Zillet’te başörtülünün hayvan kadar değeri yok

Başörtüsü için Meclis’e 3 maddelik kanun teklifi verdikleri halde, Başkan Erdoğan’ın “Madem öyle başörtüsüne anayasal güvence getirelim” çağrısına karşı çıkan şer ittifakının, ileriye yönelik hazırladığı anayasa taslağına, “Devlet doğal hayatı ve hayvanları korur, hayvanlara yönelik eziyet ve kötü muamele yapılmaması için gerekli tedbirleri alır” ifadesi koyduğu ortaya çıktı. Akit’e konuşan başörtüsü mağdurları, “Zilletin gözünde Müslüman kadınların haklarının, hayvan hakları kadar kıymeti yok” görüşünde birleşti.

Altılı masa altına gizledikleri karanlık yapılardan destek alarak Başkan Erdoğan’ı devirme hayali kuran ve sözde helalleşme adı altında mütedeyyin kesime yönelik oy avcılığına soyunan zillet paydaşlarının maskesi bir kez daha düştü. Başkan Erdoğan’ın talimatıyla hazırlanan ve başörtüsüne özgürlük getiren anayasa değişikliğine karşı çıkan 6’lı masanın, ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme’ geçiş için hazırladıkları sözde anaya çalışmasına hayvan haklarını anayasal güvence altına alan bir madde ekleyerek büyük bir ikiyüzlülüğe imza attıkları ortaya çıktı.

Çelişkiler yumağı

Kurdukları kirli ittifak sayesinde iktidar hayali kuran ve sözde helalleşme adı altında mütedeyyin kesimden oy devşirmeye çalışan zillet paydaşlarının gerçek yüzü bir kere daha deşifre oldu. Zaten özgür olan başörtüsü için Meclis’e 3 maddelik kanun teklifi verdikleri halde, Başkan Erdoğan’ın anayasa değişikliği resti sonrası “değişiklik art niyet işidir” bahanesine sığınarak başörtüsünü anayasal güvence altına alacak değişikliğe karşı çıkan şer ittifakının, sıra hayvan haklarına geldiğinde eşine ender rastlanır bir ikiyüzlülüğe imza attığı ortaya çıktı. CHP’nin ‘hayır” oyu vereceğini açıkladığı, Davutoğlu’nun, “Yapma Sayın Erdoğan, başörtüsünü referanduma götürme. Başörtüsüne yüzde 10 bile ‘hayır’ çıksa bunun vebali senin üzerinde olur” diyerek referandum seçeneğini sabote etmek istediği, SP ve minik ortakların sesinin çıkmadığı, fondaş medyanın ise “Saray çıkmaza girdi” iddialarıyla hükümete saldırdığı anayasaya değişikliğini var gücüyle engellemeye çalışan 6’lı masanın, hayvan haklarını anayasal güvence altına almaya hazırlandıkları öğrenildi. 6’lı masa müdavimlerinin, 2023 seçimlerinde olası bir zafer sonrası ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme’ geçiş süreci için hazırladıkları ve dün basına yansıyan anayasa taslağında, “sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlığına, “Devlet doğal hayatı ve hayvanları korur, hayvanlara yönelik eziyet ve kötü muamele yapılmaması için gerekli tedbirleri alır” ifadesi eklenerek, hayvan haklarını anayasaya dahil edecekleri belgelendi. Konu hayvan hakları olduğunda tek ses olan şer ittifakının, sıra başörtüsüne geldiğinde ikiyüzlü bir tutum takınmasını Akit’e değerlendiren başörtüsü mağdurları, “Zilletin gözünde Müslüman kadınların haklarının, hayvan hakları kadar kıymeti olmadığı” görüşünde birleşti.

CHP’nin varoluş sebebi

Konuyla ilgili gazetemize konuşan Önce İnsan Derneği Genel Başkanı Nuray Canan Songür, şunları dile getirdi: “Hayvan haklarını güvence altına alma düşünceleri olumlu bir adım. Fakat hayvan haklarının güvence altına alınmasına herkesin evet dediği bir ortamda, başörtüsünün anayasal güvence altına alınmasına tartışmalı bakılması gerçekten Türkiye’nin hâlâ insan hakları konusunda sınıfta kaldığını gösteriyor. Ben, başörtüsünün anayasal güvence altına alınmasına karşı olan kişilerin kesinlikle toplum tarafından bilinmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada siz gazetecilere büyük görevler düşüyor. Bu insanlar, bu partiler kim, nedir ve niçin bunu hâlâ ‘çözülmesi gereken bir sorun’ olarak konuşuyoruz. Bu utanç verici bir durum. Bizim, yüzde 99’unun Müslüman olduğunu söylediğimiz bir ülkenin parlamentosunda başörtüsü hâlâ tartışılıyorsa, burada çok ciddi bir sorun var demektir. Ya biz kendimizi doğru ifade edemiyoruz ya da siyasiler gerçekten başörtüsünün güvence altına alınmasını istemiyorlar. Çünkü anayasa değişikliğine karşı çıkan Kılıçdaroğlu ve CHP zihniyeti bunu sürekli kullanıyor. Seçim zamanı başörtülü kadınlara rozet takarak kullanıyorlar, seçimden sonra da yasağı savunuyorlar. Onların iktidarında, başörtülü kadınlara yapılan zulümlerin görüntülü kayıtları var. Hepsi ispatlı, tescilli. Daha onlar onun vebalinin altından kalkamamışken, ‘başörtüsünü biz özgürleştireceğiz”, ‘helalleşeceğiz’ gibi vaatlerde bulunmaları art niyetlerini gösteriyor. CHP’nin varoluş nedeni bu. Türk milletini İslam’dan uzaklaştırmak üzere oluşturulmuş bir proje değil mi zaten?”

Hayvan kadar değerimiz yok mu?

28 Şubat mağduru olan M. G. ise, şunları söyledi: “Yakın dönemde, birlikte çalıştığımız sol görüşlü bir doktor, ‘6 ay sonra başını aç derlerse n’olacak’ diye sordu. O günden beri uykularım kaçtı. Düşünebiliyor musunuz, Müslüman bir ülkede başörtüsünün garantisi yok! ‘Başörtüsü sorunu bitmiş’ gibi bir algı var ama hâlâ anayasal güvencesi yok. 28 Şubat’ı yaşamış biri olarak, çok korku duyuyorum. O kâbus dolu günlere bir daha dönmek istemiyorum. Muhalefetin açıklamaları, tam da benim korkularımın üstüne geldi. Ben yüksek lisansımı yeni bitirdim. Üniversiteye hoca olmak istiyorum. Fakat CHP’nin anayasa değişikliğine ‘hayır’ diyeceğini açıklamasından sonra motivasyonum bozuldu. Benim de bir hayvan kadar değerim yok mu? Korkularımı ve kaygılarımı başka türlü nasıl ifade edeyim.”