Koltuk arsızları!

Üst aklın yönlendirmesiyle bir araya gelen ve ‘diktatör’ iftirası attıkları Başkan Erdoğan’ın seçimi kazanması halinde görevden ayrılmayacağı kara propagandası yürüten zillet paydaşları, aldıkları ağır yenilginin ardından yine görülmemiş bir pişkinliğe imza attı. Erdoğan ve AK Parti’ye karşı girdiği 12’nci seçimden de hezimetle ayrılan Kemal Kılıçdaroğlu ve irili ufaklı ortakları sözde oylarını artırdıkları gerekçesiyle kendilerini ‘başarılı’ ilan ederek istifaya yanaşmazken, fonlu medyası da attıkları kirli manşetlerle muhalefetin seçimi kaybetmediği algısını oluşturarak tabanda oluşacak tepkiyi önlemeye çalışıyor.

Başlarını kuma gömdüler

Erdoğan karşısında 12’nci yenilgisini tadan Kılıçdaroğlu, sözde oylarında yaşanan artışı bahane ederek kendisini “başarılı” diye lanse ederken, İP lideri Meral Akşener ise tabanından gelen “istifa” çağrılarına kulak tıkadı. Yüzde 2’lik oyu olan Saadet Partisi’ni ‘tabela partisi’ haline getiren Temel Karamollaoğlu ile AK Parti’nin başarılarını kendi hanesine yazan Ahmet Davutoğlu, “Türklük tanımının anayasadan çıkarılmasını” dillendirerek seçimi kaybettiren Ali Babacan ve Kılıçdaroğlu’nun seçimin kazananı olduğunu söyleyecek kadar şirazeyi kaçıran DP lideri Gültekin Uysal, istifa çağrılarına karşı başını kuma gömdü.

Kaç yenilgi bir istifa eder?

Seçimin kaybedeninin AK Parti olduğunu savunan ve parti tabanlardan gelen “istifa” çağrılarını duymazdan gelen zillet bileşenlerinin pişkinliğini Akit’e değerlendiren Altay Siyasi Araştırmalar Merkezi Başkanı Hasan Kapar, “Seçimden önce ‘Erdoğan kaybetse de koltuğu terk etmez’ diyen zillet ittifakı bileşenleri, seçim yenilgisi sonrası başlarını resmen kuma gömdüler. Muhtemelen, derin bir iç muhasebe yaparak, kaç yenilginin bir ‘istifa’ edeceğini hesaplıyor olmalılar. Seçilmiş, bir kez değil tam 17 kez seçimi kazanmış Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘diktatör’ diyenlerin, 12 kez yenildikleri halde koltuğa yapışıp ıslık çalması, ‘sana söz’ diyerek istifaya yanaşmaması aslında kimin diktatör olduğunu özetliyor. Yedi düvel toplanıp, bütün imkânlarını zillet ittifakının emrine sunmuş olsalar da, Anadolu irfanına yenildiler. Sadece Kılıçdaroğlu değil tabii ki, ittifakın irili ufaklı bütün bileşenleri yenildi. Biraz ar biraz namusu varsa “aramızda kalsın kazanıyoruz” diyenlerin istifa etmeleri gerekmez miydi?” ifadelerini kullandı. Kapar şöyle devam etti: “Muhalefetin bu tutumu kime söz verdiklerini göstermeye kafi. Küresel çetenin ‘ ajans’ ofisine verdikleri söz, koltuğa her şartta sahip çıkmak olmalı ki, onca yenilgiye rağmen ‘istifa’ kelimesini dillendirmiyor.

Kim diktatör herkes görüyor

Avukat Said Nursi Omaç ise şunları söyledi: “Sayın Kılıçdaroğlu ve 6’lı Masa’nın aktörleri, seçimden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçilmemesi halinde, ‘Görevden ayrılmayacağını, koltuğu devretmeye yanaşmayacağını’ iddia ediyorlardı. Ancak şimdi Kılıçdaroğlu ve ortakları seçimini kaybettikleri halde koltuklardan kalkmak istemiyorlar. Kılıçdaroğlu, yıllardır CHP’nin başında. Tam 12 seçimdir üst üste kaybediyor. CHP’yi sürekli hezimete uğratmasına rağmen, göreve geldiğinden beri koltuğa yapışmış vaziyette. Tabandan yükselen tepkileri görmezden gelerek CHP’nin başında kalmaya devam ediyor. ‘Delegeleri nasılsa ben getirdim beni genel başkanlıktan indirilmezler’ mantığıyla hareket ediyor. Bu bile Kılıçdaroğlu ve Altılı masa ortaklarının aslında demokrasiye saygılı olmadıklarını gösteriyorlar.”