“Sen de mi Brütüs!” ayları başladı

Türkiye, tarihinin en önemli seçimleri için gün saymaya başladı. Bir yıldan az süre kaldı, ayları konuşuyoruz. Demokrasilerde her seçim şüphesiz çok önemli. Ancak 2023 seçiminin bambaşka nedenlerle önemi çok büyük.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan dünya düzeni miadını doldurdu. Uluslararası kurumlar iflas etti. Hak arama mercileri işlevsiz hale geldi. Güç kullananın yaptığı yanında kâr kalıyor. Adeta Birinci ve İkinci Dünya savaşları öncesi kaotik durum yaşanıyor.

2023 aynı zamanda, Cumhuriyet’in birinci yüzyılını geride bırakacağı, ikinci yüzyılının başlayacağı yıl. Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılını vesayetçi, dayatmacı jakobenler mi inşa edecek, yoksa son vesayete dur diyen, darbeleri tarihe gömen, halkıyla kucaklaşanlar mı yapacak?

Yeni dünya düzeni kurulurken, kimse güçlü Türkiye istemez. Türkiye’nin güçlü olmaması için de ikinci yüzyılı vesayetçi mandacıların inşa etmesi gerekir. İşte böyle bir kritik dönemdeyiz. Bu süreçte herkes elindeki kozları sonuna kadar kullanacak.

Bu saatten sonra karşılaşacaklarımıza asla şaşırmadan, şoke olmadan ve olayları sarsılmadan göğüsleyerek ilerlemek durumundayız. Bundan sonra sürpriz istifalara, kritik görevdeki bazı kişilerin zikzaklarına, beklenmedik davranışlarına hazırlıklı olmalıyız.

MAŞALARINI SAHAYA SÜRECEKLER

“Vah canına o da öyle demiş, ondan hiç beklemezdim, bu kadar da olmaz” diyeceğimiz hiçbir kişi ve olay olmamalı. Ne kriptolarla karşılaşacağız, ne fırıldaklar çıkacak karşımıza... Ne alengirli ilişkilere tanık olacağız, göreceksiniz.

Bu, son viraj… Maşaların hepsini sahaya sürecekler. En kritik görevdekilere “Patlat kendini!” diyecekler. Eğitimden sağlığa; adaletten güvenliğe; vergiden çevreye her alanda vatandaşı bıktıracak hamleler yapacaklar.

Niye mi böyle düşünüyorum? Çünkü Fetullahçı Terör Örgütü eliyle kurulan sistem veya network ne yazık ki hâlâ işliyor. Bu söylediklerimden FETÖ ile mücadele edilmiyor veya başka şeyler çıkarmasın kimse. Tam aksine mücadele edildiği için bu noktaya doğru hızla ilerliyoruz.

FETÖ, yarım asır devletin kılcal damarlarına adam yerleştirmek için faaliyet yürüttü. Ve ne yazık ki kurduğu eğitim sistemiyle bu memleketin zeki çocuklarını devşirerek, istediğini elde etti. 2000’lerin başında da ikinci fasıla geçti.

İstediği eleman sayısına ulaştığını düşünen elebaşı Gülen ve ardındaki el, yeni fasılda ülkenin neredeyse tamamını fişlemeye ve buna göre ağını örmeye başladı. Kim kimdir, kim neye inanıyor, neye karşıdır, kimin neye zaafı var, kimi menfaatle, kimi kumpasla yönetirim. Hâsılı FETÖ’nün bütün bildiğimiz yöntemlerini devreye aldığı dönemden bahsediyorum.

“FETÖ’CÜ OLMAYAN FETÖ’CÜLERE” DİKKAT!

Peki, bunu nasıl yaptı… İşin püf noktası burası. 2008-2011 yılları arası FETÖ’nün dinlemeleri ve teknik takipleri çok önemli. Bu yılların öncesinde de sonrasında dinleme ve teknik takip yaptığı şüphesizdir. Ama bu yıllar çok önemli.

* Yargılaması yapılıp dosyası kapanan FETÖ’nün yasadışı dinlemelerinin tapeleri, teknik takiplerin kasetleri nerede?

* FETÖ’nün, devletin kılcal damarlarında yer aldığı dönemde yazılan istihbarat notları nerede?

* O dönemde elde edilen kişisel bilgiler nerede?

* Sahte ihbar mektuplarıyla kimlerin sicilleri bozuldu?

Bu soruları o kadar çoğaltabilirim ki günlerce yazsam bitmez.

FETÖ bu sayede ördüğü ağı hâlâ işletiyor. FETÖ’cü olmasa bile, onlardan nefret etse bile, FETÖ’nün kurduğu tuzak veya sağladığı imkân dolayısıyla örgütün isteklerine “Hayır” diyemeyeceklerin varlığından haberdar mıyız?

Sakın bunların sadece bürokraside olduğunu düşünmeyin… Her meslekte, her yapıda varlar. Bürokratından iş adamına, siyasetçisinden sivil toplum yöneticisine, gazetecisinden akademisyenine her yerde varlar.

Bu bilinçle mücadele etmeliyiz. Seçim için geride kalan aylar aynı zamanda “Sen de mi Brütüs!” aylarıdır. FETÖ, yasadışı dinleme ve teknik takiplerle elde ettiği verileri peyderpey yurtdışına çıkardı, tasnif etti. Şimdi adreslerine mesaj gönderiyor.

Dolayısıyla “Sen de mi Brütüs?” diye sormadan… “Ama”, “fakat” demeden yolumuza devam edeceğiz.