Helal ibadetinize haram bulaştırmayın

Hazreti İbrahim ile oğlu Hazreti İsmail’in Hakk’a teslimiyetini anlatan, Müminlerin Allah’a yakınlaşmasını sağlayan Kurban Bayramına sayılı günler kala bu kutlu zaman dilimini ticari ranta çevirmek isteyen istismarcılar, din sömürüsüne hız verdiler. Konuyla ilgili Akit’e konuşan Alimler, Müminlerin kurbanlarını ehil olmayan ellere, İslami duygu taşımayanlara teslim etmemesi gerektiğini ifade ederek, “Helal ibadetinize haram bulaştırmayın” uyarısında bulundu…

Kurban et değil, ibadettir

Kurban için kredi çekmenin veya alkol ve domuz eti satışı yapılan marketlerden kurbanlık temin etmenin caiz olmadığı belirten Fıkıhçı Hüsnü Aktaş, şunları dile getirdi: “Market zincirlerinden alınan ete kurban denilmez. Çünkü onlar kilo ile et satıyorlar. Eti kiloyla satın almak ibadet değildir. Kurban et değil bir ibadettir. Vekalet olmadan kurban olmaz. Dolayısıyla o tür yerlerden hiçbir şekilde kurban alınmaz. Müslümanların kredi tuzağına da düşmemesi gerekir. Bankalardan alınan faizli parayla da kurban kesilmez. Faizle kurban kesen adam Allah göstermesin bunu kasten ve taammüden yaparsa, sanki faizi helal kabul etmiş olur ki o çok daha büyük bir tehlike. Bu yüzden Müslümanlar dikkatli olmalı kurbanlarına haram bulaştırmamalıdır.”

Sevap yerine günaha düşmeyelim

Avrupa İslâm Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Şerafettin Kalay da, şunları ifade etti: “Biz kurbanı Allah’ın rızasını kazanmak için kesiyoruz. Şükrü ifade etmek, bu vesileyle de fakirlerin ve muhtaçların ellerinden tutmak, onlara ikramda bulunmak arzusu ve hissiyatıyla kurban ibadetini yerine getiriyoruz. Eğer bu ibadetle sevap kazanmak, ecir kazanmak ve Allah’ın rızasını kazanmak yerine günaha balaşmak istemiyorsak, o zaman yaptığımız ibadetleri iyi değerlendirmek, nasıl yapmamız gerektiğini iyi idrak etmek zorundayız. İbadetlerde ihtimallere ve şüphelere kapı bırakılmamalıdır. Mü’minler hallerini, tavırlarını ve adımlarını iyi takip etmeli ve İslam’a karşı düşmanlık besleyenleri ekonomik açıdan desteklememelidir. Faizle alınan kredilerle kurban kesmek doğru değildir. Ecir kazandıracağı yerde daha büyük vebale sokar. Bugün birçok market aynı şekilde ete dayalı kurbanlar kesiyor. Müslümanlar ibadetlerini yerine getirirken dikkatli olmalıdır. Kurban niyetiyle kurban kesenler ve bu niyeti halis taşıyanlar bir araya gelerek hisselerde buluşmalıdır. Kısaca bu ibadet hem bizim için hem İslam âlemi için, hem de muhtaç olanlar için ecir kazandıran, sevinç getiren kalp huzuru duyuran bir ibadet olmalıdır. Kurban ibadeti ile ilgili ayrıca meçhul akitlerin bulunduğuna şahit oluyoruz. Meçhul akit şu demektir. Hayvanı alıyoruz, etlerini kestikten sonra tartıyoruz. Ne kadar geliyorsa o kadar para veriyoruz. Bu tamamlanmamış bir akittir. Ucunda meçhuliyet olan bir akittir. Kurban kesildiğinde o hayvan henüz bizim değildir. Halbuki önce hayvanı almalıyız. Biz ne zaman bedelini ödersek o zaman bizim olur. Dolayısıyla bizim olan hayvanımızı kurban etmeliyiz. Meçhul akitlere girmek doğru değildir. Üç beş kuruş elde etmek için bu nevi akitlerin bulanıklığına sığınmak müminin yapması gereken hareket değildir.”

Peygamberimizi örnek alalım

Anadolu Platformu Yüksek İstişare Kurulu Başkanı İlahiyatçı Yazar Ramazan Kayan ise, şunları söyledi: “Maalesef ülkemizde yıllardır hayvan hakları adı altında kurban kesilmesine muhalefet ediliyor, tepki gösteriliyor. Halkın kurban kesmekten vazgeçmediğini görenler bu defa kurbanı istismar etme yoluna gidiyorlar. Bazı kurumlar ve yapılar; madem ortada böyle bir kurban gerçeği var, bunu nasıl sömürebiliriz, ticari, siyasi, ideolojik istismarı nasıl gerçekleştirebiliriz çabasındalar. Bu noktada kurban kesen samimi Müslümanların, Peygamber Efendimiz kurbanı hangi hassasiyetlerle, hangi duygularla kesmemizi bize önermişse ona bakması lazım. Bizim eşsiz örneğimiz odur. O çerçevede bu ibadeti yerine getirmemiz gerekiyor. Sadece kurban kesmek değil, Allahın verdiği hayatı, Allahın verdiği ömrü Allah’ın davasına nasıl defa edebiliriz. Sadece kestiğimiz kurbanla Allah’a yaklaşmak değil, hayatımızı Allah’ın yoluna tahsis ederek, adanmışlık bilinciyle, Hz. İsmail’in teslimiyetiyle, doğan çocuğu Meryem’i Allah’a adayan Hanne annemizin bilinciyle nefislerimizi ve nesillerimiz Allah yolunda kurban edebilmenin gayretini de göstermemiz gerekir.”