü ile inanç özgürlüğü sorununu görmezden geldi.

Avrupa Birliği’nden NATO’ya, Pensilvanya’dan Kandil’e millet ve memleket düşmanlarına selam çakan, KHK’lı FETÖ’cü ve PKK’lı teröristlere özgürlük vaat eden, Milli Savunma Bakanlığı ile MİT’e operasyon çekerek vesayet dönemini yeniden hortlatacaklarını öne süren zillet bileşenleri, sıra mütedeyyin kesime gelince başını kuma gömüyor. Açıkladıkları 2 bin 300 maddelik Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde ‘hayvan haklarını’ anayasal güvence altına alacaklarını söyleyen, aileyi ve toplumu hedef alan İstanbul Sözleşmesi’ni geri getireceklerini beyan eden, müteahhitlik sektöründen tüketici sorunlarına kadar her konuya değinen düşman kardeşler, skandal metinde başörtüsü ile inanç özgürlüğü hakkında tek satıra yer vermedi. Başkan Erdoğan’ın talimatıyla hazırlanan ve başörtüsünü anayasal güvence altına alacak olan anayasa değişikliği teklifine ‘laikliğe aykırı’ olduğu gerekçesiyle ‘hayır’ oyu vereceklerini açıklayan şer ittifakının, sözde seçim vaatlerinin yer aldığı yıkım metninde, mütedeyyin kesime yönelik hiçbir vaatte bulunmaması malum zihniyetin gerçek yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. CHP ve İP’in başını çektiği 6’lı masaya vagon olan SP, DP, DEVA ve Gelecek Partisi gibi sözde muhafazakâr partilerin imza attığı skandal yıkım metni, “Millet İttifakı’nın, millet diye bir derdi yok” yorumlarına sebep oldu.
Başörtüsüne anayasal güvence getiren düzenlemeye ‘hayır’ diyen zillet metinde başörtüsüne yer vermediği gibi, eğitim için önerdikleri 1+5+4+3 formülü ile hem 4-6 yaş Kur’an kurslarından 1 yıl çalmayı, hem de imam hatip ortaokullarına başlangıç yaşını 1 yıl ötelemeyi planlıyor.

Zilletin ‘vesayete dönüş’ metnini Akit’e değerlendiren AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, “Bir defa bunların başörtüsü diye bir derdi hiç olmadı. Tam tersi, bunlar iktidar olsalar emin olunuz üniversitelerde, kamu kurumlarında yeniden sınırlama getirirler. Bakın başörtüsüne yönelik anayasa görüşmelerinde ne diyorlar? ‘Dini inancı için başını örtme kavramını çıkaralım’ diyorlar. Bunlar birbirlerine de ayak oyunu çekiyorlar. Mesela metinde İstanbul Sözleşmesi kavramı geçmiyor ama milletlerarası sözleşmelerden bahsediyorlar. ‘Uluslararası sözleşmelere itibar edeceğiz’ diyorlar ama Saadet Partilileri üzmemek için İstanbul Sözleşmesi ismini gizliyorlar. Peki, bunu Saadet Partililer bunu bilmiyorlar mı? Biliyorlar. Bile bile lades yapıyorlar. Bakın bir başka şey. Gördünüz mü orada Atatürk’ün tek bir resmi yok. Bu fotoğrafı koyarsanız HDP’liler rahatsız olacak. Ama bunu bile bile bu kez İyi Parti’liler Atatürk’ün fotoğrafının olmamasına, tek bir atıfta bulunulmasına ses çıkarmıyorlar. PKK ve FETÖ ile mücadele var mı metinde? Tam tersine MİT’in başkanını görevden alacaklarmış. Bir başka madde de yerel yönetimlerle ilgili. Orada ‘özerklik’ kavramı geçmiyor ama özerkliği getirecek şartları tek tek saymışlar orada. Dolayısıyla bunların açıkladıkları ihya değil yıkım projeleridir. Zaten bu millet ittifakı, milleti yıkmak için oluşturulmuş bir yapıdır” ifadelerini kullandı.

Aydemir şöyle devam etti: “MİT’in başkanıyla dertleri ne bunların? 2012 de MİT’in başkanına yapılan operasyonu hepimiz biliyoruz. Demek ki ‘FETÖ’nün o gün yarım bıraktığını tamamlayacağız’ diyorlar. Başka izahı yok bunun. Ayrıca, özellikle kayyumla görevden alınmaların önüne geçeceklerini söylüyorlar. Peki kayyum görevinden belediye başkanları ne yapıyorlardı? Diyarbakır analarına sorun, onlar bilirler. Oradaki Kürt çocuklarını dağa kaçırıyorlardı resmen. Bakın bugün terör Türkiye’nin gündeminden çıkmıştır. Kim çıkardı? Bunlarla uğraşacağını söyledikleri MİT. Savunma sanayisini de sulandırmak gibi girişimlerin olacağını söylüyorlar. Bizim yaptığımız, milletin yüreğinde yer bulmuş ne tür proje varsa bunu bunun önüne geçecek çalışmalar yaptıklarını açık açık söylüyorlar.”

TİMAV Genel Başkanı Ecevit Öksüz ise, “Başörtüsü ve başörtülüler bu milletin asli inancı ve unsurlarından bir tanesidir. İmam hatipler ve din eğitimi de bu milletin temel eğitim kurumları ve ihtiyaçlarıdır. Kur’an kursları da yine hakeza bu şekilde olmazsa olmazlarımızdır. Bunlarla ilgili eğer bir bariyeri olan varsa, bunlarla ilgili ‘şaşı bakış açıcısı’ varsa, kim olduğuna bakmaksızın bu yapılanın gericilik, yobazlık, vandallık olduğunu açık bir şekilde ifade etmemiz gerekiyor. Muhalefetten de beklentimiz kendi kurgusal dünyalarıyla veyahut dışarıdan üflenen belli suflelerle değil, milletin beklentileri, inançları ve değerleriyle örtüşük bir siyasal zemine gelmeleri ve oturmalarıdır. Özellikle olağanüstü halde KHK ile açığa alınan FETÖ’cülerin dahi hakkını koruyacaklarını ve onlara özgürlük, iade-i görevde bulunacaklarını ifade ettikleri halde, başörtüsü ile ilgili bir gündemlerinin olamaması düşündürücüdür. Başörtüsüyle ilgili düzenlemenin anayasal zemine oturmasına karşı çıkmaları da milletimiz tarafından doğru bir şekilde değerlendirilecek, bunlara gerekli cevabı en itidalli ve irfani şekilde verecektir” açıklamasında bulundu.