Nafakazede’ye kötü haber

Aile hukukunda mağduriyetlere yol açan en ciddi problemler arasında gösterilen süresiz nafaka uygulamasıyla ilgili çalışmanın rafa kaldırıldığı öğrenildi.

Adalet Bakanlığı’nın Meclis Başkanlığı’na sunduğu 11. Yargı Paketi’nde yer almayan süresiz nafaka düzenlemesinin, çalışmaları devam eden 12. Yargı Paketi’nde de olmayacağı bildirildi.

Edinilen kulis bilgilerine göre, nafakaya kademeli veya süreli bir çerçeve getirme çalışmasına ara verildi. NAFAKAYA ADİL SÜRE BEKLENTİSİ

Yeni yargı paketi öncesinde kamuoyuna yansıyan bilgilerde, nafakada ilk ölçünün evlilik süresi olarak kabul edileceği kaydedilmişti.

Kadınları mağdur etmeyecek şekilde planlanan yeni sistemde, her iki tarafın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alarak nafakanın süresini ve miktarının belirleneceği bildirilmişti.

Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı belirtilen taslakta, mahkemelerin nafaka davalarında tarafların gelir durumunu göz önüne alacağı maddesi yer almıştı.

Maddi açıdan darda olan tarafın nafaka yükümlülüğü altına girmemesi öngörülmüştü. Kısa süreli nafaka ödemesiyle dosyaların kapanmasının sağlanacağı bir taslak metin güdeme gelmişti.

Bakanlığın hazırladığı taslakta, ödenemeyen nafakaların icra yoluyla tahsili konusundaki hükümler de değiştirilecekti. Yeni düzenlemeye göre, nafaka borcunu ödemeyen kişilere uygulanan tazyik hapsine (zorlayıcı hapis) üst sınır getirilecekti. Böylelikle, nafaka borçlularının aylarca hapis yatmasının önüne geçilecekti. Toplam tazyik hapsi süresinin bir yılı aşamayacağı öngörülmüştü.

Mevcut sistemde, nafakasını ödemeyen kişilere üç aya kadar tazyik hapsi uygulanıyor ve her yeni ödeme dönemi için bu ceza tekrarlanabiliyor.

6 YIL ÖNCE YİNE GÜNDEME GELDİ, YİNE OLMADI

Süresiz nafakayla ilgili 2019 yılında, iki yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, 5 yılın altındakilerde 7-8 yıl, 5 ila 10 yıl arasındaki evliliklerde 12 yıl nafaka ödenmesine dair bir düzenleme gündeme gelmiş ancak hayata geçmemişti.

ÖLENE KADAR BORÇLU OLUNAN TEK UYGULAMA

1988 yılında yürürlüğe giren süresiz nafaka uygulaması, boşanan çiftlerin yeni hayat kurmasını zorlaştırdığı, yeni evliliklerin önünü tıkadığı, erkek tarafını ömür boyu süren borca soktuğu ve birçok suistimal vakasına yol açtığı yönünde eleştiriliyor.

Süresiz nafaka uygulaması; tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası olarak kademelere ayrılıyor.

Bir gün bile evli kalan çiftlerin boşanması durumunda aralarında ölene kadar devam eden nafaka rejimi devreye giriyor.

Genellikle kadın tarafının aldığı nafaka ödemesi, taraflardan birinin ölümü durumunda ortadan kalkıyor.

SUİSTİMALLERE AÇIK

Nafaka alan kadının yeniden evlenmesi durumunda nafaka ödemesi duruyor. Çok sayıda vakada nafaka ücretinin kesilmemesi için gönül birlikteliğinin nikaha dönüştürülmediği yönünde şikayetler yükseliyor.

Sigortalı bir işe girilmesi durumunda da nafaka büyük ölçüde düşüyor. Bu durum ise nafaka alan tarafın sigortasız şekilde çalışma hayatına katıldığına dair suistimal örnekleriyle anılıyor.

İSLAM'DA NAFAKA SÜRESİ

İslam hukukunda nafakanın sınırsız olarak uygulanması caiz görülmüyor. İlahiyatçılar, Müslüman çiftin boşanmasının ardından kadın tarafının hayız sürecinin başlangıç ve bitimi olarak maksimum 3 ay süreyle nafaka ödemesin öngörüldüğünü ifade ediyor. Bu 3 aylık süreç, olası hamilelik durumunda babanın kim olduğunun kesin tespiti olarak konuluyor.

EVLADA BİLE NAFAKA SÜRESİZ ÖDENMİYOR

Boşanma sonrasında çocukların velayetini İslam hukuku babaya, bakımını anneye veriyor. Baba, çocukların nafakasını çocukları reşit oluncaya veya evlenene kadar ödüyor. Yani baba, ayrılık yaşamayacağı kendi evladına bile süresiz nafaka ödemiyor.

37 ÖNCESİNDEN YÜKSELEN NAFAKA İTİRAZLARI: BOŞANMA ARTAR, AİLE YIKILIR

Daha önce en fazla bir yıl süreyle ödenen nafaka, 1988 yılında yapılan düzenlemeyle süresiz hale getirildi.

Müebbet nafaka uygulamasının kanunlaştığı dönemde milletvekilleri ciddi itirazlar yöneltmişti.

Cumhuriyet döneminde “en fazla 1 yıl” olarak uygulanan nafakayı süresiz hale getiren hukuki düzenleme, 4 Mayıs 1988 tarihinde TBMM gündemine alındı.

TBMM’nin 18. Dönem 1. Yasama Yılı 64’üncü Birleşiminde söz alan dönemin milletvekilleri Abdullah Ulutürk ile Ali Şahin, günümüzde yaşananları anlatırcasına “aile düzeni yıkılır”, “boşanmalar artar”, “evlilikler azalır”, “gayrımeşru ilişkiler çoğalır” şeklinde ikazlarda bulunmuştu.