Masayı Bay Kemal devirecek

İngiliz Financial Times gazetesinin “Erdoğan karşıtı ittifak, çatlaklarla mücadele ediyor” tespiti sonrasında, “Masada kriz yok” savunması yapan Kılıçdaroğlu’nun koltuk sevdasıyla masayı devireceği belirtiliyor.

Üst aklın yönlendirmesiyle bir araya gelen düşman kardeşlerin kurduğu zillet ittifakı çıkar çatışmaları ve rant kavgaları nedeniyle dağılmanın eğişine gelirken, ittifakın potansiyel cumhurbaşkanı adayı gibi hareket eden Kemal Kılıçdaroğlu, “Masada kriz yok” diyerek yaşanan derin kırılmayı görmezden geliyor. İngiliz Financial Times gazetesi, “Erdoğan karşıtı ittifak, çatlaklarla mücadele veriyor” başlıklı haberinde, şer ittifakının dağılmamak için mücadele verdiğini yazarken, Cumhuriyet gazetesine konuşan Kılıçdaroğlu, “Masada kriz yok” diyerek, kendi aralarında gizli kaçamak görüşen ve el altından ‘kazanacak aday arayışlarını’ sürdüren ortaklarını keriz yerine koyuyor.

Masa sallanıyor

İşte Bay kemalin “yok” dediği krizlerden bazıları şöyle:

İngiliz Financial Times gazetesi: “Erdoğan karşıtı ittifak, çatlaklarla mücadele veriyor.”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu: “Kılıçdaroğlu aday olmazsa masa dağılır.”

Masada listeler başladı.

Gürsel Tekin’in ‘HDP’lilere bakanlık’ açıklamasına tepki gösteren Akşener,”HDP’nin olduğu masada biz olmayız. Bizim olduğumuz masada da HDP olmaz” diyerek posta koydu.

Barış Yarkadaş, “Hem ihale alacaksın hem de HDP’yi meşru saymayacaksın” diye İP’e kızdı.

Özgür Özel, “Bakan seçemezler iddiası Türkiye’nin iç huzuruna bir darbedir” dedi.

Kılıçdaroğlu “Ya bana katılın ya yolumdan çekilin” derken, “Ben ve teşkilatlarımız Akşener’in en doğru kişi olduğuna inanıyoruz” diyen İP’li Buğra Kavuncu, sahada en çok duydukları ismin Yavaş olduğunu söyledi.

HDP’nin Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Akşener’in aday olmasına sıcak bakmadığını, “Daha demokrat, daha bağımsız daha özgürlükçü ve gerçekten daha bir kadın olması gerekiyor” sözleriyle ifade etti.

Minik ortakların hesabı

İP’li Halil İbrahim Oral da, “Alevi aday kazanamaz” diyerek, Kılıçdaroğlu’nun seçim kazanamayacağını ima etti.

“CHP’li belediyeler İP oylarıyla seçildiklerini unuttu” diye suçlamada bulunan Yeniçağ Gazetesi Sahibi ve İP’li Ahmet Çelik, “İyi Parti, CHP ile ittifak yapmaya mecbur değil” başlığını atarak karşı kazan kaldırdı.

Ali Babacan’ın “Sayın Ahmet Davutoğlu, Saadet, Gelecek ve DEVA ittifak yapalım dedik. Bir kişi bile desteklemedi” şeklindeki sözlerine tepki gösteren GP’li Abdülkadir Baykay, “En büyük hata sizi adam yerine koyup bu teklifi götürenlerdedir” diyerek, Babacan’ı eleştirdi.

Deva’lı Ahmet Rose, “Abdülkadir Bey terbiyenizi takının” sözleriyle Baykay’a cevap verirken, Davutoğlu’nun avukatı Ahmet Başçı, “Tek başıma kalırım, yüzde 1 oy alırım yine de DEVA ile yan yana gelmem” dedi.

Uysal da, “20 yıllık AK Parti döneminde sorumluluğa ortak olmamış olmak” diye Davutoğlu ve Babacan’a laf çakmıştı.

SP Lideri Karamollaoğlu ise, “6’lı masanın eskisi kadar önemli olmadığını” belirterek ittifakın tamamladığını itiraf etti.

Milleti aldatıyorlar

Yaşananları yorumlayan Araştırmacı Yazar Mehmet Fırat, şunları dile getirdi: “En başından beri, 6+1 benzemez şer koalisyonunun bir talimat gereği bir araya geldiğini ve tek ortak noktaları olan Tayyip Erdoğan düşmanlığı karşısında birleştiğini söylüyoruz. Bunların tek hedefi ‘Yeni ve bağımsız Türkiye’ idealinin önünü kesmektir. Zarf içinde ‘adayınız budur’ denmediği müddetçe, bırakın aday belirleme kabiliyeti, ancak hanımlarının yaptıkları çay toplantılarından öteye yapabilecekleri bir şey de yoktur. CHP’nin kendi içindeki iktidar sorunu, İP’in iktidar olmak pahasına HDP/PKK ile iş tutması, küçük ortakların ittifaktan pay koparma yarışı, 6’lı masayı dağılmanın eşiğine getiren krizler olduğunu gösteriyor.”

Zilletin sonu hüsrandır

AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan da, şunları söyledi: “2023 seçim tarihi yaklaştıkça kamuoyuna bir aday ismi açıklayamayan 28 Şubat ittifakı kendi arasında sürdürdüğü kayıkçı kavgasıyla milletimizin gündemini boş ve anlamsız polemiklerle işgal etmeye devam ediyor. Bu çok bilinmeyenli denklemin sonucu hüsrandır. Parti liderleri ıkına sıkıla bu birlikteliği seçimlere taşıma gayretinde olsalar da tabanlarının ve parti yetkililerinin her defasında birbirini karalayan, ötekini saf dışı etme telaşıyla verdikleri beyanatlar ortadadır. Yabancı konsolosluklardan aldıkları icazetle ortak açıklama yapabilenlerin milletimizin yarınlarına, ülkemizin geleceğine ilişkin bir perspektif koymaları mümkün değildir. Kaldı ki bu vizyonsuzluk, bu beceriksizlik ve iş bilmezlik neticesinde günlerini ancak kendi aralarında didişerek geçirmektedirler.”