Yüzyılın felaketi karşısında zamanla yarışan AFAD ve KIZILAY gibi kurum ve kuruluşların verdiği destansı mücadeleyi görmezden gelen siyasi muhalif kesimin dili zehir saçıyor... İnsanlar enkaz altında can çekişirken, enkaz üzerinde tepişen zillet paydaşlarının seçim ayarlı skandal açıklamalarından bazıları şöyle:

Deprem bölgesinde çektiği videolarla oy avcılığına soyunan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Bir algı operasyonu ile olayı çok fazla büyütüp, sorumluluktan kurtulmak istiyorlar. Hayır efendim!” diyerek, depremin felaket olmadığını iddia etti.

Bölgeye giderek, “14 Mayıs’a yetişeceğini sanmıyorum. Ama 18 Haziran’a kalacağını sanıyorum” sözleriyle enkaz üzerinde seçim tarihini konuşan İP lideri Meral Akşener, dün de 18 Haziran’da yapılması gerektiğini söyleyerek pes dedirtti.

HDP’nin Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile Diyarbakır’da kameralar karşısına geçen Kılıçdaroğlu, masa altına gizledikleri ittifak ortağının, “Özellikle iktidarın bu depremde enkazın altında kaldığını belirtmek isterim” şeklindeki sözlerine ‘Evet evet’ diyerek destek çıktı.

Daha önce de “Depremin Erdoğan’ın seçim desteğine etkisi ne olur peki?” sorusuna bıyık altından gülümseyerek cevap veren İP’li Koray Aydın, “Buradan bir şamar yer” cevabıyla, adeta depremden duyduğu memnuniyeti itiraf etti.

TİP’li Ahmet Şık ise Halk TV’de “Böyle bir devletin düşmanı olmak haktır ve meşrudur” diye provokatif sözler sarf etti.

“Yıkılan 100 binanın belki bir tanesinde kurtarma faaliyeti var” şeklindeki yalan beyanlarda bulunan DEVA Lideri Ali Babacan, dün de “Devletin dış mahallelere bir iğne ağırlığında yardımı olmamış” sözleriyle, devleti aciz göstermeye çalıştı.

Muhalefetin felaket karşısında tutunduğu tavrı Akit’e değerlendiren AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, şunları dile getirdi: “Afet karşısında devletimiz bütün imkanları seferber etmiştir. Deprem acıları üzerinde siyaset yapmak bu ülke insanına yapılabilecek en büyük kötülüktür. Biz alanda insanlarımıza moral, destek verirken, onlarla beraber olurken, bir takım siyasilerin akla hayale gelmedik vicdandan, sağ duyudan, metanetten, birlikten ve beraberlikten uzak sözleri hepimizi yaralıyor. Neredeyse arama kurtarma ekiplerinin can kurtarmasından, devletin çadır dağıtmasından, insanlara sıcak yiyecek sağlamasından rahatsızlar. Bu hastalıklı bir durum olmaktan çıkmıştır. Muhalefetin yaptığı açıkça deprem enkazında tepinmektir. Bunları asla unutmayacağız.

Yüzyılın asrın felaketi karşısında, siyaset yapma telaşında olan bir takım insanları milletimize havale ediyorum. Söylenecek söz, kurulacak cümle dahi bulamıyorum. Bugün acıları sarma insanlarımıza moral verme günüdür. İnsanların acılarını paylaşmak yerine onları provoke etmek yalan ve yanlış beyanlarla halkı kışkırtmak toplumumuz arasında kin ve nefret düşmanlığı yaratmak vicdansızlıktır. İki yüze yakın ülkeden kurtarma ve yardım gelirken bu ülkenin siyasetçilerinin sahada bu tür beyanları vermesi onların kendi ayıbıdır diye düşünüyorum.”

Milli Beka Hareketi Genel Başkanı Murat Şahin de, şunları ifade etti: “Deprem bölgesindeydim. Zayiat çok büyük. Kahramanmaraş ve Hatay haritadan silinmiş durumda. Dünya tarihinde görülmemiş bir afetle karşı karşıyayız. Şu anda bu deprem, sağcısıyla solcusuyla birlikte olmamız gereken bir depremdir. Bunlar ne sağcıdır ne solcudur. Bunların vatanı da yoktur milleti de yoktur. Devleti ve hükümeti eleştiren Kılıçdaroğlu, öncelikle CHP’nin Samandağ’daki ilçe başkanına gözlerini diksin. Vatandaşa gitmesin diye bütün yardım malzemelerini alıp depolarına saklamışlar. Afeti küçücük bir afet gibi göstererek oy devşirmeye çalışan küçücük kafalara, Türk milletinin balyozu en yakın zamanda inecektir. Aziz milletimiz, devletimizin ve cumhurbaşkanımızın arkasında. Erdoğan’ı yalnız bırakmayacaktır.”