‘Olsa da olur, olmasa da olur’ mu? Saadet Partililere açık çağrı!

Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, “ ‘Olsa da olur, olmasa da olur’ mu? Saadet Partililere açık çağrı!” başlıklı bugünkü köşe yazısında, eşcinsel sapkınlığı meşrulaştıran İstanbul Sözleşmesi’nin destekçisi Millet İttifakı’nın ortağı Saadet Partisi'nin bu konudaki net tavrının ne olduğunu sorarak, Milli Görüş camiasına çağrıda bulundu.

İşte o yazı:

Saadet Partisi’nin yöneticilerinden gönüllüsüne kadar, herkese çağrım..

Genel Başkan’ından yardımcılarına, diğer yöneticilerine, il başkanlarına, ilçe başkanlarına, yönetim Kurulu üyelerine..

Saadet Partisi’ni destekleyen TV5’ten Milli Gazete’ye kadar..

 

Yazarlarından, muhabirlerine kadar..

SP’yle gönül ilişkisi olan dernek ve vakıflara kadar, hepsine yapıyorum çağrımı..

İnancımızda lanetlenen eşcinsellik ahlaksızlığını “Onur” adı altında meşrulaştırmaya çalışanlara, sizler karşısınız, biliyorum..

Ama bu karşıtlığınızın derecesini merak ediyorum..

Karşıtlığınızın önceliğini merak ediyorum..

Karşıtlığınız, “Bu konuda tavizimiz yok” noktasında mı?

Yoksa, “Olsa da olur, olmasa da olur” derecesinde mi?

Ki, bu noktada 2019 mahalli seçimleri öncesinde, TV5’te yaşanan bir vahim hata sonrasında, net duruş gösterilmiş, o gafı yapan soldan çarklı moderatöre, “Eşcinsel propagandanı, git başka yerlerde yap” denilmişti.

Bugün itibari ile, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, büyük bir kararlılık göstererek İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına karar vermiş ise de..

Sözleşmeden bu çıkış ile ilgili, soldan çarklı eşcinsel destekçisi şahıslar, dernekler, partiler ve milliyetçi geçinen gözü kararmış İyi Parti’nin Genel Başkanı Meral Akşener’in açtığı davalar, Danıştay’da verilecek kararı bekliyor..

Sorum net:

Danıştay’ın vereceği her iki ihtimalli karara karşı, Saadet Partisi’nin tavrı belli midir?

Eşcinselliği meşrulaştıran İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kararının iptalini isteyen CHP ve İyi Parti ile, taleplerini dava noktasına taşımasalar da bu yönde açıklamalar yapan DEVA Partisi ve Gelecek Partisi ile ittifakınız kesin midir?

Burdaki çelişkiyi, Saadet Partililer izah etmelidirler.

“Vebalin büyüğü AK Parti’de” diyen Mustafa Kamalak’tan başlayalım..

Bugünkü Genel Başkan Temel Karamollaoğlu’na kadar  herkes, açık açık bu soruya cevap vermelidiler.

“Ben görmezden gelirim. Soruyu okumamış gibi yaparım” demekle, kimse sorumluluktan kurtulamaz..

Bu dünyanın üstü de var, altı da var..

Bu dünyanın, bir de ahireti var..

Biz sorumuzu yönelterek, belki gözünüzden kaçan, dikkatlerinizden kaçırılan bir husus var ise, uyarımızı yaparak üzerimizdeki vebali size aktarmış oluyoruz..

Bir toplumun helak sebebi olan eşcinselliğin meşrulaştırıldığı bir sözleşmeden çıkmış isek de..

Devlet bürokrasisinde ve iş dünyasında İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına rağmen, “toplumsal cinsiyet” kavramının yerleştirilmesi için, CHP+İP+HDP ittifakının mücadelesi sürerken, bu konuya Saadet Partisi’nin hangi derecede önem verdiği,  tüm dindar insanlar için bir turnusol kağıdı olacaktır..

Faiz ile ilgili siyasi iktidarın attığı adıma, “Şeriat devletinde mi yaşıyoruz? Dinin hükümleri yarım yamalak değil, uygulanacak ise, tam uygulanmalı” dediniz..

Faizin kat kat alınıp verilmesi yerine, önce oranını düşürüp, nihai noktada faizi sıfırlamak için atılan adımları, “Kandırmaca” olarak gösterdiniz..

Hatta bir de kurnazlık yaparak, “% 17 faiz haram da, % 14 faiz haram değil mi?” diye siyasi iktidarı sıkıştırmaya kalkıştınız..

“Faizin sıfırlanması için çıkılan yolda, oran % 17 olursa mı iş daha zordur, yoksa % 14 olursa mı daha zordur” sorusunu soracağım ama..

O tartışma kilitlendi..