Özgül Özel’in kirli siyaseti tepki çekiyor!

Yaklaşan yerel seçimler öncesi aradığı ittifak zeminini bulamayan ve ümidini terör örgütü PKK’nın siyasi kanadı DEM Parti’den gelecek oylara bağlayan Özgür Özel liderliğindeki CHP, sırf eli kanlı teröristleri kızdırmamak adına 12 vatan evladımızın teröristlerce şehit edilmesini kınayan ortak bildiriye imza atmayarak PKK’nın safında olduğunu tescilledi.

Yaklaşan yerel seçimler öncesi aradığı ittifak zeminini bulamayan ve ümidini PKK’nın siyasi kanadı DEM Parti’den gelecek oylara bağlayan CHP bu uğurda çok kirli bir siyaset yürütüyor. Kandil’in siyasi uzantılarına yaranmak için Türkiye’yi “işgalci” gören ve “Kürt devleti kurulması gerektiğini” söyleyen örgüt sempatizanlarının elini öpen Özgür Özel liderliğindeki CHP, sırf eli kanlı teröristleri kızdırmamak adına 12 vatan evladımızın Kuzey Irak’taki Pençe-Kilit harekât bölgesinde gerçekleşen hain saldırılarda PKK’lılarca şehit edilmesini kınayan ortak bildiriye imza atmadı.

AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisinin imzaladığı ortak bildiriyle PKK’lı alçaklar lanetlenirken, CHP ile DEM parti, terör örgütü PKK’yı kınamaya kıyamadı. 12 eve ateş düştüğü bir günde terör örgütünün uzantılarıyla aynı safta yer almakta sakınca görmeyen Özgür Özel, “Buradan ilan ediyorum ki; bu bilgilendirme yapılmadan, sorularımıza yanıt almadan ve ikna olmadan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin altında imzası olan hiçbir bildiriye imza atmayacağız!” şeklindeki ifadelerle yaptıkları rezalete kılıf uydurmaya çalıştı. Kamuoyundan yükselen tepkilerin ardından münferit bir bildiriyle göz boyamaya çalışan CHP’nin PKK terör örgütünün ismine yer vermekten kaçınması ise dikkatlerden kaçmadı. Geçmişte “Her evden HDP’ye bir oy” toplayan, PKK’nın siyasi uzantısına federasyon sözü veren, ele geçirdikleri belediyeleri Kandil’in dağ kadrosuyla dolduran, sınır ötesi tezkerelere karşı çıkan ve terörist cenazelerinde gözyaşı döken CHP’lilerin aymaz tavrını Akit’e değerlendiren uzmanlar, “CHP yine milletin değil terörün safında” görüşünde birleşti.

PKK’nın Demi'ne selam çaktılar

Gazetemize konuşan Güvenlik Uzmanı Yusuf Alabarda, “CHP’li yöneticilerin, PKK terör örgütünün Irak’ın kuzeyinde yapmış olduğu saldırı sonucu hayatını kaybeden Mehmetçiklerimize yönelik bir taziye mesajı yayınlamak ve terörü kınamak için Milli Savunma Bakanı’ndan ikna edilmeyi beklemesi çok büyük bir aculluktur. Tabii ki savunma bakanları bu konuyla ilgili gelirler, Meclisi bilgilendirirler. Fakat daha Milli Savunma Bakanı, Genel Kurmay Başkanlığı harekât merkezinde harekâtı yönetirken ‘ben buna imza atmam’, ‘gelecek milletvekillerini, meclisi bilgilendirecek’ demek, HDP’ye ya da makyajlı hali Dem’e selam çakmak için bir mazeret ortaya koymanın dışında bir şey değildir. Ayrıca Meclis’in imzalamış olduğu belgeyle CHP’nin büyük bir mahcubiyet ve sıkışmışlık içerisinde hemen arkasından alelacele imzalamış olduğu belge arasında tek bir fark vardır. O da CHP’ninkinde PKK kelimesinin olmaması. Dolayısıyla CHP, yerel seçimler öncesi PKK’yı küstürmemek için böyle bir yolu seçmiştir” dedi.

Halk bu aymazlığa dur diyecek

Güvenlik ve Strateji Uzmanı Emekli Albay Ersan Ergür ise “CHP, İYİ Parti’nin yerel seçimlerde ittifakta olmayacağını ifade etmesinden sonra seçimi kazanmak için milli iradeden değil terör örgütlerinden medet umar hale gelmiştir. Meclisteki terör kınama bildirisini imzalamayan CHP hemen öncesinde Suriye’nin kuzeyinde ve Kuzey Irak’taki operasyonlara izin veren tezkereyi de imzalamamıştır. Bu noktada terör yuvalarına karşı yapılan operasyona zaten yeşil ışık yakmayarak kendi niyetini ortaya koymuştur. Elbette ki önümüzdeki yerel seçimlerde siyasi anlamda bir çıkar ve menfaat uğruna uğruna terör kutuplaşmasında göz kırpmaktadır. Dolayısıyla seçim öncesi halktan umudunu kestiği için terör örgütlerinden oy bekliyor. Böyle bir anlayışa sahip olan CHP’ye halk sandıkta gereken tepkiyi gösterecektir. Halkımız bu aymazlığa geçit vermeyecektir. CHP bir kez daha sandıkta gömülecek ve ebediyen iktidar yüzü görmeyecektir” tepkisini gösterdi.

Ergür şöyle devam etti: “CHP, 1949 yılında iktidarı kaybettikten sonra bir daha millileşemedi. Çünkü millileşmek demek milletin menfaatlerine ve çıkarlarına uygun bir siyaset yürütmek demektir. Bu yüzden oyunu yüzde 25’ten yukarıya çıkaramamıştır. O yüzden artık aşağılık bir siyaset anlayışına tevessül ederek ve eli kanlı örgütlerin oylarına bel bağlayarak iktidara gelme çabasındadır. Bu kabul edilecek bir durum değildir.”