Hayaller ‘eş başkanlık’ gerçekler ‘25 vekil’

Başta ‘ortak aday’ olmak üzere hiçbir meselede uzlaşamayan düşman kardeşler, iktidar hırsı, vekil pazarlıkları, Bizans oyunları, küçük ortakları atlatma girişimleri ve masada yaşanan rant kapma telaşı yüzünden birbirine düştü. Ülkeyi ‘konsey’ ile eşit şekilde yöneteceklerini ve en az 20’şer vekil alacaklarını düşünen SP, DEVA, DP ve Gelecek Partisi, CHP’nin kendilerine toplamda 25 vekil vereceğinin ortaya çıkmasıyla şok oldu. Masanın gerçek sahipleri olan CHP ve İP’in küçük ortakları ‘angarya’ olarak gördüğünü belirten STK temsilcileri ve gazeteciler, “6’lı masayı rant kavgası dağıtacak” görüşünde birleşti.

Altılı masa içinde 2’li konsey kuran İP lideri Meral Akşener ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kapalı kapılar arkasında yaptıkları görüşmelerde şimdiden ganimeti paylaşma hesabı yaparken, ortaya çıkan kulis bilgileri ittifakın minik ortaklarının avuçlarını yalayacağını gözler önüne seriyor.

ABB Başkanı Mansur Yavaş ve DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın desteğini alan Kılıçdaroğlu, adaylık yarışındaki konumunu güçlendirirken, İP lideri Akşener’in ise olası bir seçim zaferinde ‘tek ve güçlü Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ olmak istediği öne sürülüyor.

CHP listesinden seçime girecek olan ve ülkeyi kurdukları “konsey” ile yöneteceklerini öne süren SP, DEVA, DP ve Gelecek Partisi’ne daha önce açıklanan ve grup kurma sayısı olan 20’şer milletvekili yerine, dört partiye toplamda 25 vekil verileceği ifade ediliyor.

İktidara gelmeleri halinde Türkiye’yi uyum içinde yöneteceklerini iddia eden şer ittifakında yaşanan rant ve koltuk kapma kavgasını Akit’e değerlendiren TÜRKAD Başkanı Mehmet Sarı, “Kılıçdaroğlu ile Akşener, Ankara Ahlatlıbel’de karşılıklı olarak yaptıkları toplantıda verdikleri fotoğrafla, aslında diğer dört partinin 6’lı masaya yük olduğunu açıkça kamuoyuna göstermiş oldular. Netice itibariyle bu ittifakta Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı, Meral Akşener de güçlü bir cumhurbaşkanı yardımcısı, diğer parti genel başkanlarına da milletvekilli ve bakanlık layık gördükleri özellikle kulislerde konuşulan bilgi olarak dolaştığını ifade etmek lazım. Bu şartları birlikte dikkate aldığımızda, masadaki idealler, beklentiler ve hayaller masanın gerçekleriyle uyuşmadı. Bundan dolayıdır ki bu iç kavgalar artık alenileşmeye başladı. Nitekim artık seçim tarihinin netleşmesine rağmen ne aday belirlediler, ne yardımcılarını ortaya koyabildiler. Ne de hükümet programını ortaya koyabildiler. Sadece süreç ilerledikçe stres ve gerilimler artmaya başladı. Masa içerisindeki kavga, masa dışındaki aktörlerin ve faktörlerin devreye girmesiyle iyice gün yüzüne çıktı. Zaten nihayetinde olacağı buydu. Bu kadar birbirinden uyumsuz olan, bu kadar farklı toplumsal tabandan gelen ve hayalleri de çok yukarıda olan bu kadar ihtiraslı siyasetçi kitlesinin uyumlu olmaları ve geleceğin siyasetini inşa etmeleri mümkün değildi” ifadelerini kullandı.

6’lı masa miniklerin felaketi olacak

Gazeteci Yazar Murat Özer ise, “Bu seçimler özellikle SP, DEVA ve gelecek partileri için birer felakete dönüşecek. Çünkü bu partilerin genel başkanları ‘cumhurbaşkanı yardımcısı’ olmayı düşünüyorlarsa meclise girememeleri gerekir. Çünkü vekillikleri düşmüş olacak. Seçimleri kaybederlerse bu defa da hükümette de var olmayacaklar. Böylece siyaseten tasfiye edilmiş olacaklar. Diyelim ki aksi oldu. İyi Parti zaten kendi listesi ile seçime giriyor. CHP’nin verdiği kontenjanın da 25 olacağı ortaya çıktı. Hatırlayacak olursak masadaki küçük partilerin her biri Meclis’te grup kuracak kadar milletvekili istiyordu. Ahmet Davutoğlu buradan aldığı cesaretle ‘kriz çıktığı esnada parlamentodan çekilirsek hükümet düşer” diyordu. Yani hükümeti düşürecek kadar bir milletvekili çoğunluğuna sahip olacakları düşüncesiyle hareket ediyorlardı. Ancak bugün gelinen noktada iş artık netleşti. CHP’nin bu saatten sonra onlara istedikleri oranda bir milletvekili kontenjanı verme imkânı olmadığını gördüler. Bence listedeki yerleri neticesinde 25 milletvekili dahi alamayacaklar. Kendilerine başka şeyler vaat edildiği için Temel Karamollaoğlu, Davutoğlu ve Babacan gibi liderler ise parlamentoya dahi giremeyecekler. Başları parlamento dışında, CHP listelerinden seçilen iki üç tane milletvekili de mecliste olan kadük partiler olarak kalacaklar” dedi.

Her toplantıda koltuk kavgası

“CHP’de ve altılı masada kanatlar o kadar çoğaldı ki artık gazeteci olarak bile takip etmenin imkânı kalmadı” ifadelerini kullanan Özer, şöyle devam etti:
“Biz dışarıdan ideolojik bir okuma yapmaya çalışıyoruz. Kaftancıoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na yakın olması gerektiğini, filancanın Mansur Yavaş’ı desteklediğini söylüyoruz. Bölünmelerin ideolojik saiklerle yaşandığını düşünüyoruz. Halbuki bu iş orada öyle yürümüyor. Yaşanan tartışmalar koltuk hesabı ile şekilleniyor. Çünkü biz 6’lı masada yapılan 10 toplantıda tartışmaların koltuk için çıktığını gördük. Bu koltuk tartışmaları onların başına çok iş açacak. Çünkü CHP’liler bile artık yaşanan tartışmalara bakarak önümüzdeki seçimlerde İstanbul’u kaybedeceklerini, AK Parti karşısında kazanamayacaklarını söylüyorlar. Buna rağmen, bütün bu başarısızlıkların üzerine bir de siyasi bir gelecek bina etmeye çalışıyorlar. Fakat gerçekte insanlar bunların aralarındaki kavgalardan bıkmış durumda. İdeolojik bir tutum önemlidir ama toplum genel olarak hizmete oy verir.”