Hastalar anlatıyor! "Burası hastane değil 5 yıldızlı otel gibi"

Muhsin Yılmaz (51): İstanbul Hadımköy'de yaşıyorum ve inşaat işçisi olarak çalışıyorum. 23 Şubat'ta iş kazası geçirdim iskeleden 6 metre yükseklikten düştüm. Göğsümde kırıklar vardı iyileşti, belimde kırıklar var, bacaklarımda da his yok yürüyemiyorum. Yavaş yavaş oturma pozisyonuna geçtik. Allah razı olsun doktorlarımızdan, burada çalışan personellerin hepsi çok iyi ilgileniyorlar. Günde 3 ana öğün 2 tane de ara öğün yemek veriyorlar. Şehir hastanelerinin sayısı artsın, her ilimizde olsun. Burası hastane değil 5 yıldızlı otel gibi.

"BUGÜNE KADAR HİÇBİR HASTANEDE BÖYLE İMKÂNLAR GÖRMEDİM"

Kezban İncebacak (59): İstanbul Halkalı'da yaşıyorum, Akciğer kanserine yakalanmıştım şu an ilaçlarla birlikte toparladım tedavim devam ediyor ama bacaklarımda lenf ödem olduğu için 2 aydır burada fizik tedavi alıyorum. Hastaneden, hemşiresinden, doktorundan, temizlikçisinden hepsinden çok memnunum. Hastanemiz 1 numara, otelde kalıyor gibiyiz. Kurslar da var, ben bugüne kadar hiçbir hastanede böyle imkânlar görmedim.

"BİZE GERÇEKTEN DEĞER VERİLDİĞİNİ HİSSEDİYORUZ"

Havva Kaçmazer (51): İstanbul Avcılar'da yaşıyorum. 2017 yılından beri meme kanseri tedavisi görüyorum. Sağ kolumdaki koltukaltı lenflerim alındığı için kollarım şişmeye başladı. Yaklaşık 1 aydır bu hastanede tedavi görüyorum ve gayet güzel gidiyor. Buradan gitmek istemiyorum hatta arkadaşlarıma 'Eğer taburcu olursam refakatçi olarak yanınızda kalabilirim' diyorum. İnşallah başka yerlere de şehir hastaneleri kurulur, gerçekten çok büyük bir ihtiyaçmış. Bahçemize inip oturabiliyoruz, yemeklerimiz saatinde geliyor, temizlik çok iyi, kıyafetlerimizi de yıkıyorlar. Allah çaba harcayanlardan razı olsun. Doktorlarımıza da çok kolay ulaşıyoruz, rahatlıkla soru sorabiliyoruz. Bize gerçekten değer verildiğini hissediyoruz.

"KEŞKE HER HASTANE ŞEHİR HASTANESİNE DÖNÜŞTÜRÜLSE"

Şahzade Çam (54): İstanbul Bağcılar'da yaşıyorum. Köyde kaza geçirmiştim. İkinci kattan birinci katın zeminine düştüm, belim kırıldı, platin taktılar, hiçbir şey hissetmiyordum, yürüyemiyordum. 3 aydır burada tedavi görüyorum. Şu anda Allah'a şükür her işimi kendim yapıyorum. Düştüğüm günden beri kızım ilgilendi benimle. Allah razı olsun hemşirelerimiz de doktorum da çok iyi. Evde görmediğimiz hürmeti burada görüyoruz. Daha önce tedavi gördüğüm hastanelere göre burası çok çok iyi. Keşke bütün hastaneler böyle şehir hastanelerine dönüşse, sayısı artsın, en azından her şehirde olsun.

Gürkan Tuygun (51): İnme şikayetiyle geldim, sağ kolum ve sağ ayağım tutmuyordu ve yaklaşık 2 aydır burada tedavi görüyorum. Sağ kolum yüzde 80 düzeldi. Aynı zamanda konuşma terapisi de alıyorum. Tedaviden ve hastanenin imkânlarından memnunuz. Birazdan robot tedavisi alacağım. Hastane çok temiz, odalarımız çok rahat.

İbrahim Kuşçu (63): Buradan memleketimiz Hatay'a 1 buçuk yıl önce taşındık. Yüksek tansiyon ve şeker komasından dolayı felç geçirince tedavi için buraya geldik. Tekrar Hatay'a döndükten 3 gün sonra deprem oldu. Depremden sonra oğlum tekrar bizi İstanbul'a getirdi o günden beri de eşim Hatice'yle beraber bu hastanedeyiz. Hastanenin imkânlarından çok memnun kaldık. Ben buraya geldiğimde yürüyemiyordum ama artık yürüyebiliyorum, kendi ihtiyaçlarımı görebiliyorum. Personellerden, hemşirelerden, doktorumuzdan çok memnunuz. İnsanlar bu hastanelerin sayısının artmasını istiyor çünkü çok talep var.

"ŞEHİR HASTANELERİ MÜKEMMELİYET MERKEZLERİ OLARAK İNŞA EDİLDİ"

Şehir hastanelerinin mükemmeliyet merkezleri olarak inşa edildiğini belirten Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, "Bütün branşların bir arada olduğu, herhangi bir nedenle hastanın başka bir yere sevk edilmesinin, hastanın o sağlık merkezinden bu sağlık merkezine gitmesinin bitirildiği bir model inşa edilmiş oldu. Şehir hastaneleri hem olağanüstü hallerde hem de doğal akışta sağlık sisteminin garantiye alınmasını sağladı. Şu an 21'inci şehir hastanesi açıldı 12 tane daha açılacak ve toplam 33 şehir hastanesi sağlık sistemine 44 bin yatak gibi bir güç getirecek. Deprem gibi olağanüstü hallerde bile ayakta durabilecek sismik izolatörlü, bütün bağlantıları esneyebilen şekilde organize edilen binalar var." dedi.

"VATANDAŞ ARTIK ŞEHİR HASTANESİNDEN BAŞKA HASTANEYE GİTMEK İSTEMİYOR"

Bu hastanelerin verdiği hizmetlerin belli standartlar ve sürelerle sınırlandırılmış olduğunu söyleyen Yiyit, "Özellikle kamu özel işbirliğinden gelen bazı farklılıklar var. Her bir hizmet kaleminin belli bir süresi var ve o süre içerisinde çözmek zorundasınız. Örnek vermek gerekirse MR ve tomografiyi 3 gün içerisinde yerine getirmek zorundasınız. Bunları üst üste koyduğumuz zaman aslında bu hastaneler için hasta memnuniyet garantili hastaneler demek lazım. Çünkü hastanın ihtiyacı olan tedavi tetkik tek bir merkezde bulunabiliyor. Şehir hastaneleri modelinin gerçek manada aradığımız çözüm olduğunu vatandaşımız tasdikledi. Şehir hastanelerimizin birçoğu yüzde 100 dolulukla gidiyor. Vatandaşımız artık şehir hastanesi olan illerde bu hastanelerden başka yere gitmek istemiyor. Özel hastanelerin de üzerinde hizmet veren hastaneler. Özel hastanelerden buralara nakil olmak isteyen hastaların sayısı artıyor." diye konuştu.

"ÇAM VE SAKURA ÜLKE ADINA BİR MARKA"

Çam ve Sakura Şehir Hastanesinin henüz 3 yaşını doldurmadığı halde bu kadar kısa sürede 9 milyondan fazla hastaya sağlık hizmeti verdiğini dile getiren Yiyit, şunları söyledi: "300 binden fazla kişi ameliyat oldu ve 45 bin çocuk da dünyaya merhaba dedi. Uluslararası anlamda da karşılık bulmuş bir hastaneyiz. Her hafta farklı bir ülkenin bakan, bakan yardımcısı düzeyinde heyetleri hastanemizi ziyaret ediyor ve hayranlıklarını ifade ediyor. Türkiye artık başka ülkelerden tecrübe aktarımı için ziyaretleri kabul eden bir ülke haline geldi. Ülke adına bir marka değeri oluştuğunu ve sağlık alanında geldiğimiz noktadaki başarının anıtsal bir değeri olduğunu düşünüyorum. Depremde de 2 binin üzerinde hasta aldık çok büyük bir kısmının tedavileri tamamlandı. Hastanemiz adına vatandaşa dokunur her türlü sıkıntının önden çözüldüğü bir merkeziz. Çocukların eğitiminden tutun da burada yatan hastaların sosyal anlamdaki eğitimleri, kendimize özgü ziyaret uygulamamızdan final aşamasına gelmiş bir dijital dönüşüme kadar birçok alanda Türkiye'de liderliği taşıdığımızı düşünüyorum."

RESİM, AŞÇILIK, EL SANATLARI, KUR'AN-I KERİM VE AŞÇILIK KURSU VAR

Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'nin Sorumlu Fizyoterapisti Mustafa Güvendik ise şöyle konuştu: "Şehir hastanelerinin tamamında fizik tedavide bir standart oluşturuluyor. Hastalarımızın en memnun oldukları şey eski hastanelere göre bakım hizmetlerinin çok iyi olması. Fizik tedavi haricinde konaklama, yeme içme ve sosyal aktivite imkânlarının geniş olması. Hastalar buraya geldiklerinde 1 saat fizyoterapistle manuel olarak çalışabiliyorlar. Robot tedavilerimiz, iş uğraşı tedavilerimiz var ve havuz tedavimiz de yakın zamanda açılacak. Çok sayıda kursumuz var hasta ve hasta yakınlarına yönelik. Resim, aşçılık, el sanatları, Kur'an-ı Kerim ve aşçılık kursları var. Hasta buraya geldiğinde günün nasıl geçtiğini anlayamaz."