Ali Babacan'dan yeni skandal

"Meydandaki siyaset çığırtkanlarına bakınca, Sayın Erdoğan’ın kimlerle çalıştığını, kimlere bakanlık ve hatta Başbakanlık verdiğini görünce, inanın içimiz sızlıyor. Kaliteli insan yokluğunun (kaht-ı rical) zirve noktasını yaşıyoruz" ifadelerini kullanan Fuat Bol, Cumhurbaşkanı'nın "boş teneke" olarak nitelendirdiği Ali Babacan'ın son skandalını köşesine taşıdı. Babacan'ın, Erdoğan'a yönelik söylediği “Tüm istihbarat kanalları sana bağlı, her şeyi bilip öğrenmene rağmen yanlış yapıyor ve dönüp ‘Aldatıldık!’ diyorsun” sözlerini eleştiren Bol, işin aslının ne olduğunu aktardığı Hürriyet'teki yazısında şunları kaydetti:

"Meydandaki siyaset çığırtkanlarına bakınca, Sayın Erdoğan’ın kimlerle çalıştığını, kimlere bakanlık ve hatta Başbakanlık verdiğini görünce, inanın içimiz sızlıyor.

Kaliteli insan yokluğunun (kaht-ı rical) zirve noktasını yaşıyoruz.

Bunlardan Babacan adlı kişi için, “Boş teneke!” demişti. O da, Erdoğan’a sözde cevap vererek, “Sen 13 sene boş teneke ile mi yürüdün?” demişti.

Şimdi de aynı Babacan kalkmış, “Tüm istihbarat kanalları sana bağlı, her şeyi bilip öğrenmene rağmen yanlış yapıyor ve dönüp ‘Aldatıldık!’ diyorsun” açıklamasını yapıyor, yapabiliyor.

Böylece siyaset yaptıklarını ve kendi zat-ı devletlerinin sütten çıkmış ak kaşık olduklarını iddia ediyor.

Şimdi gelin, kazın ayağının öyle olup olmadığına hep beraber bakalım ve kendilerinin boş teneke bile olamayacaklarını tüm cihana haykıralım.

Bu fakir (bendeniz) kendisiyle Parlamento’da bulundum ve aylar boyu çalışarak, sabahlara kadar çeşitli kanunlar çıkardık. Bunlardan bir kısmı da Türkiye’deki istihbarat sistemini milli kimliğe kavuşturmak içindi.

Malum, AK Parti’den önce de, istihbarat adına çeşitli kurum ve kuruluşlar vardı, bugün de var. (Milli İstihbarat Teşkilatı, Jandarma İstihbarat, Emniyet İstihbarat, Genel Kurmay İstihbaratı vb.)

Bunlardan her biri ayrı telden çalıyor ve özellikle siyasetçilere (Başbakan ve bakanlara) gerçek bilgiyi ulaştırmıyorlardı.

Bunlardan MİT’in başındakinin sözünü hatırlayın, ne demek istediğimizi anlarsınız: “Ben, burada CIA’in istasyon şefi gibi görev yapıyorum!” CIA’in istasyon şefi ne yapar? Elde ettiği bilgiyi CIA merkezine, ya da yetkilisine gönderir. O da, gerçek bilgiyi değil, kendilerinin istediği bilgiyi Türkiye yetkililerine aktarır, değil mi?

On yıllar boyu, bu ülkenin tüm istihbarat birimleri FETÖ’cülerin işgalinde değil miydi? Öyle olmasaydı, binlerce, on binlerce polis, subay ve memur, bu devletin kadrolarına yerleşebilir miydi? Başbakanlara sağlıklı bilgi verilseydi, Sayın Erdoğan, 5 adet maiyet subayını da FETÖ’cülerden seçer miydi?

Ayrıca Başbakanlık korumalarının, müdüründen memurlarına kadar, alayının FETÖ’cülerden olmasına göz yumar mıydı?

Sağlıklı bilgi alabilseydi canını bu canilere emanet eder miydi?

Bütün bu olumsuzluklardan dolayı, benim de içinde bulunduğum parlamentoda, istihbaratı millileştiren kanunları birlikte çıkarmıştık. Şimdi ne oldu da bunları unutup, “Sayın Erdoğan’ın bütün bilgilere sahip olmuş olduğunu” ileri sürebiliyorsunuz?

Yoksa sizler, gerçek bilgilere sahiptiniz de bu yüzden mi başında bulunduğunuz bakanlıkların tüm kadrolarını A’dan Z’ye kadar FETÖ’cülerle doldurdunuz?

Bütün büyük liderlerin yalnız olduğunu bilirdik de, Sayın Erdoğan’ın yalnızlığının yanında, neredeyse etrafındakilerin büyük çoğunluğunun kendisine ihanet içinde olduğunu ne kendisi, ne de kimseler bilebilirdi.

Bütün bu takozlara rağmen, ülkemiz bu denli kalkınmayı başarabilmişse bunu, Sayın Erdoğan’ın liderlik karizmasına borçluyuz."