SADAT’ın reklamı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kimyasını bozdu. Yandaş Uğur Dündar’a konuştuğu programın banttan yayını esnasında SADAT’ın reklamı yayımlanması üzerine Kılıçdaroğlu, hemen tehditler savurdu.

Türk ordusuna hizmet eden emekli askerlerce kurulan ve müttefik ülkelere askeri danışmanlık desteği veren savunma şirketi SADAT’ın genel merkez binasına “Seçim güvenliğini tehdit ediyor” gerekçesiyle 14 Mayıs 2022’de baskın düzenleyen Kemal Kılıçdaroğlu, bu kez bir TV reklamı üzerinden tehdit diline sarıldı. Uğur Dündar’ın TV100’de yayımlanan ve CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu konuk olduğu 3 saatlik programda SADAT’ın reklam vermesini içine sindiremeyen CHP lideri, savunma sektörümüzün göz bebeği işletmelerinden SADAT’ı, “O az kalmış aklınızı alırım sizin” şeklinde skandal sözlerle tehdit etti.

Kılıçdaroğlu’nun nefret diline Akit aracılığıyla tepki gösteren SADAT Başkanı Melih Tanrıverdi, şunları dile getirdi: “Biz bir savunma sanayi şirketiyiz. Bir şirket olarak reklam vermek en doğal hakkımızdır. Kılıçdaroğlu haksız bir şekilde şirketimize böyle bir yaklaşımda bulunduysa, her ortamda onun haksız olduğunu, benim şirketimin pırıl pırıl olduğunu anlatmam gerekir. Aleyhinde yaptığı harekete baktığım zaman en ufak elle tutulur bir tarafı olmadığını görüyorum. Tertemiz şirketimi kendisine seçim malzemesi yaptığını görüyorum. Bana bunu yapıyorsa, bu adam millete ne yapar diye endişe duyuyorum. Reklam yayınladım diye attığı twite bakar mısınız? Savunma sanayii ile ilgili bir konuda alkışladılar diye ordumuzun şerefli generallerini tehdit etti. Kılıçdaroğlu’nun son dönemde seçimi alamayacağını gördüğü için böyle bir paranoya içine kapılıp, ‘acaba başka bir iş yapabilir miyim?’ diye bir endişeye kapıldığını düşünüyorum.

Türkiye’nin milli değerlerine sürekli bu saldırıları yapıyor. Biz artık onu yadırgamıyoruz ama şirketimizin ‘paramiliter’ bir şirket olmadığına onları ikna etmek için bize bir yol göstermeleri lazım. Desinler ki ‘Siz şöyle yaparsanız biz sizin paramiliter bir şirket olmadığınıza ikna oluruz’ biz de ona göre adım atalım. TV’lerde de bunu belirttim. Bize bir yol göstersinler veyahut mevcut denetimleri yeterli bulmuyorlarsa denetleyecek yeni bir kanun oluşturabilir, kanun değişikliğine gidebilirler. Kılçdaroğlu ile CHP bununla ilgili bir mevzuat değişikliği önerisi hazırlasın, Meclis’e sunsun. Denetimin daha yoğunlaştırılması konusunda eğer böyle bir eksik hissediyorlarsa bu yola başvurabilirler.

Geçen yıl Kılıçdaroğlu aleyhinde 1 milyon liralık tazminat davası da açtım. Davada, herhangi bir paramiliter çalışmamız olduğuna dair delil dahi sunamadılar. Cevap dilekçesinde sadece şunu belirtmişler: ‘İstenilen 1 milyon lira çok yüksek, haksız kazanç sağlamaya sebep olur’ demişler. Yani bize tazminat ödemeyi göze aldıklarını görüyorum ben. Eğer herhangi bir seçim güvenliğini tehdit edecek bir çalışmamız varsa, bu tür çalışmalar illaki bir şekilde çalışanlar vasıtasıyla, irtibatlı oldukları yerler vasıtasıyla ifşa olur. İnşallah mahkeme seçimlerden önce sonuçlanır da bu konuları kapatırız. Savunma şirketiyiz, seçime yönelik bir çalışmamızın olması mümkün değil. TV100’ün müdürünün ve reklam sorumlusunun görevden alındığını duydum çok üzüldüm. Kılıçdaroğlu ve Uğur Dündar’a da bir önerim olsun. Bu insanların görevden alınmalarını onların da kabul etmeyeceklerini umuyorum. Arasınlar TV100’ü o insanların görevlerine iade edilmesini talep etsinler. Olay bu boyutlara gelmemeli. Sadece bir reklam yayınladık, insanları işinden etmek de nedir yani?”

Öte yandan; TV100, Kılıçdaroğlu’nun tehdidinden sonra harekete geçerek yaşananların faturasını kanal çalışanlarına kesti. TV100 Genel Yayın Yönetmeni Alican Değer, “Reklam servisimizin siyasi bilgi eksikliği yüzünden” şeklindeki açıklamayla sorumluluğu reklam personelinin üzerine atarken, kanalın resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada, “Reklam Genel Müdürü ve yayın sorumlusunun çıkışı verilmiştir. Böylesi bir olayın tekrar etmemesi için de bütün önlemler alınmıştır. Üzgünüz” diyerek, iki çalışanın görevine son verildiği duyurdu.