Terör destekçisi partiler kapatılsın

Mersin Mezitli’deki PKK saldırısının faillerinden Dilşah Ercan isimli teröriste, Cezaevleri İnceleme ve İzleme Komisyonu’nun hazırladığı Tutuklu Gazeteciler Raporu’nda “gazeteci” diyerek sahip çıkan Cumhuriyet Halk Partisi, kamuoyunda büyük infiale neden olurken, Türk siyaset hayatında da önemli bir kırılmanın sebebi oldu. Kamuoyu, terörle arasına mesafe koymayan siyasi partilere yönelik düzenleme beklerken, terör suçuna da idam cezasının getirilmesi gerektiği de konuşulmaya başlandı.

Teröre idam getirilmeli

Konuya ilişkin Akit’e konuşan Avukat Fetih Ahmet Alparslan, şunları dile getirdi: “Türkiye terörden çok çekmiştir ve çekmektedir. Terör tüm dünyada bir insanlık suçudur. Terör gizli çalışır, kaçak dövüşür. Bu nedenle en kahpe, insanlıktan nasibini almamış kişilikler teröre bulaşır, başvurur. Bu bela artık milletimizin canına tak etmiştir. Gelen her şehit haberi içimizi kanatmaktadır. Milletimiz idamla ilgili düzenlemeyi istemektedir ve siyasilerin gözünün içine bakmaktadır. Milletimizin teröre de teröre destek verenlere de tahammülü kalmamıştır. Büyük sosyal patlamaların yaşanmaması için bir an önce terör ve teröristlerle arasına mesafe koymayan, söylem ve tutumlarıyla terörü ve teröristi destekleyen siyasi partilerin süratle kapatılmasını sağlayacak yasal düzenleme yapılmalıdır. Meclis’te bunu yapacak siyasi irade vardır.”

Kimi desteklediğini bilmeli

Avukat Tamer Mahmutoğlu da, Mersin’de yaşanan terör saldırısını kınarken, bu toprakların teröre, teröriste ve teröre destek verenlere mezar olacağını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Mersin’deki saldırının faillerinden olan Dilşah Ercan’ın CHP tarafından 2012 yılında hazırlanan 2013 yılında da kamuoyuyla paylaşılan ‘Tutuklu Gazeteciler Raporu’nda adının geçtiğinin ortaya çıkmasıyla, CHP’li isimler tarafından, 11 yıl önceden bir kişinin terörist olacağının bilinemeyeceği yönündeki savunma hukuken geçerli olamaz. Teröre ve teröriste destek veren kişiler hakkındaki yaptırımlar Türk Ceza Kanunu’nda düzenlendiği gibi Anayasamızın 68. maddesinde de ‘Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez’ şeklindeki hükümle de siyasi partilere ilişkin yaptırımlar düzenlenmiştir.

Hesabını vermeliler

Nihayetinde terörden çok çekmiş bir milletin bir hukukçu ferdi olarak şunu açık yüreklilikle ifade etmek isterim ki; bu ülkede milli birlik ve beraberliğimizi ve vatanın bütünlüğünü bozmaya kastetmiş teröristlere ve teröre destek olan her kim olursa olsun bağımsız ve tarafsız Türk Mahkemeleri önünde hesaba çekilmelidir. Terörle arasına mesafe koymayan siyasi partiler kapatılmalıdır.”