Türkiye 5’ten büyüktür

AK Parti iktidarı, vatandaşın ucuz gıdaya ulaşabilmesi için temel gıda ürünlerinden alınan vergiyi yüzde 8’den yüzde 1’e düşürerek milyarlarca liralık gelirden feragat ederken, vurgun şebekelerinin operasyonu tam gaz sürüyor. Kur operasyonları sırasında un fiyatlarını yükselten, Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmaları fırsata çevirerek ayçiçeği yağı üzerinden vatandaşın cebine el atan gıda vurguncuları, şimdi de depolarda stokladıkları şeker üzerinden operasyon çekiyor.

Gıda yeni silah

Konuya ilişkin gazetemize açıklamalarda bulunan Gıda Toptancıları Sitesi (GİMAT) Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Aydoğdu, şeker, un ve yağın stratejik ürünler haliden geldiğini belirterek şunları dile getirdi: “Pandemiyle başlayan dünya genelindeki gıda krizi etkisini sürdürüyor. Bir süre daha devam ettirecek gibi gözüküyor. Döviz kurundaki artışlar, Rusya-Ukrayna savaşı piyasaları etkilemeye devam ediyor. Bu, ilerleyen zamanlarda artık gıdanın çok daha stratejik bir ürün haline geleceğini gösteriyor. Bugün silah, su ve enerji ne ise gıda da böyle kritik bir noktaya oturmuştur. Yapılacak tek şey savunma sanayi üretimine verdiğimiz gibi gıda üretimine de önem vermemiz gerekiyor.

Alışveriş şekli değişti

“Son yaşadığımız süreçte piyasanın döviz kurundan etkilendiği doğrudur. Ama bizim de fırsatçılık yapmamız gerekiyor. Bunu üreticilerimiz için de söylüyorum. Önce, Türkiye’nin 45 günlük yağı kaldı denilerek ayçiçeği yağı sıkıntısı yaşadık. Hâlbuki aslı astarı olmayan bir iddiaydı. Ayçiçeğinde birinci sırada yer alan Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle tüm dünyanın yaşadığı hammadde sıkıntısını geçici olarak biz de hissettik. Ama bu ürün olmadığı için değil, alışveriş alışkanlıklarımızın değişmesinden kaynaklandı. Düşünün aylık evinizde 5 litre yağ tüketiyorsunuz ama gidiyorsunuz markete 4-5 teneke sıvıyağ almaya kalkıyorsunuz. Böylece arz ve tedarik zincirini kırmış oluyorsunuz.

Şekerde ilk 5'teyiz

“Ülkemizde, şekerde hammadde ve üretimle alakalı söylenebilecek hiçbir sıkıntı yok. Zaten şeker pancarı üretiminde dünya liginde 5. sıradayız. Biz şeker konusunda zaman zaman ihracatçı ülke bile oluyoruz. Burada tek sıkıntı, açgözlülük. Fırsatçılık yapmamak gerekiyor. Devletin ve milletin yanında olmak lazım. Devlet şeker fabrikaları 298 TL fiyat açıklarken, özel şeker fabrikaları 750 liradan şeker satıyorsa nedenini araştırmak lazım. Bu sefer hem tüketiciler, hem de endüstriyel taraf sıkıntıya giriyor. Helva, reçel üreticisi dahil on binlerce ürünün fiyatı katlanıyor.

Ortak fiyat belirlenmeli

“Bunu önlemenin çeşitli yolları var. Gidersiniz, ‘bize maliyetlerinizi gösterin’ dersiniz. Eğer hiçbir şey yapamıyorsanız, geçmiş zamanlardaki gibi şeker ithalatı yaparsınız. Önceki gün bakanlık şeker fabrikalarına inceletme başlattı. Şeker fiyatlarını 550 TL aralığına çekecekler. Şeker şu anda Türkiye’ye 300-350 lira bandında mal oluyor. Üreticiyi mağdur etmeden ortak bir fiyatta buluşmak lazım diye düşünüyorum. Denetimlerimizi iyi yapmalıyız. Piyasaya Türk Şeker Fabrikalarının açıkladığı rakam üzerinden fiyatlama yapmalarını sağlamalıyız.

Devlet fedakârlığı yapıyor

Ak Parti iktidarı KDV’yi yüzde 8’den yüzde 1’e çekti. Yapması gereken fedakârlığı yaptı. Buna rağmen temel gıda fiyatları yükseltilerek vatandaşın tenceresi hedef alınıyor. Biz bunu bir iki sene önce soğan fiyatlarında yaşadık. Mevsimsel nedenlerle memleketimizde bazı ürünlerde benzer sıkıntı yaşıyoruz. Bazı çevreler tarafından bu durumlarda ters algılar oluşturulmaya çalışılıyor. ‘Buna sebep olan devlet’ şeklinde bir kanaat oluşmasın. Devlet hiçbir zaman vatandaşının milletinin mağdur olmasına izin vermeyecektir.

Denetim metodu değişmeli

“Devlet ve kurumları denetimlerini artırmalı. Ama sahada, market ve toptancılarda binlerce memurla etiket kontrol etmenin, fatura ve depodaki malı saymanın bir anlamı yok. Burada yapılması gereken bir şey varsa sorunu menbağında çözmek lazım. Menbağı neresi? Üretim alanları. Türkiye’de hangi ürüne bakarsanız bakın fiyatı belirleyen 5 tane firma vardır, 6 olmamıştır. 5 firmaya birer tane müfettiş göndereceksiniz ve oturup gelir-gider hesaplarına, maliyetlerine bakacaksınız. Yani yukarıdan aşağıya bir şey yapmamız lazım. O zaman sorun kökten hal olur.”