Türkiye ve Cumhur İttifakı 2023 Haziran seçimlerine hazırlanırken,CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu,İYİ PARTİ,genel başkanı Meral akşener,SP genel başkanı Karamollaoğlu,DP Genel Başkanı Gültekin Uysal,DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan,Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu etrafında toplanmış '6'lı masada henüz bir aday belirlenemedi.

Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş süreci, gelecek seçimlere ilişkin yol haritası ve sandık güvenliği ve ortak aday konuşuyoruz diyen ve halkı böyle oyalayan 6'lı masa, her toplantıdan sonra ortak aday konusunda halen mutabık kalamadılar. Kendi aralarında bile uyum sağlayamayan ve tek hedeflerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı düşürmek olduğunu bildiğimiz 6'lı masa için Yeni Akit Gazetesi köşe yazarlarından Zekeriya Say'dan çarpıcı bir köşe yazısı geldi.

Başarılı Gazeteci Zekeriya Say, 6'lı masanın millet aklı ile dalga geçtiğini ve kişisel hırslarını ön planda tuttuklarını söyledi. Tek amaçlarının Erdoğan'ı devirmek olduğunu söylediği 6'lı masa için şu sözleri kullandı: Altılı masa etrafında kümelenen ve “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” safsatasıyla Türkiye’yi 90’lı yılların karanlık atmosferine geri götürmek isteyen zillet ittifakında yaşanan adaylık çatlağı günden güne büyüyor. Tek ortak paydaları Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı olan ve henüz cumhurbaşkanı adayını dahi belirleyemeyen düşman kardeşler, peşi sıra yaptıkları açıklamalarla ittifak ortaklarına kendi adaylarını dayatmaya çalışıyor.

Altılı masanın ilk tur son toplantısını önceki gün Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde gerçekleştiren zillet paydaşları, yaptıkları açıklamada, “13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak” derken, gerçekte ise henüz hiçbir isim üzerinde uzlaşamıyor. Millete koalisyon vaat ettikleri halde kendi aralarında her meselede karşı karşıya gelen Zillet İttifakı bileşenleri ortak aday üzerinde derin fikir ayrılığı yaşıyor. Düşman kardeşler ittifakındaki derin çatlağı gözler önüne seren açıklamalardan bazıları şöyle: Peşi sıra düzenlediği seçim mitingleriyle ittifakın ortak adayı izlenimi vermeye çalışan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Ya bana katılın ya yolumdan çekilin” diyerek, 6’lı masaya kendi adaylığını dayatmaya çalıştı. “Ben ve teşkilatlarımız Meral Akşener’in en doğru kişi olduğuna inanıyoruz” diyen İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda sahada en çok duydukları ismin Mansur Yavaş olduğunu söyledi. İttifaka masa altından destek veren HDP’nin Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Meral Akşener’in Cumhurbaşkanlığı için aday olmasına sıcak bakmadığını ifade ederek, “Daha demokrat, daha bağımsız daha özgürlükçü ve gerçekten daha bir kadın olması gerekiyor” dedi. Demokrat Parti Lideri Gültekin Uysal da, “20 yıllık AK Parti döneminde sorumluluğa ortak olmamış olmak” şeklinde yaptığı cumhurbaşkanı adayı tarifi ile Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’a laf çakmıştı. İP Milletvekili Halil İbrahim Oral da, “Alevi aday kazanamaz” diyerek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim kazanamayacağını ifade etmişti.

Düşman kardeşler ittifakında yaşanan adaylık kavgasını gazetemize değerlendiren Araştırmacı Yazar Mehmet Fırat, şunları dile getirdi: “Talimatla bir araya gelen ve yine talimat ile bir arada durmaya çalışan, 6+1 şer koalisyonu, henüz ortak bir aday çıkaramadı. Çünkü böyle bir inisiyatifleri yok. Kendilerine ait üretebildikleri ne bir politika, ne de bir stratejileri mevcut. Seçmenleri ve destekçileri, tabiri caiz ise tuvalet terliğine oy verecek, hatta bildiğiniz bir ibriği bile destekleyecek durumdalar. Fakat onlar, ‘Erdoğan düşmanlığı’ dışında hiçbir meselede uzlaşamıyorlar. Her parti diğerinin adayını beğenmiyor. Kılıçdaroğlu miting miting gezerken, şimdi de Mansur Yavaş ismi ortaya atıldı. İçerden ve dışarıdan emir alan, Sayın Erdoğan’ı yıpratma taktiklerine göre hareket eden düşman kardeşler ittifakı, muhtemelen kendi iradeleriyle belirlediği bir aday üzerinde değil de üst aklın işaret ettiği bir isime razı olacaktır.”

Yavaş’ın adaylığının HDP/KK’dan döneceğini vurgulayan Fırat, şöyle devam etti: “Mansur Yavaş’ın pasif kişiliği, her parti tarafından maniple edilebilir olması, üzerinde uzlaşma sağlanır gibi görünse de, ‘büyük ortak’ HDP/PKK’nın kabul edeceğini sanmıyorum. Buna ihtimal olsaydı, çoktan adaylığı açıklanır ve propaganda faaliyetlerine başlanırdı.”