Türkiye’nin başında artık Erdoğan var 80 darbesi Yunanistan’ın NATO’ya dönüşü içindi!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için yaptığı “Böyle bir teşkilatın içinde terör örgütlerinin olmasını kabul edemeyiz. Geçmişte girenler girdi. Almanya’sı var, Yunanistan’ı var... Yunanistan ve Fransa zaten girip çıkmıştı. Maalesef o zamanki Türkiye yönetimi bunun önünü açtı, bu ülkeler tekrar NATO’ya döndü. Geri döndüler de ne oldu? Amerika Dedeağaç’ta üs kurdu” açıklaması, 12 Eylül sonrası darbe yönetiminin alelacele Yunanistan’ın NATO’ya girişini onaylamasının arkasındaki oyunları akıllara getirdi. Ancak o köprünün altından çok sular aktı. Üstelik Türkiye’nin başında artık Erdoğan var.

Gazeteci Yazar Muhammet Kutlu’nun 2009 yılında basılan “Derin Güçlerin Gizli Ordusu: Gladio” isimli kitabında, ABD ve NATO’nun, sırf Yunanistan’ın dönüşüne onay verebilecek bir yönetim için Türkiye’de nasıl darbe yaptırdığı detaylarıyla ortaya koymuştu.

Yunanistan için Türkiye’nin ‘fikrini değiştirdi’ler

Kutlu’nun kitabında, Yunanistan’ı NATO’ya geri alabilmek amacıyla Türkiye’yi nasıl önce kan gölüne çevirdiğine ilişkin ortaya konulan çarpıcı bilgiler şöyle: “Kitap için görüştüğümüz Kahramanmaraş eski Milletvekili Ökkeş Şendiller, 12 Eylül askeri darbesinin, Kıbrıs çıkarmasına engel olamayan ABD ve Avrupa’daki müttefiklerine tepki koyarak, NATO’nun askeri kanadından çekilen Yunanistan’ın, Varşova Paktı’na girmeye hazırlanması nedeniyle gerçekleştirildiğini belirtecekti. Şendiller, daha Kıbrıs Barış Harekâtı’nın üzerinden dört-beş yıl geçmemişken, hiçbir Türk hükümetinin Yunanistan’ın NATO’ya dönmesini onaylayamayacağı gerçeğini gören batılı müttefiklerin, Yunanistan’ın Varşova Paktı’na girmemesi ve Türkiye’nin ‘fikrini  değiştirmek’ için darbeyi gerçekleştirdiğini anlatacaktı.”

Darbeden 34 gün sonra ‘evet’ dedi

Kenan Evren’in darbenin hemen sonrasında Yunanistan’ın NATO’ya dönüşüne “evet” demesi, aslında söze gerek bırakmıyor. 16 Ekim 1980 tarihinde Ankara’ya gelen NATO Başkomutanı Orgeneral Bertrand Rogers Kenan Evren’den Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüşüne onay koparmıştı. Hem de hiçbir taviz vermeden.

Emekli Büyükelçilerden Semih Günver de, 23 Şubat 1987’de tarihli Milliyet’teki “Dış Politika Orkestrası” başlıklı yazısında Evren’in bu kararı alırken Dışişleri’nin görüşlerini hiç dikkate almamış olduğunu itiraf ediyordu.

Abd eski genelkurmay başkanı William Crowe’un itirafları

ABD Eski Genelkurmay Başkanı William Crowe’un, ABD Senatosu üyelerine şunları söylediği kayıtlara geçmişti:  “Bize göre, dost ve müttefik ülkelere yaptığımız yatırımlar içinde en etkili ve en çok karşılık aldığımız yatırım, IMET (Milletlerarası Askeri Öğretim ve Eğitim) programıdır. Bu program, nüfuz sağlamak açısından son derece başarılı olmuştur. Eminim ki, siz de duymuşsunuzdur; Bugün dünyada ordularının başında olan, hatta bazı durumlarda ülkelerini yöneten pek çok asker, bu program sonucu ABD’de eğitim görmüş kişilerdir.”

ABD Senatosu Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Senatör Sam Nunn, -“Yani, hem askeri liderleri, hem de cumhurbaşkanlarını eğittiğinizi mi söylemek istiyorsunuz?”

-Crow: Bazı ülkelerde evet…

“Bizim çocuklar” raporu!

12 Eylül gecesi asker harekete geçmeden dakikalar önce, dönemin ABD Ankara Büyükelçiliği, darbeyi Merkezi Haberalma Ajansı (CIA) Türkiye Masası Şefi Paul Henze’e “Bizim çocuklar başardı” sözüyle duyurmuştu.

 İşte bu gerçeklerin ışığında, 12 Eylül askeri darbesinin en büyük amacı, NATO ve Yunanistan çıkarlarına hizmet etmek gibi görünüyor. Hem de dört-beş yıl, ülkemizi şiddetli bir terör ve anarşi kasırgasına tutmak, binlerce insanımızın hayatını almak, binlerce gencimizi hapislerde çürütmek, işkence etmek pahasına…