Millet İttifakı’nın vaadi

Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu'nun, "Millet İttifakı’nın vaadi: Madonna’yı getireceğiz!" başlıklı yazısı...

Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki vizyon farkına değinen Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu, sözde mütedeyyin kesime hitap eden Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'ne ayrıca tepki gösterdi.

Karahasanoğlu'nun bugünkü yazısı...

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Kemal Kılıçdaroğlu’na güveniyorum” diyor.

Karamollaoğlu’nun “Güveniyorum” dediği Kılıçdaroğlu kim?

Bu ülkede yıllarca başörtü yasakçılığı yapan bir adam.

“O eskide kaldı” diyecekler..

O zaman Karamollaoğlu’nun içine dert olan yönü ile söyleyelim.

Milli Gazete de manşet yapmış..

Karamollaoğlu’nun sözleri şöyle:

“Bakın bugün Kayseri’nin en gözde tesislerinden bir tanesi TAKSAN. TAKSAN’ın temeli ne zaman atılmıştı? Erbakan Hoca tarafından 30-40 sene önce. O zaman bu fabrikalar çalışmaz dediler. Sonra ne oldu? Bütün makine takım tezgâhlarını getirip Kayseri’ye topladılar.”

“Taksan çalışmaz” diyenler kim?

Herhalde Tayyip Erdoğan değil..

CHP milletvekili Niyazi Ünsal’ın Erzincan’daki temeli söküp, TBMM’ye getirip şov yaptığını hepimiz hatırlıyoruz. Temel bey de hatırlıyordur..

O zaman soru şu:

Başörtü yasakçısı onlar.

İmam hatip düşmanı onlar..

Sanayi karşıtı onlar.

Ama onlar “bir küçük helallik isteği” ile işi bitiriyorlar.

Fatura Tayyip Erdoğan’a kesiliyor..

Kemal Kılıçdaroğlu ile, CHP ile gayet güzel kanka, hatta kardeş oluyorlar..

Bitti mi?

Hayır..

CHP ile yattıkları için..

Sadece SP’liler değil..

AK Parti’nin eskisi DEVA’cılar da, CHP’li gibi konuşmaya başlıyorlar..

Ali Babacan, dün İzmir’de konuşuyor:

“13 Mayıs’ta Avrupalı gençler Eurovision şarkı yarışmasını konuşacak. Türkiye katılmıyor bile. 2003 yılında Sertab Erener ‘Everyway that I can’ diyerek bize büyük bir gurur yaşatmıştı. Birinci olmuştuk. Yine aynı gururu yaşayacağız

Madonna’yı, Metallica’yı, Rammstein’ı, Roger Waters’ı, Rihanna’yı, U2’yu ve çok sayıda müzisyeni kendi ülkemizde ağırladık. Yine dinleyeceğiz.”

Ay biz de gece gündüz düşünüyorduk..

Madonna’yı daha önce de dinlememiştim ama.. Dinleyenler acaba bir daha dinleyebilecekler mi?

Sabah uyanıyoruz Madonna.. Akşam yatarken Metallica..

Tüüüh.. Bizim de tek derdimiz işte bu idi.

Düne kadar “Soğan kaç lira” diyen arkadaşlar..

“Soğan 100TL’ye çıkacak” diyenler..

Şimdi..

O söylemlerin yerine, başka söylemler geliştirmişler..

Tayyip Erdoğan’ın devrilmesi için, Madonna’yı teklif ediyorlar.

Metalica’yı teklif ediyorlar.

Emin olun kim olduğunu, neci olduğunu bilmediğim isimleri tekrarlayıp, vaadlerde bulunuyorlar..

Tayyip Erdoğan’ın tüm suçu, Madonna’yı bir daha Türkiye’de görmeyi istememek mi?

“Metillaca ile işimiz yok” demesi mi?

“U2 da ne, biz İHA ile SİHA ile meşgulüz” demesi mi?

“Rihanna ile başkaları ilgilensin, biz TOGG ile meşgulüz” demesi mi?

Buraya mı geldik?..

14 Mayıs seçiminde Millet İttifakı’nın ekonomi dehası diye tanıttığı Ali Babacan’ın, seçmene vaadi bu mu?

Nerede enflasyon?..

Nerede, faiz-döviz ilişkisinin nasıl çözümleneceği?..

Yoksa, “Madonna gelir, bir konser verir, milleti uyuturuz, faizi radikal yükseltir, IMF’ye kazandırırız” diye mi düşünüyor, Babacan?

En önemlisi..

Karamollaoğlu ve Saadet Partisi, Madonna’ya ne diyor?

Türk aile yapısının temelden sarsıldığını, Madonna’nrın Türkiye’ye getirilmesi ile, bu çöküntünü birazcık da olsa düzeleceğini mi düşünüyor?

Tamam, anladık, Kılıçdaroğlu “Helalleşelim” dedi..

SP de inanmadı ama..

“Erdoğan’ı devirme ihalesini aldık. İnanmış gibi yapmaya mecburuz” dedi.

Peki Babacan, helalleşme de istemedi ki..

Eğer AK Parti iktidarı döneminde,her şey kötü oldu ise..

Zina serbest kaldı ise.. Aile çökertildi ise.. 

Ali Babacan da, 2018’e kadar AK Parti’de idi..

Babacan’ın AK Parti’deki icraat için özür dilediğini duydunuz mu?

Ben duymadım..

Ne oldu da, şimdi Babacan el üstünde tutuluyor?..

Madonna’yı getrime sözü verirken bile, Saadetliler tarafından alkışlanıyor.

Ama, “LGBT’ye boyun eğmeyeceğiz” diyen Tayyip Erdoğan şeytanlaştırılmak isteniyor?

Temel Bey açıklayabilir mi?

Ben açıklayabileceğini sanmıyorum.

Çünkü kafayı yediler.

Biri-ikisi değil, hep birlikte yediler.

Temel Bey dün İzmir’de, “Selamün aleyküm Sivaslılar” diye başlamış..

Hani İzmirlilere “Selamün aleyküm” ile başlanmayacağını bilir de..

Milli Nizam Partisi’nin kapatılma gerekçesinde, “Konuşmalara ‘Selamün aleyküm’ ile başlıyor”un da olduğunu hatırlaması gerekir ama..

İzmirlilere, “Sivaslılar” diye hitap etmek de ne?

Günün 18 saatinde çalışan Erdoğan’dan, siz böyle bir gafı hiç gördünüz mü?

Kılıçdaroğlu da hakeza, aynı modda..

O da, “Ben Maliye Bakanı iken” diyor.

Bir diyor, iki diyor, üç diyor..

Adam hangi dünyada yaşıyor, belli değil..

Ama ülkeyi yönetmeye talipler..

Ve önceki akşam Kılıçdaroğlu’na soruluyor:

“Milletvekiliniz Sezgin Tanrıkulu’nun, İHA’larla ilgili olumsuz sözleri hakkında ne söyleyeceksiniz?”

Temel Karamollaoğlu, “Kılıçdaroğlu’na ben güveniyorum” dedi ya.

Ben de merak kesildim.

“Acaba Kılıçdaroğlu hangi netlikte cevap verecek” diye..

Öyle ya.. Eski hatalardan döndüler.

Temel Bey’den bile, hem de dini engelleme konusundaki zalimce tavırlarından dolayı helallik isteyip, kendilerini affettirdiler..

Sezgin Tanrıkulu’nun İHA’larla ilglii olumsuz cümleleri hakkında da, Kemal Bey, dürüst şekilde bir tavır koyar sandım.

Gargaraya getirdi.

Bir de utanmadan, “Ben Özdemir Bayraktar’ı ziyaret ettim. Ama ailese saygımdan dolayı, ziyaret fotoğraflarını göstermiyorum” dedi.

Ben Selçuk Bayraktar’ın AK Parti döneminde İBB ile genç öğrencileri yazılım konusunda yetiştirmek üzere yaptığı anlaşmayı, Ekrem İmamoğlu’nun “43 milyonluk rant” suçlamasına muhatap etmesini hatırlıyorum..

Bayraktar’ın, “Bir hafta içinde rant iftirasını düzeltmezseniz, eğitimi başka kurumlarla işbirliğinde yürüteceğim” dediğini hatırlıyorum.

Sonunda Selcuk Bayraktar’ın Ekrem İmamoğlu ile ipleri kopardığını, tazminat davası açıp kazandığını hatırlıyorum. 

Ama Özdemir Bayraktar da, Kemal Kılıçdaroğlu’na dava açmış. Ve kazanmış. 

Buna rağmen, öyle bir utanmaz ekip ile karşı karşıyayız ki. Ayak üstünde otuz tane yalan ile karşımıza çıkıyorlar. “Ziyaret ettim” diyor. Oysa iftira atmış, mahkum olmuş..

Bu kadar hokkabazlığa rağmen, bir de Temel Bey’i kendilerine referans gösterip, halkı kandırmaya çalışıyorlar..

Tablo şu:

14 Mayıs akşamı Selo’yu bırakacaklar, ertesi sabah Apo’yu..

Madonna’yı da 16 Mayıs’ta getirip, konseri verir, tüy dikerler..

Tabii seçilirlerse..

Allah fırsat vermesin..