Esir takası katil İsrail ile Hamas arasındaki farkı ortaya koydu!

Hamas’ın askeri kanadı İzzettin El Kassam Tugayları ile serbest bırakılan İsrailli esirler arasındaki samimi görüntüler İslam medeniyetinin bir yansıması olarak tüm dünyada takdir toplarken, Filistinli mazlumlar için “Filistinli teröristler” diyen Siyonist İsrail takas sırasında bile barbarca davranıyor.

Müslümanlara terörist iftirası atan ve İslamofobiyi kurumsal hale getiren Haçlı Batı’nın ve Siyonist İsrail’in kirli yüzü bir kez daha çöktü. Hamas ile İsrail arasında esir takası sırasında yaşananlar bile iki medeniyet arasındaki farkı gözler önüne seriyor. Filistinli esirler yıllardır barbar İsrail’in hapishanelerinde maruz kaldıkları işkence ve kötü şartları tek tek anlatırken, misafir gibi ağırlanan İsrailli esirler iyi muameleden dolayı Hamas’a teşekkür etti. Kızı Emilia ile beraber serbest bırakılan Danielle isimli İsrailli kadın, Kassam Tugaylarının gösterdiği insani tavırdan dolayı teşekkürlerini sunduğu bir mektup yazarken, Maya Regev ise İsrail’e gitmek bile istemedi. İsrailli Yochved Lifshit de, “İslam dinine inanan insanlar olduklarını ve bize zarar vermeyeceklerini söylediler. Çok nazik davrandılar ve ihtiyacımız olan her şeye ulaşmamızı sağladılar” ifadelerini kullandı.

Kim terörist belli oldu

Filistinli tutsaklar için “teröristler” diyen ve serbest bırakılan esirlerin evlerine baskın düzenleyecek kadar alçaklaşan terör devleti İsrail, son ana kadar zulüm uygulamaya devam etti. Siyonistin kahpe yüzünü ve Ümmetin Aslanları El Kassam Tugaylarının merhamet ve adaletini gözler önüne seren açıklamalardan bazıları şöyle:

Serbest bıraktığı Filistinli bir tutsak, 11 yıldır tutulduğu cezaevinde yaşadığı işkenceler sonucu akli melekelerini yitirerek öz ailesini dahi tanıyamadı.

Filistinli en eski kadın tutuklulardan Meysun Musa el-Cibali, İsrail hapishanelerindeki kadınların 7 Ekim’den sonra zor günler geçirdiklerini şöyle anlattı: “İsrail askerleri hapishanelerde üzerimizi soyup bizi çıplak biçimde arıyordu. Şiddet işkence ve tacize maruz kalıyorduk. Hastalandığımızda ‘doktor yok’ ‘su için, ilaç yok’ diyordu.”

Serbest bırakılan 16 yaşındaki Filistinli Usame Nayif Marmaş, “Her hafta bizi dövmeye gelirlerdi. Tüm kıyafet, örtü ve yatakları da almışlardı. Çok işkence gördük, 4 arkadaşımız şehit oldu” dedi.Filistinli Hanan Barghuthi: “Aksa Tufanı’nı duyunca ‘Biz de Muhammed Dayf’ın askerleriyiz’ diye bağırdık. Çok dövdüler. Gaz sıktılar. İsrail’in yenilgisini, gardiyanların korku dolu bakışlarında gördük.”

Filistinli çocuk Muhammed Nazzal: “Yaşlılar öldü. Onları tekmelediler ve dövdüler. Geçen hafta kolumu ve parmağımı kırdılar. Tedavi etmediler. Bugün yine beni dövdüler. Hiçbir tıbbi tedavi sağlamadılar.”

İsrail’in 16 yaşında okul çıkışında esir aldığı ve 8 yıl sonra serbest bırakılan Marah Bakir ise, “İsrail tıbbi ihtiyaçlarımızı karşılamak bir yana bize işkenceler yaptı, ağır cezalar uyguladı” şeklinde konuştu.

Filistinli çocuk esir Wissam da “İsrail, 10 yaşından bile küçük çocukları istismar ediyor, dövüyorlar. Sadece 2 saat uyumamıza izin veriyorlar” dedi.

Hamas'a hayran kaldılar

Esir kaldıkları sürece kızının kendisini prenses gibi gördüğünü söyleyen İsrailli kadın Danielle Aloni yazdığı mektupta Hamas’a şöyle teşekkür etti: “Zor şartlar altında olmanıza ve onca kaybınıza rağmen kızıma şefkat ve merhametle davrandınız. Bu yaptığınız iyilikleri asla unutmayacağız. Size tüm kalbimle teşekkür ediyorum.”

Hamas’ın bıraktığı Yochved Lifshit: “Bize İslam dinine inanan insanlar olduklarını ve bize zarar vermeyeceklerini söylediler. Bize çok nazik davrandılar ve ihtiyacımız olan her şeye ulaşmamızı sağladılar.”

İsrailli esir Maya Regev de Kassam Tugayları’nın teslim edeceklerini kendisine belirtmesine rağmen İsrail’e gitmek istemedi. Maya, İsrailli yetkililere teslim edilirken “Bye Maya” diyen Hamas savaşçısına “Şükran, bye” karşılığını verdi.

Kur'an merhameti emreder

Hak din olan İslam ile sapık Siyonist İsrail arasındaki farkı akit’e değerlendiren TÜM-DİN-DER Başkanı Metin Kaçar, şunları söyledi: “Batı her zaman arkasında kan, zulüm bırakmıştır. Ama hamdüsenalar olsun İslam alemi, hak, adalet, gerçek hürriyet, gerçek özgürlüğü bırakmıştır. Burada da Kur’an’ın ve Hazreti Nebi’nin payı çoktur. ‘İnsan Hakları Beyannamesi’ diye Batı’nın bir safsatası vardır. Hâlbuki asırlar öncesinde Peygamberimiz Veda Hutbesi’nde insan hakları evrensel beyannamesinin işaretlerini vermiştir. İslam âleminin beslendiği kaynak Kur’an ve sünnettir. Sünneti de Peygamberimiz bizzat Bedir Savaşı’ndan başlayarak savaş hukukunu bize öğretmiştir. Bedir Savaşı’ndaki esirlere davranışı ile diğer gazvelerdeki, savaşlardaki davranışlarına baktığımızda, ‘terörist’ diye lanse edilen Hamaslı kardeşlerimizin uygulamalarının peygamberin uygulamalarına benzediğini görüyoruz. Dolayısıyla Hamaslı kardeşlerimizin beslendiği kaynak sünnet ve Kur’an’dır. Ama terör devleti İsrail’in beslendiği kaynak zulümdür, gözyaşıdır. Adaletsizliktir haksızlıktır. Batının ve Avrupa’nın karanlık geçmişidir.”