Ekrem’in sözlüğünden: ''Ahmak'', ''it'', ''çatla''!

Yeniakit Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu, İBB'nin tartışmalı başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili bomba bir yazı kaleme aldı.

İşte o yazı:

Yüksek Seçim Kurulu’nun hakimlerine, ki YSK üyeleri, yüksek hakim olarak nitelendirilirler..

“Ahmak” dedi..

“Yok yok, YSK üyelerine değil, İçişleri Bakanı’na dedi” izahatı ile hakareti meşrulaştırmaya çalıştılar..

“YSK üyeleri ne, İçişleri Bakanı ne? Bir belediye başkanı, durduk yerde, İçişleri Bakanı’na nasıl ‘ahmak’ der” itirazında bulunduk.

Politik kafalara anlatamadık.

Gün oldu, devletin valisine “it” dedi..

Bunu da şöyle izah etti, aklımızla alay edercesine: “Ben ‘it’ demedim. ‘Basit’ dedim”..

Taraftarları koro halinde, “He he.. Başkanımız ‘it’ demedi.. ‘Basit’ dedi” savunması ile, bile bile yalana destek çıktılar..

Neyse ki, düşkün CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Ekrem İmamoğlu’nun nasıl bir mantığa sahip olduğunu aylar öncesinde farketmiş, “Şizofren” teşhisinde bulunmuştu..

Benzer tarihlerde Sözcü gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz da, “Bize söylediği sözleri, gazeteci arkadaşlar duysalar, çok utanırlar” demişti..

İki yıl öncesinde de, Meral ablası ile arası açılmıştı.

Pervin Buldan ile fidan dikmeye kalkıştığında, Meral ablası içerlemiş, Yeniçağ gazetesinin manşetinden salvolar başlamıştı..

Ekrem bu..

Tartışıp, sonra küçük pazarlıklarla gönlünü alamayacağı tek medya organı Akit’tir.

Henüz İBB Başkanlığı gündemde bile değil iken, Beylikdüzü Belediye Başkanı iken, aleyhinde yapılan haberler üzerine akit tv’ye koltuğunun altında çikolata kutusu ile gelmiş ama hakkettiği cevabı alınca, kös kös geri dönmüştü..

Şimdi Yeniçağ ile de Sözcü ile de hatta Cumhuriyet ile de dalgalı ilişkileri yürütürken, gün geliyor kavga ediyor, gün geliyor musluğu açıp, ilişkileri düzeltiyor.

Tüm bu aşamaları geçtikten sonra.. Mahalli seçimlere 9 ay kala.. Bugün açısından ise..

Kibrinden mi, ağzının bozukluğundan mıdır, yoksa ikisi birden mi, bilmiyorum..

Geldiğimiz nokta, şu:

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün pazar ziyaretinde bir kadınla sohbet etmeye çalışırken..

“Suya çok zam yaptınız. Hani her şey güzel olacaktı. Arayınca vatandaş sizi nerede bulacak. Tatillerde mi bulacak” itirazı ile karşılaşmış..

Vatandaşın sözleri doğru mu?

El Hak.. Doğru..

Vatandaş fırsat verilmediği için, itirazını ayrıntılandıramamış..

Biz ayrıntılandıralım.

Ekrem İmamoğlu’na hatırlatılan ne idi?

20019 mahalli seçimleri öncesinde, “Belediyede çok israf var. Sadece israfı önleyerek, özel amaçla kullanılan makam araçlarını satarak, vatandaşın su kullanımına zam yapmayacağız. Yine israfı önleyerek, ulaşımda zam yapmayacağız” sözleri.

Yoksa, Ekrem İmamoğlu şunu dememişti: “Bugüne kadar elektriğe ve diğer girdi fiyatlarına zam geldiğinde, o oranda suya, ulaşım fiyatlarına zam geliyor.. Biz de o zamları yaparız. Onun üstünde bir zam yapmayız. Elektriğe zam gelmezse, biz de suya zam yapmayız.”

Diyeceksiniz ki, “Elektriğe zam gelmediği bir süreçte, suya niye zam gelsin ki?”

Eeee.

Karşınızda Sülün Osman var.. Eşeği boyar, sizin eşeğinizi size satar!

Mahalli seçim öncesinde, israfı önleyerek, suyu ve ulaşımı ucuzlatacaklarını söyleyen Ekrem bey, şimdi ise, “Elektriğe zam geldi ben ne yapayım” diyor..

Hatta, çaktırmadan da, elektriğe gelen % 25’lik zammı, suya % 40 olarak yansıtıyor.

Bunların hepsine, “haydi neyse” diyelim..

Ama şuna ne diyecek, Ekrem bey?

Pazarda karşılaştığı ve “Her şey çok güzel olacaktı” diye hatırlatma yaparak, sitemde bulunan bir hanımefendiye, terbiyesizce, küstahça sarfettiği sözler şunlar:.

“Sen kıskan da çatla.. Senin de oyunu alacağım. Hırsından çatlıyorsun!”

Kadın derneklerini falan açıklama yapmaya davet etmeyeceğim..

Onları biliyoruz..

Dertleri kadın değil..

Dertleri kadınlar üzerinden, kadınların haklarını koruyormuş gibi görüntü vererek dindarlara laf çakmak..

Dolayısıyla, şimdi bir hanımefendiye “Hırsından çatla” diyen Ekrem İmamoğlu’na, “Terbiyesizlik yapma” açıklamasında bulunacaklarını sanmıyorum..

Ama bu Ekrem İmamoğlu ile CHP’den koparsa, yol yürümeye niyetli olan Meral Akşener’e sormamız lazım..

İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi için, Danıştay’da dava açarken, “Kadınlar eziliyor” diye bas bas bağırıyordun..

Şimdi, kendi adamınız olarak desteklediğiniz, Cumhurbaşkanı adayı göstermeye kalktığınız, başaramayınca “Cumhurbaşkanı yardımcılığı da olur” dediğiniz Ekrem İmamoğlu’nun bir hanımefendiye hitabı ortada..

Ne diyeceksiniz, bu saygısızlığa?

Meral hanım ne diyeceğini düşünürken, Sülün Osman’ın açtığı internet sitesindeki, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili yorumlarına gözatalım..

Bay Ekrem, iktidaricindegisim.org diye bir site açmış, orada şu tespiti yapıyor:

“.. seçimlerde Türkiye’nin değişim fırsatı kaçırıldı. Muhalif seçmenin değişim talebi karşılanamadı. Rejimi değiştirecek güven ve umut tesis edilemedi. Ekonomik krizin yakıcı etkileri nedeniyle iktidarın en zayıf olduğu koşullarda hem parlamento hem de Cumhurbaşkanlığı seçimleri kaybedildi. Sonuçta değişim talep eden kesimlerde çok büyük bir hayal kırıklığı ve umutsuzluk ortaya çıktı.”

Bunları söyleyen bir kişi, seçimlerde Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olarak meydan meydan dolaşan ve bu sebeple de İstanbullular tarafından, “İstanbul’a ne zaman geleceksin” diye eleştirilen bir kişi.

Kendisi aday değilmiş, seçimi kendisi de kaybetmemiş gibi, “fırsat kaçırıldı” diyor. “Değişim talebi karşılanamadı” diyor. “Umut tesis edilemedi” diyor. “Kaybedildi” diyor. “Hayal kırıklığı ve umutsuzluk ortaya çıktı” diyor..

Sülün Osman..

Bunların hepsinde senin de ortak sorumluluğun vardı, ne çabuk unuttun?

Ama kabahat sende değil, bizde..

Senin Sülün Osman olduğunu unutuyoruz..

Ciddi ciddi, sana cevap vermeye kalkıyoruz.