Eski Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal’ın Irak’taki Kürt Bölgesini Türkiye’ye bağlamak için çaba sarfettiğini Mesut Barzani itiraf etti.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) eski Başkanı Barzani, 1991-2002 yılları arasındaki olayları anlatan ‘Barzani ve Kürt Kurtuluş Hareketi, Raperin, Fırsatlar ve Engeller’ adlı kitanın 5’inci cildinde yakın tarihine ait önemli notlar düşüyor.

Basnew’in haberine göre kitabın 136’ncı sayfasında, Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Özal’ın, Kürt bölgesinin siyasi yöneticilerine Kürt Bölgesi’nin federal veya konfederal bir sistemle Türkiye’ye bağlanmasını önerdiğini belirtiyor..

Başkan Barzani, 1991-2002 yılları arasındaki olayları anlatan kitabının 136. sayfasında Türkiye’nin Kürt Bölgesi’ni kendisine bağlamak istediğini tüm detaylarıyla yazdı. Barzani kitabında, 1992 yılının Temuz Ayı’nın sonunda ABD’ye giderken önce Diyarbakır’a, ardından İstanbul’a gittiğini ve burada eski Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile görüştüğünü yazdı.

Barzani bu görüşmeye yönelik şunları belirtiyor: “Görüşmemizde Özal çok önemli bir noktaya değindi ve bana belirttiklerini Mem Celal’e de söylemişti. Şunu belirtiyordu: ABD’yi ziyaret ettiğinizde, Amerikalılara federal veya konfederal sistem ile ilgili görüş ve düşüncelerinin ne olduğunu bir sorun? Türkiye ile bir anlaşmaya varırlarsa eğer, Irak Kürdistanı Türkiye’ye bağlanırsa, özellikle geçmişte Musul Vilayeti’nin Türkiye’den koparılması noktasında Türkiye’ye yapılan çok büyük bir haksızlık bir nebze giderilir.”

Barzani bu konunun kendisiyle çok açık bir şekilde tartışılmasını çok garipsediğini belirterek şunları ifade ediyor: “Amerika’ya vardığımda Mem Celal ile konuyu konuştum. Mem Celal de bana şunu söyledi: ‘Evet, doğru, Özal bu konuyu bana da açtı. Bu konuda kendi aramızda anlaşırsak, Amerikalılara da konuyu açabiliriz. En azından bu konuda Amerikalıların görüş ve düşüncelerini öğrenebiliriz.”

Barzani devamında şunları ifade ediyor: “Mem Celal’le birlikte Amerikalılara Türkiye’nin taleplerini ilettik. Bu konunun büyük bir sorun olduğunu ve kapsamlı bir takip ve araştırma gerektirdiğini belirttiler. Daha sonradan bize yanıtlarını ileteceklerini ifade ettiler. Fakat daha sonraki süreçlerde bize cevaplarını iletmediler. Bizde bir daha bu konuyu onlara açmadık.”