CHP teşkilatlarına ‘susun’ talimatı

Her fırsatta sözde özgürlük naraları attığı halde partideki muhalif isimleri susturan ve üst aklın yönlendirmesiyle kurulan 6’lı masadaki ortaklarına adaylık dayatmasında bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi adeta Nazi kanunlarıyla yönettiği ortaya çıktı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla hazırlanan ve 12-18 Aralık haftasını kapsayan “Haftalık Bilgilendirme Raporu”nda, adeta birer robot muamelesi yapılan CHP üyelerine “konuşmamaları ve yorum yapmamaları” gereken konular hatırlatılarak “susun talimatı” verildiği ortaya çıktı.

CHP’de yorum yapmak yasak

Her fırsatta sözde özgürlük naraları attığı halde partideki muhalif isimleri susturan ve üst aklın yönlendirmesiyle kurulan 6’lı masadaki ortaklarına adaylık dayatmasında bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun maskesi yine düştü. Başkan Erdoğan’a “tek adam” iftirası atan ve iktidara gelmeleri halinde başta ifade özgürlüğü olmak üzere her alanda sınırsız özgürlük vaat eden Kılıçdaroğlu’nun, kaset kumpasıyla başına geçtiği CHP’yi adeta Nazi kanunlarıyla yönettiği ve partililere programlı birer robot muamelesi yaptığı ortaya çıktı. CHP Genel Merkezi’nin yayınladığı Haftalık Bilgilendirme Raporu’nda, milletvekillerinin ve parti teşkilatının iradesine ipotek konularak; konuşurken dikkatli olmaları, dinden bahsetmemeleri, orduyu eleştirmekten kaçınmaları gibi ihtarlarda bulunulduğu öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla hazırlanan ve 12-18 Aralık haftasını kapsayan 67 sayfalık raporun, “Konuşulmaması Gerekenler-Dikkat Edilmesi Gereken Konular” başlığı altındaki uyarı kısmında, “Kutlama mesajlarının dışında dini konulara girilmemesi”, “Parti’nin iç konularının medya önünde konuşulmaması” ve “sosyal medya paylaşımlarının parti politikasına uygun olması” gibi talimatların yer aldığı belirlendi.

İradelere ipotek

Halkın oylarıyla seçilen milletvekillerinin neyi konuşacaklarından tutun da sorulan sorulara nasıl cevap vereceklerine kadar her şeyin dikte edildiği skandal raporda yer alan ve CHP’deki tek adam zorbalığını gözler önüne seren dayatmalardan bazıları şunlar:

Partinin iç organlarında konuşulması gereken hususlar medya önünde konuşulmamalı. İlkemiz daima ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ olmalıdır. Parti içi sorunların çözüm noktası medya ve kamuoyu değil parti içi organlardır. Parti sorunlarını kamuoyunda konuşmak ‘Bunlar daha kendi sorunlarını çözemezken ülkeyi nasıl yönetecekler’ algısı oluşturup, CHP’ye ve ülkenin geleceğine zarar vermektedir.

Kutlama mesajlarının dışında dini konulara girilmemeli. Röportaj ve televizyon programlarında konu ile ilgili gelen ısrarlı sorulara, laiklik vurgusu ile dini konuların siyasilerin değil konu ile ilgili çalışan İlahiyat kökenli akademisyenler ile din alimlerinin vermesi gerektiğine vurgu yapılmalı. Siyasilerin din konuşmasının dini siyasete alet etmek olduğu vurgusu yapılabilir.

Eleştirmek rakibe fırsat verir

Türk ordusu ve Genelkurmay Başkanlığı ile ilgili eleştirel söylemlerde bulunulmamalı. Doğru da olsa söylenecek tek bir cümle dahi rakibin eline çok önemli bir fırsat verebilir.

Aynı zamanda unutulmaması gereken bir diğer önemli hususta; söylemleriniz tamamen doğru olabilir fakat onun yeri, zamanı ve kime söylendiğidir. Püf noktası, kimin, ne zaman ve nerede söylediğidir. Zira; doğru, doğru yerde ve doğru zamanda doğrudur.

Sosyal medya hesaplarından yapılacak paylaşımlarda bireysel görüşler yerine parti politikasına uygun söylemler tercih edilmeli.

Türkiye’nin etnik ve mezhepsel, cinsiyet ve sınıfsal yapılanmalarına yönelik daima birleştirici bir söylemde bulunulmalı. Kurtuluş savaşındaki birliktelik ruhundan dem vurulmalı,

Diğer önemli bir husus, bir şeyi sizin kaç kere söylediğiniz değil karşıdakinin duyup duymadığıdır. Doğruları defalarca söylemekten çekinmeyin. Sizin tekrar dediğiniz karşınızdakinin ilk kez duyduğu olabilir. Tekrarın gücüne inanın.

Her açıklamaya, herkese ve her soruya cevap verilmemeli.