Hangi yıl idi ve desteğe mi geldin, destek almaya mı?

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkındaki kanatimi peşinen söyleyeyim..

Yakın çevrem bilir..

Refahyol dönemindeki duruşu sebebi ile  takdir ederdim..

Öyle yıllar önce değil..

28 Şubat davasına gidip, “darbe mi değil mi, mahkemenin takdirine bırakıyorum” dediğinde dahi..

Hüsn-ü zan besleyerek,  “Karşısında çakallar sürüsü var. Kendisini niye kaptırsın. ‘Gelirsek oraya, yağlı kazığa oturturuz’ tehdidine muhatap olmak kolay mı?” düşüncesi ile yakın tarihde bazı videoları servise konulup, bakan olduğu 28 Şubat döneminde sarıklıları toplatacağı, başörtü yasağını da içerecek anlama gelecek şekilde kıyafet yasasının uygulanacağı, “göreceksiniz uygulanacak” şeklindeki sözlerini, “O darbe döneminin mecburiyeti” olarak yorumlamışımdır..

Benimle aynı kanaatte olmayan arkadaşlarımızın, Akşener’in aslında 28 Şubat’ta dik durmayan bir kişi olduğunu iddia eden küçük küçük eleştirileri akit’te çıkmış ise de, benim samimi kanaatim aksi yönde idi..

Sırf Erbakan Hoca ile hükümet kurdukları için, darbecilerin tehdidine rağmen, o hükümeti sürdürmek istedikleri için duyduğumuz vefa hissinin, bugün Meral Akşener tarafından nasıl istismar edildiğini gördüm..

Kimse kusura bakmasın..

Hüsn-ü zan da bir yere kadar..

Hele hele..

Düne kadar ölümüne mücadele ettiğiniz sol tandanslı kişilerle kol kola girip, siyaseten sizinle ortak düşünceleri olmasa da, sırf Erbakan Hoca ile birlikte egemen güçlere karşı yürüttüğünüz mücadele hatırına size destek veren insanları, “Benden yardım istemiştiniz” diye, itibarsızlaştırmaya kalkarsanız..

Gerçekleri yüzünüze vururuz..

Meral hanım, akit’i birileri ile karıştırmasın..

Hele hele..

“Haddini bil” diyerek Yeniçağ gazetesinden manşet atıp, sonra hizaya getirdiği Ekrem İmamoğlu gibilerle hiç karıştırmasın..

Hayır, sloganlarla cevaplamayacağım.

Tane tane..

Eğer küçücük bir çarpıtmamız var ise, cevabını bekleyerek, gerçekleri haykıracağım..

Dünkü grup toplantısında, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener diyor ki:

 “Bundan 20 sene önce nasıl Emine hanımın yanına koştuysam... Sayın Zahit Akman hatırlıyor musun? Gecenin 1’inde beni aradığını. Kimseyi bulamamıştın da beni bulmuştunuz hatırlıyor musun? Ben sizin isteğinizi yerine getirmiştim.”

Tam bu noktada araya girmeliyim..

Ve sormalıyım Meral hanıma:

“Zahid bey, şimdi sizin yanınızdaki CHP’lilerin tehditleri ile hedef göstermeleri ile o tarihde iftiraya maruz kaldı ve tutuklandı.. Siz ise, sanki Zahid beye, CHP’li çakallara karşı yardım etmiş gibi imada bulunuyorsunuz. Çıkın açık açık söyleyin. Siz yardım etti iseniz, Zahid bey niye tutuklandı? Niye haksız yere cezaevine konuldu?”

Devam ediyorum Akşener’in konuşmasına:

“Ey Yeni Şafak’ın sahipleri, eviniz basıldığında bir operasyon yapıldığında kimseleri bulamamıştı avukatınız, bula bula beni bulmuştu, ben de oradaydım, yaaa...”

Affedersiniz sayın Akşener?

Öyle bir intiba veriyorsunuz ki?!

Sanki uzaylılar gelmiş, Yeni Şafak grubuna baskın yapmış siz de Asena olarak gidip kurtarmışsınız?

Yalan söylüyorsunuz..

Düştüğünüz çukurdan kurtulmak için, olayları çarpıtıyorsunuz..

Yeni Şafak’tan en yetkili isimler, o tarihde bırakın evlerinin aranmasını, şimdi yanıbaşınızda olan CHP’li bükoratların eliyle işkenceden geçirildiler.. Senin de desteğin, olsun olsun, “ben görüşürüm” ile sınırlıdır..

Gelelim turpun büyüğüne. Yalanın kralına.. Riyakarlığın, sahtekarlığın zirvesine..

Akşener devam ediyor:

“Eyy Akit, Akit’in o devirdeki ismiyle Vakit’in sahipleri, 1999, hatırlıyor musunuz panik içinde Kocaeli’den milletvekili adayı olan eski İçişleri Bakanı, Refah Yol’un İçişleri Bakanı Meral Akşener’i panik içinde arayıp, ‘Abla ne olursun bizi bir gürültüyle ziyaret et’ dediğinizde seçim çalışmalarını bırakıp, İzmit’ten sizi ziyarete gelmiştim hatırlıyor musunuz?”

Yalan bir: 1999’da Meral Akşener akit’e/vakit’e destek ziyareti yapmamıştır..

Buyursun ispatlasın..

akit/vakit kendisinden destek ziyareti talebinde bulunmamıştır..

1999’da akit’e yönelik, en ciddi baskı, Cumhuriyet gazetesinin hedef göstermesi sonrasında, 300 polis ile gerçekleştirilen operasyon idi..

Başından sonuna kadar, gazetede idim..

Meral Akşener’i ne gördüm, ne de isminin geçtiğine şahit oldum..

Polis sabah geldi, binanın tamamını aradı. “Bu kadar polissiniz.. Burası bir gazete. Yarınki gazeteyi hazırlamamız gerekir. Bir an önce aramanızı bitirin” dediysek de..

Akşam saatlerine kadar arama devam etti.

Ne biz Meral’i aradık. Ne de Akşener bize yardıma geldi.. Ki, o tarih, zaten seçimden 5 ay sonrası idi. Seçim öncesinde, her zamanki savcı-polis takibatları dışında, akit’te bir olay olmamıştı ki, Meral Akşener’i de çağıralım..

Ama lafı yuvarlamayalım, net söyleyeyim: biz Meral hanımı çağırmadık. Meral hanım da gelmedi.. 

Geldiği tarih 1999 değil, 2004. 

Bize destek için değil, kendisi MHP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu için, destek almaya geldi..

Biz de, Erbakan Hocanın hatırına, Refahyol hükümeti ile Erbakan Hocaya destek vermelerinin bir vefası olarak röportaj yapıp, görüşlerini kamuoyuna aktardık..

Buyrun, Meral hanım. Çıkın şimdi meydana..

akit’e bir gürültüyle yapılan ziyareti göster bize..

Gelin akittv’ye..

Gözlerimizin içine bakarak, “Siz, akit’e destek vermeniz için beni çağırdınız” deyin.

Diyebilirseniz eğer..

Zahid Akman’da bir telefondan bahsediyorsunuz..

CHP’nin şirretliğini itiraf etmiş oluyorsunuz.. 

Albayrak grubunun avukatının aradığını söylüyorsunuz, CHP’li bürokratların işkenceciliğini itiraf ediyorsun..

Ama akit’e gelince..

“Sahipleri” diyorsun da..

Hangi olay için seni “gürültü ile ziyaret”e çağırmışız, söyleyemiyorsun..

Çünkü böyle bir olay yok.. Seni desteğe çağırmadık.. Yalan söylüyorsun..

Tam aksine, aynı siyasi görüşten olmamamıza rağmen, Erbakan’ın hatırına, sana hep pozitif ayrımcılık yaptık..

Ama sen o vefa hissimizi bile, istismara kalkıştın.

Sorum net:

“Gürültülü ziyaretini ve verdiğin desteği bize göster”..

Sonrası da önemli..

Akşener şöyle bitiriyor, o konudaki sözlerini:

“Çağıra çağıra beni çağırmıştınız kimseyi bulamamıştınız çünkü hepsi korkaktı!”

Akşener, 28 Şubat sürecinin genel havasını aktarıyor:

Refah Partililer için, Fazilet Partililer için söylüyor, “korkaktılar” diye..

CHP’liler için demiş oluyor, “korkutuyorlardı”..

Şimdi ne oldu peki?

İki partisi kapatılan ve senin “korkuyorlardı” dediklerinle beraber, o korkutanlarla ne işiniz var sizin bugün?