Altılı masa Türk yargısını AİHM'e teslim etmek istiyor

Altılı Masa liderlerinin önceki gün açıkladığı "Ortak Politikalar Mutabakat Metni" tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Altılı masanın “Hukuk, Adalet ve Yargı” bölümünde hakimlere yönelik ifadeler dikkat çekti.

Hakimlere yaptırım tehdidi

Mutabakat metninde Türkiye’ye karşı verdiği siyasi kararlarıyla bilinen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarının esas alınacağı vurgulandı.

AİHM kararlarının uygulanması için yaptırım da uygulanacağı belirtilen mutabakat metninde, bu kararların dışında herhangi bir hüküm veren hakime devleti tazminata mahkum ettirmekten dolayı oluşan zararı rücu edileceği belirtildi.

Mutabakat metnindeki ifadeler şu şekilde:

 

• Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının diğer mahkemelerce dikkate alınmasını ve bu mahkemeler tarafından verilen kararların ivedilikle uygulanmasını sağlayacak tedbirler alacağız.

• Hakimlerin terfilerinde, kararlarını verirken özenli davranmalarını sağlamak amacıyla, verdikleri kararların Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla uyumunu temel ölçütlerden biri olarak kabul edeceğiz.

• Görevini kötüye kullanmak suretiyle, Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararına sebep olup devleti tazminata mahkûm ettiren ve zarara uğratan hâkimlere ve savcılara bu tazminat ve zararın rücu ettirilmesini sağlayacağız.

"Türk yargısı bağımsızdır"

Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi (TÜRKAD) Başkanı Avukat Dr. Mehmet Sarı, 6’lı masanın mutabakat metnindeki vaatlere tepki gösterdi.

AK Parti’nin yargı reformlarıyla hukuk sistemini bağımsız ve tarafsız hale getirdiğini kaydeden Avukat Dr. Mehmet Sarı, “Türk yargısı bağımsızdır. Son yapılan yargı paketleriyle birlikte yargının tarafsız özelliği vurgulandı. Dolayısıyla burada Türk mahkemelerinin tarafsızlığını ve bağımsızlık sıfatı güçlendirildi. Nitekim Türkiye’de geçmişteki vesayet ve sadece belli bir ideolojik saplantı üzerinden kurgulanmış hukuk sistemi için adaletin hakkaniyetle tesis edilmesine yönelik çok önemli düzenlemeler yapıldı. AK Parti’nin adalet sistemine yaptığı katkılar ortada.” dedi.

"Büyük bir ihanet"

Türk yargısının AİHM’in vesayeti altına sokulmak istendiğine vurgu yapan Mehmet Sarı, Türkiye’ye karşı verilen siyasi kararları da hatırlatarak şunları söyledi:

“AİHM’in kimi vermiş olduğu kararlarda, Türkiye’nin kamu düzenini, evrensel hukuk kurallarını bir taraf bırakıp özellikle Türkiye’ye karşı verdiği kararlarda siyasal bağlamda ve ideolojik bir çerçevede kararlar verdiği ortada. Nitekim yapılan bazı başvuruların içerisinde hukuksal bağlamın ötesinde, dosyaya göre, kişiye göre programlanmış ve düşünülmüş kararları verdiğini Türkiye’deki hukukçular olarak görmekteyiz. O nedenle AİHM’i tartışmasız ve tarafsızlık noktasında birincil mihenk taşı görmek, bunun üzerinden hakim ve savcıları kararları bakımından tehdit etmek, dolaylı yönden bir baskı aracı olarak kullanmak, şüphesiz Türk yargı sistemine karşı çok büyük kötülük ve ihanet olduğunu açıkça söyleyeyim.

Verilen kararlarda bağımsız ve tarafsız yargının inşa edilmesi birincil öncelik olmalı. Temelinde de adalet perspektifinde kararların verilmiş olması öncelenmeli. AİHM’in kararlarını hakım ve savcılara karşı baskı tehdit unsuru olarak kullanılması, ‘Demokles’in kılıcı’ gibi enselerinde tutuluyor olması, bu yöndeki bir tehdidin özellikle muhalefet çevresinden geliyor olması, Türkiye’deki adalet açısından büyük bir tehlikeyi de barındırdığını ifade etmem lazım. Kimi zaman ideolojik saplantıların bir parçası olmuş AİHM’in Türk yargısı üzerinde baskı unsuru olarak telakki etmek topluma karşı hiçbir faydası olmayacağını belirtmek isterim.”

İşte AİHM'nin Türkiye kararları:

Darbeci FETÖ'cülere tazminat

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2022’nin Eylül ayında dört grup komite kararıyla 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 'terör örgütü üyeliği' iddiasıyla tutuklanan 230 yargı mensubunun özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

AİHM Türkiye'nin her bir 'davacı'ya 5 bin euro ödemesine, itiraz yolu kapalı, kesin şekilde karar verdi.

AİHM, diğer kararlarla beraber bu 4 grup kararla toplam 710 yargı mensubunun darbe sonrası tutuklanmalarının usuli güvencelere aykırı olduğuna ve herhangi bir makul şüphe olmadan gerçekleştirildiğine karar vermiş oldu.

AİHM, 2014 yılında terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'la ilgili skandal bir karar verdi.

Kararda, Öcalan'a ‘şartlı tahliye olasılığı olmaksızın ömür boyu hapis cezası’ verilmesiyle ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 3'üncü maddesinin ihlal edildiğine karar verildi.

Ayrıca AİHM, Türkiye’yi Öcalan’a 25 bin euro mahkeme masrafı ödemekle cezalandırdı.

Teröristbaşı Öcalan’ın idam cezası kaldırılarak müebbet hapis cezasına çevrildi

16 Şubat 1999’da yakalanarak Türkiye’ye getirilen teröristbaşı Apo, 29 Haziran 1999’da ölüm cezasına çarptırıldı.

25 Kasım’da Yargıtay tarafından cezanın infazı onandı. Bundan 5 gün sonra yani 30 Kasım'da AİHM devreye girerek infazın uygulanması konusunda yürütmeyi durdurma kararı verdi.

14 Aralık 2000’de AİHM, Öcalan’ın başvurusunu 'kabul edilebilir' buldu. Bu kararın ardından ise teröristbaşı Öcalan’ın idam cezası kaldırılarak müebbet hapis cezasına çevrildi.

Gezi finansörü için devreye girdiler

AİHM, 10 Aralık 2019'da, Gezi Parkı olaylarını organize ve finanse etmekten yargılanan Osman Kavala'ya ilişkin olarak AİHS'in 18. Maddesinin ihlal edildiğine hükmetti.

Mahkeme, bu durumun sona erdirilmesi için AİHS'in 46. Maddesinin 4. fıkrası uyarınca Kavala'nın derhal serbest bırakılması gerektiğine karar verdi.

Demirtaş ve 40 HDP'li vekile perde oldular

6-7 Ekim olaylarının terör eylemi olmadığını öne süren AİHM, aralarında HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da olduğu HDP'li 40 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasının aksi yönünde görüş bildirdi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu HDP'li 40 milletvekilinin dokunulmazlıklarının Anayasa’ya aykırı olarak kaldırıldığına ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.

Deniz Yücel için tazminat kararı

Siyasi kararlarına bir yenisini ekleyen AİHM, 2017 yılında terör örgütü PKK ve FETÖ ile bağlantısı olduğu belirtilen ve 'terör örgütü propagandası ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik' gerekçesiyle tutuklanan Die Welt Türkiye muhabiri Deniz Yücel için Türkiye’ye baskı yaptı.

14 Şubat 2017 ila 16 Şubat 2018 tarihleri arasında Türkiye’de tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan Yücel’e AİHM tarafından 2022 yılında 13 bin 300 euro tazminat ödenmesine hükmetti.

AİHM'den din dersi kararı

Müslüman halkın inancına da el atan AİHM, Türkiye’den 'zorunlu din dersi' uygulamasına son verilmesini isteyerek skandal bir talepte bulundu.

2014 yılında AİHM, 2011 yılında açılan davada, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) eğitim hakkıyla ilgili maddesinin ihlaline hükmetti.

Mahkeme, oy birliğiyle aldığı kararda, Türk hükümetinden “derhal zaman geçirmeden öğrencilerin zorunlu din ve ahlak kültürü derslerinden muaf tutulmalarını da sağlayacak yeni bir sisteme geçmesini” istedi.