Ucuz Atatürkçüler!

Geçtiğimiz yıl Türkiye’de yayın hayatına başlayan Disnes Plus Platformu’nun Ermeni lobisine boyun eğerek “Atatürk” dizisini yayından kaldırılması karşısında gık çıkaramayan gardırop Atatürkçüleri, 17 yaşındaki çocuğun yaptığı saygısızlığı bahane ederek yine kin kustular.

Para söz konusu olduğunda adeta dut yemiş bülbüle dönen ve kendilerini besleyen Disney Plus’a tek kelime dahi edemeyen çalgı çengi takımı, kendi ahlaksızlıklarını görmezden gelip, Atatürkçülük bahanesiyle mütedeyyin kesimi ve İmam Hatiplileri hedef aldılar.

Dünyada bir benzeri olmayan ve son 5 yılda 805 çocuğun mahkemelik olmasına sebep olan 5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu mağdur üretmeye devam ederken, diğer yandan turnusol kâğıdı vazifesi de görüyor. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de yayın hayatına başlayan Disney Plus platformun Ermeni lobisine boyun eğerek ‘Atatürk’ dizisini yayından kaldırması karşında ‘gık’ını çıkaramayan gardırop Atatürkçüleri, 17 yaşındaki bir çocuğun CHP Kurucu Genel Başkanı Mustafa Kemal’in fotoğrafına yönelik saygısızlığı sebebiyle tutuklanmasının ardından ortalığı birbirine kattı.

DİLSİZ ŞEYTANLAR KOROSU

Kendilerini besleyen Disney Plus’a tek kelime etmeyen çalgı çengi takımı, ergen bir çocuğun yaptığı hareket sonrası Atatürk’ü hatırlayarak mütedeyyin kesimi ve İmam Hatipleri hedef aldı. Kemalist tabana kendilerini affettirebilmek adına görülmemiş ikiyüzlülüğe imza atan Tarkan, Gülben Ergen ve Sezen Aksu gibi şarkıcılar, sözkonusu çocuğu lince girişti. Evli olduğu dönemde gayrimeşru ilişki yaşadığı kişi ile okul açılışı yaptığı gerekçesiyle MEB ile imzaladığı protokolü feshedilen sözde sanatçı Gülben Ergen, gence beddua ederken, CHP’li belediyelerin fonladığı Tarkan ise çocuk üzerinde günah çıkardı. “Harika Bir Şey Yaşamak” adlı parçasında Hazreti Adem ile Hazreti Havva’ya “cahiller” hakaretinde bulunan Sezen Aksu ise yazdığı “Atatürk’e hiçbir şey olmaz çocuk” adlı mektubuyla ahlak pazarlamaya çalıştı.

DİSNEY’E SUS ÇOCUĞA KUS

Disney’e susan, 17 yaşındaki çocuğa ise nefret kusan tayfanın paylaşımları ise şöyle:

l “Tutuklanması yetmez, sınır dışı edilsin” diyen Gülben Ergen, yaptığı paylaşımda, “Nefesi boğazına tıkansın, çıkamasın inşallah” çocuğa beddua etti.

l Tarkan da, “Bugün utanarak tanık olduğumuz, Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan büyük saygısızlık, hadsizlik ve ayıp beni de derinden üzdü, rahatsız etti ve endişelendirdi” diyerek duyar kastı.

l Sezen Aksu ise “Atatürk’e hiçbir şey olmaz çocuk” başlıklı bir mektup yazarak, “Terbiye iyi bir şeydir; senin de herkesin de hayatını güzelleştirir” sözleriyle ahlak pazarladı.

GÜÇLERİ ÇOCUĞA YETTİ

Sanatçıların ikiyüzlü tutumunu Akit’e değerlendiren Avukat Kerami Özdemir, şunları dile getirdi: “Özellikle Gülben Ergen olmak üzere malum sanatçıların küçük bir çocuğa yönelik tutumu tam bir akıl tutulması. Net olarak ifade etmek gerekirse, bu tutumu tam bir siyasal ikiyüzlülük olarak görüyorum. Bu kesim, geçmişte Alman televizyonunda Dersim olaylarıyla ilgili CHP 1. Genel Başkanı Mustafa Kemal aleyhine yayın yapıldığında da sessiz kalmışlardı. Disney firması Atatürk filminin gösterimini iptal etti, ona da ses çıkaramadılar. Ama güçleri 17 yaşındaki bir çocuğa yetiyor. Çocuğun yaptığı terbiyesizlik olmakla birlikte dini, ahlaki ve vicdani olarak da savunulabilecek bir tarafı yok. Fakat küçük bir çocuğa verilen tepki, Nazilere yakışan bir tepki. Son derece ahlaksızca bir tepki verildi. Bana göre hukuki boyut boyutta, o çocuğun tutuklanmasını gerektirecek şartlar yok. Tutuklama hem iç mevzuata hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve ilgili protokollere aykırı. Ortada açıkça bir insan hakkı ihlali söz konusu. Çünkü iki kişi arasında olmuş ve aleniyet şartını karşılamıyor. Bana göre çocuk boş yere tutuklandı.”.

MENFAAT ATATÜRKÇÜLERİ

Avukat Hamza Uçan ise şunları söyledi: “17 yaşındaki bir çocuğun böyle bir fiil sebebiyle tutuklanmasın ne yerel hukuk kurallarıyla ne de evrensel kurallarıyla bağdaşır yanı yoktur. Tutuklama kararı ağırdır. Uygulamada, tutuklama kararının ağır olduğu ileri sürülüp ev hapsi uygulanmalıydı diyenlere de karşıyım. Ev hapsi dahi uygulanamaz burada. Bu olayın birinci tarafı. İkinci tarafı ise malum kesim açısından durum tam bir ikiyüzlülüktür. Çünkü kısa bir süre önce Atatürk hakkındaki dizinin yayınlanmamasına ses çıkarmaları hatta ortalığı yıkmaları gereken bazı isimler gıklarını dahi çıkaramadılar. Neden çıkaramadılar? İşte sinema sektörünü, sanat sektörünü bahane ederek menfaat korkusu yüzünden sustular, suspus oldular. Böyle bir hukuk katliamı üzerinden, ‘ya bakın biz işte böyle Atatürkçüyüz’ demeleri ise ne kadar ikiyüzlü olduklarını net bir şekilde ortaya koymuş oldu.”