Uluslararası Adalet Divanı'nda söz sırası Türkiye'de!

Uluslararası Adalet Divanının, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin açtığı davada Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırımın engellenmesi için gerekli tedbirleri almasına ve bununla ilgili raporunu Divan'a sunmasına ilişkin İsrail'e verdiği bir aylık süre bugün doluyor.

İsrail’in, Divan’ın 26 Ocak'ta hükmettiği tedbirlere uyduğunu göstermesi ve Filistinlilere yönelik soykırımı engellemek amacıyla aldığı önlemleri anlatması gerekiyor.

Buna karşın, Divan'da 12 Ocak'ta görülen duruşmada Gazze'de soykırım yaptığını reddeden İsrail'in, Filistinlilere yönelik saldırıları ve ihlalleri artarak devam ediyor.

SÖZ SIRASI TÜRKİYE'DE

Türkiye, İsrail'in 1967'den bu yana Filistin topraklarında sürdürdüğü hukuksuz uygulamalar ile ilgili bilgi ve bulguları Divan ile paylaşacak. Uluslararası Adalet Divanı'nda hafta boyunca 47 ülke sözlü beyanda bulundu.

Duruşmanın son gününde de Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 5 ülke ve 3 uluslararası kuruluş görüşlerini sunacak.

Uluslararası Adalet Divanı’nın vereceği kararın yasal olarak bağlayıcılığı bulunmuyor. Ancak İsrail üzerindeki baskıyı artırması bekleniyor. 

BM'NİN ONLARCA KARARINA RAĞMEN SONUÇ ALINAMADI

Yıldız, Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda faaliyetlerini yürüten Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalarda Türkiye adına sunum yaptı.

Dünya genelinde İslamofobi, antisemitizm ve aşırıcılık tehditlerinin arttığına değinen Yıldız, bunun dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

Yıldız, onlarca yıldır Filistinlilerin maruz kaldığı adaletsizlikler ve çifte standartlar devam ettiği takdirde tepkilerin katlanarak artacağına işaret etti ve "İsrail, insan haklarını ve uluslararası hukuku ihlal eden tüm eylemlerden sorumlu tutulmalı." diye konuştu.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun, devletlerin, 1967 sınırlarının dışında İsrail'in işgal ettiğini yerlerdeki varlığını tanımaması gerektiği şeklindeki kararlarına vurgu yapan Yıldız, bazı devletler dikkate almasa da bu kararın hala geçerliliğini koruduğunu kaydetti.
Türkiye'nin, Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın statüsünün değiştirilmesine karşı çıktığını belirten Yıldız, "Türkiye aynı zamanda Müslümanların rahatça Harem-i Şerif'te ibadet yapmalarının engellenmesini de kınıyor. Bu engellemeler Kudüs'ün tarihi statüne aykırıdır." diye konuştu.

Türkiye'nin, sivillere yönelik saldırıları güçlü ve açık bir şekilde kınadığını dile getiren Yıldız, Gazze'de çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 2,3 milyon kişinin elektrik, su, gıda, ilaç yokluğunda yaşam mücadelesi verdiğini anımsattı.

İSRAİLİN FİİLLERİ TOPLU CEZALANDIRMAYA DÖNDÜ

Yıldız, Gazze'de yaklaşık 2 milyon Filistinlinin zorla yerinde edildiğini belirterek, "İsrail'in (Gazze’deki) fiileri, toplu cezalandırmaya döndü." ifadesini kullandı. "2023, Batı Şeria'daki yerleşimci teröründe Filistinlilere karşı en çok şiddet uygulanan yıl oldu." diyen Yıldız, Filistinlilere karşı işlenen ihlaller nedeniyle buradaki insanların da sesinin daha yüksek çıkacağını kaydetti.

Yıldız, Türkiye'nin iki devletli çözümün sağlanmasını önemsediğini vurguladı.
İsrail’in yasa dışı yerleşim faaliyetlerinin Doğu Kudüs de dahil olmak üzere çok yoğunlaştığına işaret eden Yıldız, "İşgal altındaki Filistin topraklarının bütünlüğünden bahsetmek artık son derece zor." dedi.

İSRAİL İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARIN DEMOGRAFİK YAPISINI DEĞİŞTİRDİ

Söz konusu durumun işgal altındaki toprakların demografik yapısını değiştirdiğini vurgulayan Yıldız, "Filistinlilerin evlerinin yıkılması ve zorla tahliyeler, İsrail güvenlik güçlerinin koruması altında devam ediyor. Ayrıca, Filistinlilere yönelik şiddet her geçen gün artıyor. İsrail-Filistin çatışmasının temel boyutlarından biri de kutsal mekanların kutsallığına ve tarihi statüsüne riayet edilmemesiyle ilgilidir." şeklinde konuştu. Yıldız, "Doğu Kudüs'teki Mescid-i Aksa Müslümanlar için en kutsal mekanlardan, Müslüman mabedi olarak kutsallığı korunmalı." ifadesini kullandı.

VİCDAN SAHİBİ OLAN HERKES HAREKETE GEÇMELİ

Kurallara dayalı bir sistemin zorunluluk olduğunu belirten Yıldız, BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyinin ilgili kararlarını hatırlatarak, "Türkiye, Uluslararası Adalet Divanından, İsrail'in Kudüs dahil işgal altındaki Filistin topraklarındaki fiillerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ilan etmesini istemektedir." dedi.

Yıldız, İsrail'in Kudüs’teki kutsal mekanların tarihi statüsüne de saygı göstermesi gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

"İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki saldırıları devam ederken, bu yıl mübarek ramazan ayına yaklaştığımız şu günlerde bu konu daha da önem kazanmaktadır. İsrail hükümetinin ramazan ayı boyunca Müslümanların Harem-i Şerif'te ibadet etmelerini kısıtlamaya yönelik planlarına ilişkin haberleri ve bazı İsrailli bakanların kışkırtıcı söylemleri de endişe vericidir. Bu nedenle, vicdan ve izan sahibi olanlar vakit kaybetmeden harekete geçmelidir."

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI HEYETİ LAHEY'E GELDİ

Uluslararası Adalet Divanında (UAD), İsrail'in, Filistin'deki işgal ve ilhak uygulamalarına ilişkin, Türkiye'nin yarın gerçekleştireceği sözlü sunumu yapacak Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ahmet Yıldız başkanlığındaki heyet, Hollanda'nın idari başkenti Lahey'e geldi.

Bakan Yardımcısı Büyükelçi Yıldız ve Dışişleri Bakanlığında Daire Başkanı Derviş Fikret Ünal'dan oluşan heyeti, Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal ve Amsterdam Başkonsolosu Mahmut Burak Ersoy karşıladı.

Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Filistin'deki işgal ve ilhak uygulamalarına ilişkin, yarın UAD'de Türkiye adına sözlü sunum yapacağını belirtti.

UAD'deki duruşmalarda Türkiye adına sözlü beyanda bulunacak Yıldız'a, Lahey Büyükelçisi Ünal, Lahey Büyükelçiliği'nden Elçi-Müsteşar Pınar Gülün Kayseri, Müsteşar Recep Köşker, Adalet Müşaviri Abdullah Ömeroğlu, ikinci katipler Ozan Can Gümüş ve Baran Volkan Ateş eşlik edecek.