Bu ahlaksızlık sizin eseriniz!

Genç nesillerin geleceğe kodlandığı okullarda öğrencilere din ve ahlak eğitimi de verilmesine “çocuklar yobazlaştırılıyor,” “dini dersler zorunlu olmasın” diye karşı çıkıp, milli günlerde talebelerin dansöz kıyafetleriyle oynatılmasını, çocukların büstlere secde ettirilmesini normal sayan zihniyetin arzuladığı ahlak ve maneviyattan kopuk gençlik iğrenç hadiselerde kendisini gösteriyor. Yüce İslam dinine “Orta Çağ karanlığı”, “çağ dışı” diye hakaretler eden CHP zihniyetinin mankurtlaştırdığı gençler okulda Kur’an tekmeliyor, kıblemiz Kabe’nin üzerinde Mustafa Kemal’i oturur vaziyette resmeden iğrenç görselle birlikte pozlar veriyor, okul kulüplerinde ‘toplu cinsel ilişki anketleri’ düzenledikleri ifşa oluyor. Hepsi son bir haftada gündeme yansıyan ve suç teşkil eden bütün bu rezaletlerin eğitim kurumlarında yaşanmasını değerlendiren eğitimciler ve aktivistler, burada esas suçlunun o çocuklar değil, İslam’a sistematik şekilde saldırıp gençlerin zihinlerini bulandıran din düşmanlarının olduğu görüşünü paylaşıyor.

Sak: 6 kuşağı mahvetmeye çalıştılar

Gazetemize konuşan Kutsala Saygı Derneği Başkan Yardımcısı Şükrü Sak, “İslami değerlere düşman, Kur’an’a saygısız, toplumsal hassasiyet noktalarına duyarsız, ahlaki ilkelerden bîhaber insanların kokuşmuşluğuyla karşı karşıyayız. Osmanlı torunu olan son 5-6 kuşağı özellikle eğitim sistemiyle mankurtlaştırma çalışan zihniyet, bugün toplumdaki korkunç yozlaşmanın sebebidir. Bir yangın var ve bu yangını harlayanlar yıllarca rüzgar ekti ve şimdi fırtına biçiyor. Eğitimde belli bir insan prototipini gaye edinen ideali ortadan kaldırdılar. Hiçbir kutsal insani, toplumsal ve dini değer tanımayan şuursuz bir gençlik oluşturmak istediler ve işte kısmen de başarılı oldular” dedi.

“Kaldırdıkları doğruların yerine hiçbir şey bırakmadılar” sözlerini sarf eden Sak, şunları kaydetti: “Değer tanımaz insan yetiştirme üzerine kurdukları eğitim sisteminin yeni kuşaklara bir yandan da İslam düşmanlığı pompalıyorlar. Bunun üzerine gidilmesi gerekiyor. Kuru kuru ahlak tekerlemesinin önüne geçilmeli, eğitimle ilgili bir faaliyet yapılacaksa ‘önce ahlak’, ‘önce maneviyat’ düşüncesiyle hareket edilmelidir. Önce ahlak şiarıyla temellendirilen eğitim programları ancak nesillerimizi, azgınlıklarımızdan başka değer taşımayan yaratığa dönüşmekten muhafaza edecektir.”

Kalkan: Gençlere dinsizlik ve cehalet aşıladılar

Aile Bilim Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Adnan Kalkan, “Gençliğin dini hassasiyetleri evvela ailede verilir sonra okullarda şekillenir. Ders kitaplarında Allah’ın yaratıcı vasfının olmayıp her şeyin kendi kendine oluştuğu müfredatla hazırlanması sebebiyle gençler ateizm kokusuyla yetişiyor. Yaratıcı ile bağı böyle koparılan gençlerin din ve ahlak dersi almaması için de kampanyalar düzenleniyor. Kur’an-ı Kerim’in, Peygamberimizin Hayatı’nın seçmeli ders olmasına karşı çıkıp ‘gericilik’, ‘çağ dışılık’ diyor ve öğrencileri de bu dini değerlere karşı refleks almaya yönlendiriyorlar” şeklinde konuştu.

Gençlere hem din düşmanlığı sergilendiği hem de yalan söylendiğine dikkat çeken Eğitimci Adnan Kalkan, “İslam’ın bilimsel ve sosyolojik olarak en ileri devri, Avrupa’nin ise bataklığı olan Orta Çağ devrini İslam’ı kötülemek için argüman olarak kullanıyorlar. Batı penceresinden baktıkları için hem köksüzlük, hem cehalet sergiliyorlar. Bunu medyada yapıyorlar, siyasette yapıyorlar, baro gibi meslek kuruluşlarında yapıyorlar, eğitim sendikalarında yapıyorlar, yer yer eğitimciler eliyle yapıyorlar, sivil toplum kuruluşları eliyle yapıyorlar ve bütün bu din düşmanlığı içeren söylem ve eylemleri gençlerimizin üzerine boca ediyorlar. Bu zihniyeti bozukların öğrencileri, gençleri olumsuz etkilemesiyle birlikte değerlerinden kopuk böylesine insanlar okullarımızda beliriyor” dedi.

Sebep olanlar da suçlu

Kalkan, sözlerini şöyle tamamladı: “Kur’an’a tekme atan, Kabe üzerine insan oturtan görselleri gülerek paylaşan öğrencilerle ilgili elbette hukukun işlemesi gerekiyor. Ancak hukukta ‘azmettiren’, Hadis-i Şerif’te ise ‘sebep olan işleyen gibidir’ diye hüküm verilen hakikate göre gençler üzerinden bu kargaşalara sebep olanlar, o suçu işleyen çocuklar kadar suçludur, günahkârdır. Hukukun işlemediği yerde kaos, kaosun olduğu yerde bunalım hüküm sürer. Devletimizin toplumu ve özellikle gençleri manevi tuzaklardan korumak için ciddi tedbirler alması gerekiyor.”