Yere batsın sizin basın özgürlüğünüz

Kendilerine boyun eğmeyen ülkeleri ‘sansürcü’ ve ‘özgürlük düşmanı’ olarak lanse etmeyen çalışan Haçlı Batı ve yerli işbirlikçileri, Siyonistlerin katlettiği El Cezire muhabiri Şirin Ebu Akile için üç maymunu oynuyor. FETÖ, PKK ve DHKP-C’yi savunan sözde gazetecilerin tutuklanmasını ‘basın özgürlüğünü kısıtlamak’ olarak niteleyen şer cephesi, uzun namlulu silahlarla hedef aldığı gazetecileri teker teker öldüren İsrail’in katliamlarını ise ya görmüyor ya da ‘soruşturulsun” diyerek göstermelik tepkilerle geçiştiriyor.

FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin savunuculuğunu yapan sözde gazetecilerin tutuklanmasını ‘basın özgürlüğünü kısıtlamak’ olarak gören, biracıların festivalleri ve müzik saati düzenlemesi üzerinden hak ihlali yapıldığını iddia eden Haçlı Batı ve yerli işbirlikçileri, sıra İsrail’e gelince üç maymunu oynuyor.

22 yılda 55 gazeteci katletti

Aralarında Yasir Murtaza, Fadıl Şahan, Nezih Darvaz, Naci El Ali, Hanna Makbul, Macid Ebu Sarar, İbrahim Nasır, Abdülhafız El-Esmer ve Kemal Nasır’ın da olduğu onlarca Filistinli gazeteciyi katleden haydut İsrail, Batılı ülkelerin ve yerli uşaklarının suskunluğundan aldığı cesaretle son olarak El Cezire televizyonu muhabiri Şirin Ebu Akile’yi kasten öldürdü. Kendilerine muhalif ülkeleri basın düşmanı olarak yaftalayan, Kızıl Soros Osman Kavala ve terör hükümlüsü Demirtaş üzerinden ülkemizi hedef alan Batılı ülkeler ve içimizdeki uşaklarının, son 22 yılda 55 gazeteci öldüren İsrail’in katliamları karşısındaki suskunluğunu değerlendiren gazeteciler, Akit’e özel açıklamada bulundu.

Akile’nin yıllardır İsrail’in Filistinlilere uyguladığı zulmü dünyaya duyurduğunu belirten Medya Derneği Başkanı Ekrem Kızıltaş, şunları dile getirdi: “Dolayısıyla çifte standartlı camianın böyle bir olayı görmezden gelmesi normal. Çünkü gelebiliecek tepkiyi biliyorlar. Onun için yarım ağızla, karşı çıkıyormuş gibi yaparak konuyu da geçiştirme derdindeler. Yoksa eninde sonunda İsrail’i ve onun uzantılarını kızdıracaklarını biliyorlar. Öldürülen gazetecinin haklı bir dava uğruna öldüğünü ve onu görmezden gelenlerin ise İsrail’in yanında durarak bu haklı davayı haksız davaymış gibi göstermeye çalıştıklarını tarih önünde unutmamak gerekiyor.”

İsrail vahşetini gizliyorlar

Gazeteci Yılmaz Bilgen ise, şunları ifade etti: “Başka yerlerdeki olaylara duyarlılık gösterenler sıra İsrail’e gelince sessizliğe büründüler. Üstelik öldürülen gazeteci Hristiyan ve Amerikalıydı. Kadının en büyük şansızlığı Fillistin’in çığlığını duyurmaya çalışmasıdır. Akile’nin ölüsü bile korkuttu. Çok daha ahlaki, insani bir bakış açısı bekliyordum. Ama Yahudilere yönelik bir ‘acaba’nın uyanmaması için el birliğiyle bu cinayeti perdelediler. Kavala gibi spesifik bir olaya bu kadar ilgi gösterenler, Suriye’de benim bildiğim 76 Müslüman gazeteci öldürülmesine rağmen oralı olmadı. Ukrayna’da savaşın 6. gününde, savaş suçlarıyla ilgili BM Adalet Divanı toplandı ve yargı süreci başladı. Filistin, Suriye, Irak, Arakan, Doğu Türkistan, Çeçenistan ve Bosna Hersek gibi ülkelerde dökülen kana rağmen hiçbir adım atmadılar.”