Yandaşlıkta böylesi gördülmedi!

"Kırk yıllık yandaşım, böyle yanlama görmedim"

İsmail Kılıçarslan, İstanbul karla boğuşurken balıkçıda İngiliz büyükelçiyle gizli buluşması deşifre edilen Ekrem İmamoğlu'nun düştüğü bu durumu bile savunan zevatı köşesine taşıdı. Kılıçarslan, Yeni Şafak'taki yazısında "Fazıl Say’ından Uğur Dündar’ına, Mehmet Aslan’ından Cem Davran’ına kadar 'tek sıraya dizilip' kurtarma yarışına girdikleri İmamoğlu bence çok acayip bir iş başarmış kısa sürede. Dilediğini, aklına eseni, hiç olmaz işleri yaptığında bile kendisine 'mum gibin yanan' bir yandaş ordusu kurmak az iş değil" ifadelerini kullandı.

 

İsmail Kılıçarslan, İstanbul karla boğuşurken balıkçıda İngiliz büyükelçiyle gizli buluşması deşifre edilen Ekrem İmamoğlu'nun düştüğü bu durumu bile savunan zevatı köşesine taşıdı. Kılıçarslan, Yeni Şafak'taki yazısında "Fazıl Say’ından Uğur Dündar’ına, Mehmet Aslan’ından Cem Davran’ına kadar 'tek sıraya dizilip' kurtarma yarışına girdikleri İmamoğlu bence çok acayip bir iş başarmış kısa sürede. Dilediğini, aklına eseni, hiç olmaz işleri yaptığında bile kendisine 'mum gibin yanan' bir yandaş ordusu kurmak az iş değil" ifadelerini kullanıp özetle şunları kaydetti:

"Biliyorsunuz değil mi? Bazı internet portalları, bazı gazeteler benden bahsederken yahut herhangi bir yazımı aleyhte kullanmak için alıntıladıklarında benden şöyle bahsediyorlar: “Yandaş Yeni Şafak yazarı.”

Yandaşlık, seneler içerisinde alıştığım bir tanımlama oldu doğrusu.

(...) Kırk yıllık yandaşım, ben bu son kar yağışında İstanbul şehrimizin kötü sağcı belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’na yanlayanlar kadar yandaş olamadım, olamam da.

Gerçi bütün suç Ekrem İmamoğlu ve Murat Ongun’da… İstanbul’a afet boyutunda kar yağarken, insanlar 8 saatte evlerine ulaşamamışken kimse, ama hiç kimse İmamoğlu’nun İngiliz Büyükelçi ile yemek yiyor olabileceğine ihtimal vermedi. Kimse, İstanbul’a afet boyutunda kar yağacağını günler öncesinden bildiren meteorolojiye rağmen Murat Ongun’un İsviçre’de kayak tatilinde olacağına, olabileceğine, dahası “yolda kaldık” yazan insanlara İsviçre’den “trol” diyeceğine ihtimal vermemişti.

Ne yalan söyleyeyim. İnsanlar 8 saattir yollardayken Ekrem İmamoğlu’nun Sarıyer’de bir balıkçıda yemekte olacağına ben de hiç ihtimal vermedim haberi ilk gördüğümde. “Birazdan yalanlanır” dedim. Hatta “Murat Ongun’a bak, iyi numara çeviriyor” bile dedim ne yalan söyleyeyim.

Ha. Açıkça da yazayım. Fazıl Say’ından Uğur Dündar’ına, Mehmet Aslan’ından Cem Davran’ına kadar “tek sıraya dizilip” kurtarma yarışına girdikleri İmamoğlu bence çok acayip bir iş başarmış kısa sürede. Dilediğini, aklına eseni, hiç olmaz işleri yaptığında bile kendisine “mum gibin yanan” bir yandaş ordusu kurmak az iş değil. De ki Khaleesi’nin Lekesizleriyle yarışır. Askerlik desen aynı askerlik, itaat desen aynı itaat, hadımlık desen aynı hadımlık...

Aldın mesleğimizi elimizden görüyon mu Fazıl Usta?"