Bu kafa muhalif değil ruh hastası

Daha önce defalarca benzer saldırıda bulunan İslam düşmanı Rasmus Paludan’ın, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakması Haçlı Batı’nın çirkin yüzünü gözler önüne sererken, yerli işbirlikçilerinin de maskesini düşürdü. Saldırıyı iç siyasete alet eden zillet bileşenleri, İsveç ve Rusya’nın Türkiye’deki seçimleri AK Parti lehine etkilemek için Kur’an-ı Kerim yakma eylemini organize ettiği algısını oluşturacak kadar düştü. İşte zillet paydaşlarındaki hastalıklı ruh halini gözler önüne seren skandal açıklamalardan bazıları...

Terör hamisi İsveç hükümetinin izniyle Türk büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakan İslam düşmanı Rasmus Paludan’ın  provokasyonunu çarpıtan zillet paydaşları kirli ve gerçek yüzlerini bir kez daha gösterdi. İsveç’teki alçak saldırıyı siyaset malzemesi yapan düşman kardeşler, yaptıkları açıklamalarla Kur’an-ı Kerim’in yakılmasının AK Parti iktidarına yönelik seçim desteği olduğu şeklinde çok kirli skandal bir algı operasyonuna imza attı.

Zilletten kirli siyaset

Daha önce defalarca benzer saldırıda bulunan İslam düşmanı Rasmus Paludan’ın, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakması Haçlı Batı’nın çirkin yüzünü gözler önüne sererken, yerli işbirlikçilerinin de maskesini düşürdü. Irkçı Paludan’ın saldırısını iç siyasete alet eden zillet bileşenleri, İsveç ve Rusya’nın Türkiye’deki seçimleri AK Parti lehine etkilemek için Kur’an-ı Kerim yakma eylemini gerçekleştirdiği algısını oluşturacak kadar düştü. Aralarında Meral Akşener ile manevi kardeşi Ekrem İmamoğlu ve ırkçı Ümit Özdağ’ın da olduğu muhaliflerin, Kur’an’a yönelik alçak saldırının “seçim ayarlı” olduğu şeklindeki söylemleri ile Davutoğlu’nun fonladığı Karar gazetesinin “Putin bu işin neresinde” şeklindeki manipülatif manşeti, paranoyanın bu kadarına pes dedirtti.

“Erdoğan’ı kurtarmak için” alçakça iftirası

İşte zillet paydaşlarındaki hastalıklı ruh halini gözler önüne seren skandal açıklamalardan bazıları:

l İsveç’teki provokatif eyleme, “İsveç hükümetinin buna izin vermesini kınıyorum, bedeli ödetilmeli” diyen İP Genel Başkanı Meral Akşener, akabinde “Şimdi daha evvel de biz her böyle önemli seçimlere gittiğimizde de bu arada başka başka bir şeyler oluyor, onlara karşı da hepimizin dikkatli ve uyanık olması lazım” şeklinde çirkin imalarda bulundu.

l 6’lı masanın ortak adaylığı iddiasından vazgeçmeyen CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Son günlerde yurt dışı kaynaklı, Türkiye’ye ve iktidara yönelik aleyhte eleştirileri takip ediyorum. Her seçim öncesi, dozu yüksek bu çıkışlar toplumumuzu rahatsız ettiği gibi fayda sağladığı kişi ve kurumlar da bellidir” diyerek iktidara yaradığını öne sürdü.

l Cuma hutbesi sırasında imama müdahale edecek kadar küstahlaşan Zafer Partisi’nin ırkçı başkanı Ümit Özdağ, şu skandal açıklamada bulundu: “Her seçim öncesinde Batı’dan AKP’ye gelen provokasyon desteklerine alıştık. Kur’an’ı yakan ajan değil, Hz. Ali’nin ordusuna karşı Siffin’de mızraklarına Kur’an sayfası takan zihniyet tehdittir. Salak İsveçli ırkçı değil Allah ile aldatarak Türk Milleti’ni soyanlar tehdittir.” Fondaş medyadan aynı ağız

l Davutoğlu’nun fonladığı ve hafız yöneticilerce hazırlanan Karar gazetesi, “Putin bu işin neresinde”  başlıklı manşet haberinde, Stockholm’deki provokasyonun İsveç’in NATO üyeliğinde kilit roldeki Türkiye’nin elçiliği önünde gerçekleştirilmesinden Moskova yönetimini sorumlu tutarak, aşırı sağcı saldırganın ‘Putin yanlısı’ olduğunu yazdı.

l Mezhepçi yazar Rıza Zelyut da Putin ve Erdoğan görseliyle yaptığı paylaşımında, “İddia ediyorum: İsveç’te, Kur’an’ın indiği Arabistan’ın elçiliği dururken Türk elçiliği önünde Kur’an yakma işi, Putin’in operasyonudur. Hem dostu Erdoğan’a kamuoyu desteği... Hem de İsveç’in NATO’ya alınmasına Türkiye engeli getirmek. Bu işten kim kârlı çıkıyor, ona bakın yeter” ifadelerine yer verdi.

l FETÖ’nün firari kalemşörlerinden Adem Yavuz Arslan, “Seçim tarihi ve adaylar henüz net değil ama seçim provokasyonları tam gaz. İsveç’te yaşanan olay bize ne söylüyor?” zilletle benzer ifadeler kullandı.

Onlar kabil, biz Habil’iz

Akit’e konuşan Güvenlik ve Strateji Uzmanı Yusuf Alabarda ise şunları söyledi: “Bu saldırının adeta iktidar tarafından organize edildiğini, onlara yaradığını söylemek akılla izah edilir bir husus değil. Çünkü itikadi anlamda biz hak ile batılın kavgasının tâ Habil ile Kabil’den bu yana devam ettiğini biliyoruz. Bunun öncesinde Salman Rüşdi de dâhil olmak üzere bu saldırıların sürekli Batı kamuoyunda işlendiğini görüyoruz. Bu insanların efendimize ve kutsal değerlerimize yönelik yaptıkları saldırıların tarihsel bir perspektif içerisinde devamlılık arz ettiğine şahitlik ediyoruz. Ama bu saldırılara cevap vermek yerine bunun iktidara yaradığına dair bir düşünce çerçevesi geliştiren, isimleri Ahmet, Mehmet olan insanları da aslında anlamakta son derece güçlük çekiyoruz. Dolayısıyla benim bu konuyla ilgili perspektifim odur ki, Evet bu saldırılar iktidara değil ama Müslümanların belki de uyanmasına vesile oluyor. En büyük rahatsızlıkları da buradan kaynaklanıyor olabilir diye düşünüyorum.”