Erdoğan'ın annesine küfreden hadsiz, yine kafa çıkardı!

Zamanında Tayyip Erdoğan'ın annesine küfredecek kadar zıvanadan çıkan 90'lık Oktay Ekşi, yeni kapak attığı Cumhuriyet'te kin kusmaya devam ediyor... 20 yıldır iktidarda olan ve neredeyse bütün seçimlerde, amigoluğunu yaptığı CHP'yi tokatlayan AK Parti'ye yönelik iğrenç imalarda bulunan Ekşi, önümüzdeki seçimlerde yiyeceği yeni şamarın önünü almak için akıl almaz bir iftiraya başvurdu.

AK Parti'nin, seçimlerde iletişim/bilişim teknolojilerini devreye sokup hile yapacağını ima eden Ekşi, "Yazıklar olsun" dedirten pespaye yazısında özetle şunları kaydetti:

 İstanbul CHP İl Örgütü, 2019 Mart’ında yapılan, sonra 24 Haziran’da tekrar edilen büyükşehir belediye seçiminde, hemen her sandık başına bir avukat koyma ve özellikle sandıklara son derece sıkı bir şekilde sahip çıkma gibi önlemlerin, sonuçlar yönünden ne kadar önemli olduğunu ispat etmişti. Şimdi de aynı taktiğin uygulanacağını duyuyoruz. Keza CHP Genel Merkezi’nin, internet üzerinden, sandık sonuçlarını Yüksek Seçim Kurulu ile aynı anda izleme amacıyla hazırlıklarını sürdürdüğünden haberdarız. 

Ancak bu önlemlerin yeterli olmadığını da 2014 yerel seçimlerinde -resmi açıklamaya göre -trafoya kedi girmesi(?)-, Nisan 2017’de yapılan “anayasa değişikliği referandumu”nda “Mühürsüz oy zarflarının da geçerli sayılması” türünden örneklerle gördük. 

Görüldüğü gibi alınan önlemlerin ve “güvenlik”le ilgili tartışmalarımızın nerdeyse tamamı, seçim günü yapılan veya yapılmasına engel olunmak istenen eylemlerle ilgili.

Oysa dünyada yaşanan başka örnekler var ki seçim güvenliğinin, seçim gününden aylar önce ihlal edilebildiğini gösterdi.

ABD’nin bir önceki başkanı Donald Trump’ın seçiminden ve İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasıyla sonuçlanan Brexit referandumundan söz ediyorum.

Olay Trump’ın seçilmesinden sonra ortaya çıktı.

İngiltere merkezli Cambridge Analytica isimli firmanın, ABD’deki 87 milyonu aşkın Facebook kullanıcısı seçmenin kişilik bilgilerini analiz ettiği ve hangi seçmen kesimine nasıl bir propagandayla yaklaşılırsa onların oylarının yörüngesinden saptırılacağını ortaya koyduğu; böylece aslında zayıf olan adayı -veya tarafı- zafere ulaştırdığı ortaya konmuştu. 

Dahası, Trump’ın seçilmesinde Rusya’nın (aslında Vladimir Putin’in ABD’deki uzantıları aracılığıyla ciddi şekilde rol oynadığı da çok yazıldı ama aksini savunanlardan ikna edici bir açıklama gelmedi. 

Gerçi Cambridge Analytica 2018’de kapatıldı ama yerine yenileri kuruldu ve ilgilenen bilir ki halen faal haldeler.

Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin’le yakınlığı ve iletişim/bilişim teknolojilerine, muhalif parti kadrolarından daha çok önem verdiği bilindiğine göre, 2023 seçimlerinde bu tür bir marifetle karşılaşmamız ihtimalini hiç gözden uzak tutmayalım."