Hukukçular nafakanın süresiz değil adil olması gerektiğine dikkat çekiyorlar!

Dünyada benzeri bulunmayan süresiz nafaka zulmü 36 yıldır aileleri parçalıyor. “Kadının aleyhinde hükümler geliyor” algısı yürüten CHP, zulmün devam etmesini isterken; hukukçular adil bir düzenleme istediler.

Dünyada bir benzeri bulunmayan “süresiz nafaka zulmü” tam 36 yıldır aileleri parçalamaya devam ederken, millet aleyhinde olan her şerrin yanında saf tutan CHP ve avaneleri boşanan erkeği mağdur eden uygulamaya sahip çıkıyor. İslam’ın belirlediği kriterlerin dışında kalan ve erkeğin rızası olmadan alındığı için haram hükmüne giren süresiz nafakanın devam etmesini isteyen CHP yönetim kademesi yapılacak düzenlemelere karşı çıkıyor. 20 Şubat’ta Adalet Komisyonunda görüşülmeye başlanacak yeni yargı paketi ile nafaka zulmüne son verilecek olmasından rahatsız olan CHP’liler, “kadının aleyhinde hükümler geliyor” tezviratıyla devreye soktukları kara propaganda ile aile birliğine darbe vuran süresiz nafaka uygulamasının devam etmesini istiyor. Zamanında ödenmeyen nafakalar yüzünden erkeklerin faiz ve hapis kıskacında perişan olduğunu ve yeniden yuva kuramadığını belirten STK temsilcileri ve hukukçular ise, yapılacak düzenleme ile süresiz nafaka uygulamasına bir an önce son verilmesi ve CHP’nin körüklediği mağduriyetlerin önüne geçilmesi gerektiğini söylüyor.

Derdi aileleri yıkmak

Tepkisini dile getiren Aile Birliği Platformu Sözcüsü İlhan Ergincan, şunları söyledi: “CHP’li Aylin Nazlıaka süresiz nafaka konusunda ‘yine kadının aleyhine hükümler geliyor’ diyerek kamuoyunu yanıltmış, belgesiz, dayanaksız beyanlarda bulunmuştur. TMK 175. madde açıktır, yoksulluğa düşen taraf süresiz nafaka isteyebilir. Dava dilekçesinde ‘nafaka istiyorum’ diyen kadınlara bırakın yoksulluk nafakasını, aldatıldığı halde dava başlangıç tarihinden boşanma kararı kesinleşene kadar tedbir nafakası adı altında erkekten nafaka alıyor. 2022 yılına kadar memur kadınlar ülkemizde nafaka alıyordu. ‘Nafaka alan kadınların zaten nafakaları ödenmiyor demesi’ de ayrı bir yalandır. Ödenmeyen her bir nafaka için 3 ay tazyik hapsi uygulaması devam etmektedir. Nafaka miktarları ile ilgili de hep algı yapmaktadırlar. Erkek işsiz dahi olsa nafakaya hükmedilmektedir. 10 gün evli kalanın 10 yıl nafaka ödediği, 5 yıl evli kalanın 33 yıldır nafaka ödediği sistem kadını nasıl mağdur etmektedir. Tamamen ailenin yıkılması için çaba sarf etmekteler.”

Yasalar adil değil

Avukat Melike Gökdeniz de şunları dile getirdi: “Tek taraf lehine düzenlenen ve hukuki anlamda birçok boşluk içeren süresiz nafaka uygulaması hakkaniyete uygun olarak tekrar düzenlemelidir. Öncelikle süresiz ibaresi kaldırılmalı. Nafaka borçlusunun evlenmesi halinde ödenen nafaka miktarı ya kaldırılmalı ya da hakkaniyet indirimi yapılabilmelidir. Daha somut ve kişilik haklarına zarar vermeyecek esaslar belirlenmelidir. Nafaka borçlusunun evlenmesi halinde ne olacaktır? Nafaka borçlusu ile evlenen kadının korunmaya değer bir hakkı yok mudur? Türk Medeni Kanunu 175. Maddesinde geçen ‘süresiz’ ibaresinin hâkime süre noktasında bir takdir yetkisi vermemesi ise ciddi bir hukuki sorunu doğurmaktadır. Bu hukukun en temel prensibi olan hakkaniyet ilkesini yok saymaktadır. Süre konusunda kanunları uygulayan hakimlere takdir yetkisi verilmemesi ise bu sorunu daha da çözülmez hale getirmektedir.”

Süresiz Türkiye'ye özgü

Avukat Kübra Nur Demir ise şunları ifade etti: “İsviçre Medeni Kanunundan uyarladığımız Türk Medeni Kanunumuz uygulanma açısından benzer bir tutum içinde ne yazık ki olmamıştır. İsviçre Federal Mahkemesi boşanma sonrasında eşlerin ekonomik açıdan kişisel olarak sorumlu olmaları anlamını taşıyan ‘clean break ilkesini’ savunmuştur ve evlilik sonrası dayanışma ilkesinin önüne koymuştur. Alman hukukunda yoksulluk nafakası istisnai hallere bağlamıştır. Kural olarak taraflar boşanma sonrasında ekonomik olarak kendi kişisel sorumluluklarını üstlenmek zorundadırlar. Hollanda’da mahkeme, belirli bir süreye bağlı olarak yoksulluk nafakasına hükmedebilir. Evliliğin 5 yıldan fazla sürmediği ve çocuklar dünyaya gelmediği durumlarda, evliliğe eşit bir sürenin ardından sona erer.”