Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

''Ghandi Kemal'den, ''Lincoln Kemal'' çıkmaz!

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 02.06.2023 - 10:24, Güncelleme: 02.06.2023 - 10:24
 

''Ghandi Kemal'den, ''Lincoln Kemal'' çıkmaz!

Haber7'den Zekeriya Say'ın köşe yazısı

Kuruluşundan bir yıl sonra, 3 Kasım 2002’de, girdiği ilk seçimde tek başına iktidara gelen, 2 yıl sonra yapılan yerel seçimlerde ise 81 ilin 57'sinde belediye başkanlıklarını kazan AK Parti’nin “önlenemez yükselişini” gören CHP’nin “Onursal Genel Başkanı” Erdal İnönü… O dönem partisine yönelik, “CHP değişmezse, tarih olur!" uyarısında bulundu. CHP lideri Deniz Baykal ise “tarihi uyarıyı” dikkate almak yerine, “Zaten o, genel başkanlığa hiç gelmemem gerektiğini düşünüyordu” diyerek, İnönü’nün kendisini devirmeye çalıştığını söyledi. 1999 seçimlerinde, “CHP'nin Meclis dışında kalması” nedeniyle göstermelik olarak görevden “çekilen”, ilk kurultayda “emanetçi” Altan Öymen'den Genel Başkanlığı yeniden devralan Baykal, bir daha o koltuktan kalkmamakta kararlıydı. Bu siyasi ihtirasını da, “1999'daki karar noktasında eşim Olcay beni bir süre izledi. Seçim şoku yaşanmış, parti baraj altında kalmış. Yorum yapmadı. Bir gün ben ona ‘Artık bırakıyorum’ dediğimde ‘İyi olur’ diye cevap verdi sadece. Bugün ise ‘Bırakamazsın’ diyor. ‘Türkiye saldırı altında, CHP bir saldırı altında. Eğer bu saldırı karşısında gerekli çalışmayı yapmazsan sana hakkımı helal etmem’ dedi bana” sözleriyle perdelemeye çalışıyordu. Güya karısının “partiyi sakın bırakma” telkinine sıkı sıkıya bağlıymış imajı çiziyordu. Kaderin cilvesine bakın ki, aynı Baykal sadece 5 yıl sonra, bu kez eşini aldattığını ifşa eden rezil bir kaset kumpası sonrası “saldırı altında” dediği CHP’nin Genel Başkanlık koltuğunu, “hakkınızı bana helal ediniz” sözleriyle, halefi Kemal Kılıçdaroğlu’na devrediyordu. * Tam 13 yıl sonra, bu defa Kılıçdaroğlu benzer bir akıbeti yaşıyor. Başkan Erdoğan karşısında girdiği her seçimi kaybeden, tüm kirli ittifaklara rağmen 14-28 Mayıs seçimlerinde hezimetlerine yenilerini ekleyen Kılıçdaroğlu’nun gitmesini isteyen parti içindeki muhalifler ve bazı yandaş gazeteciler, CHP liderinin “istifa” etmesi için dört koldan bastırıyorlar. CHP’nin makûs talihinin ancak Bay Kemal’in gitmesiyle “değişeceğini” öne sürüyorlar. “Değişim” çağrılarına kulak tıkayan Kılıçdaroğlu ise oturduğu koltuktan kalkmamak için direniyor. Eşi Selvi Hanım, “CHP bir saldırı altında. Eğer bu saldırı karşısında gerekli çalışmayı yapmazsan sana hakkımı helal etmem” dedi mi bilinmez ama… Tabanın gazını almak için 17 MYK üyesinin toplu istifasını kabul ettiği halde, hala “buradayım” diyerek pişkin pişkin oturmaya devam ediyor. * Yaşanan onca hezimete ve Bay Kemal’in ilerleyen yaşına rağmen bazıları hala Kılıçdaroğlu’nun kalması gerektiğini… Muhtemel “zafer(!)”in ancak onun liderliğinde(!) kazanılabileceğini ima ediyor. Mesela!.. Bab-ı Ali’nin “kaşalot”larından bir tanesi, önceki gün sosyal medya hesabından, hem de hiç utanmadan; “‘Kılıçdaroğlu her girdiği seçimi kaybetti’ diyenlere kapak olsun: Abraham Lincoln 11 seçim kaybettikten sonra ABD Başkanı oldu ve ABD tarihinin en başarılı başkanı olarak tarihe geçti.” şeklinde skandal bir paylaşım yaparak… 74 yaşındaki “Bay Kemal”in bu saatten sonra “başarı hikâyesi” yazabileceğini dillendirme yüzsüzlüğünde bulundu. Oysa Lincoln, bu hikâyeyi genç sayılabilecek bir yaşta yazmıştı. 22 yaşında genç bir avukat iken “yasama seçimi”ne girme cesareti gösteren, 26 yaşındayken karısını kaybeden, 27 yaşında ruhsal bunalıma giren Lincoln, pes etmeyerek 34 yaşında kongre seçimlerine, 49 yaşında senato seçimlerine katıldı. 52 yaşına geldiğinde ise Amerika Birleşik Devletleri’nin 16. başkanı olarak seçildi. Peki, Kılıçdaroğlu ne yaptı? 44 yaşında SSK müdürlüğüne atanıp, görevden alındı. 49 yaşında bir kez daha SSK müdürü oldu fakat bu kez SSK’yı batırdı. 51 yaşında memurluktan emekliye ayrılarak DSP’den vekillik başvurusu yaptı. Bülent Ecevit tarafından reddedildi. 53 yaşında CHP’den milletvekili oldu. 60 yaşında İBB Başkanlığı seçimini kaybetti. 61 yaşında kirli bir kaset kumpasıyla CHP’nin başına geçti. 4 ay sonra, 12 Eylül 2010 referandumunda ‘CHP Genel Başkanı’ sıfatıyla ilk yenilgisini tattı. 62 yaşında, ilk seçim mağlubiyetini aldı. 65 yaşında iken yapılan yerel seçimlerde sonuç değişmedi. 5 ay sonra gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gösterdiği “çatı adayı” hezimete uğradı. 66 yaşında, Haziran ve Kasım aylarında iki kez üst üste yenildi. 68’inde bir referandum daha kaybetti. 69’unda iken gerçekleşen genel seçimde yine sonuç değişmedi. 70 yaşında iken yapılan yerel seçimlerde bazı büyükşehirleri kirli ittifaklarla ele geçirse de Anadolu’dan bir tokat daha yedi. Son olarak 74 yaşında, 7 düvelin desteğine rağmen 14-28 Mayıs tarihinde iki kez üst üste sandığa gömüldü. İlkokulda simit satan, 20’li yaşlarında belediyede işçi olan, 35'inde o belediyeye başkan seçilen, 40 yaşında bir şiir yüzünden hapse atıldığı halde pes etmeyen, 48 yaşına geldiğinde tek başına iktidar olan, akabinde 21 yıldır girdiği her seçimi rekorlar kırarak kazanan Başkan Erdoğan karşısında, her seferinde hezimete uğradı. Şimdi birileri kalkmış hala, ABD Başkanı Lincoln’ün hayatı üzerinden bize “kapak” yapmaya çalışıyor. Bir sonraki seçimlerde, Kemal Bey’in 80 yaşında olacağını göz ardı ediyor. Bankaların bile maksimun 24 ay ay vadeli kredi kullandırdığı bir yaşta, Kılıçdaroğlu’nun 60 ay boyunca sözde “destan” yazacağını iddia ediyor. * Bu arada, hazır fondaş gazeteciler geçmişte Hint fakiri Ghandi’ye benzettikleri Kılıçdaroğlu’nu, ABD Başkanı Abraham Lincoln ile mukayese etmişken… Yazıyı da, “Babam bana çalışmayı, fakat işin esiri olmamayı öğretti” diyen Abraham Lincoln'ün, Amerikan okullarında okutulan yurt bilgisi kitaplarında yer alan şu ünlü sözüyle bitirelim: "Bazı insanları her zaman aldatabilirsin, herkesi bazen aldatabilirsin, ama herkesi her zaman aldatamazsın!"
Haber7'den Zekeriya Say'ın köşe yazısı

Kuruluşundan bir yıl sonra, 3 Kasım 2002’de, girdiği ilk seçimde tek başına iktidara gelen, 2 yıl sonra yapılan yerel seçimlerde ise 81 ilin 57'sinde belediye başkanlıklarını kazan AK Parti’nin “önlenemez yükselişini” gören CHP’nin “Onursal Genel Başkanı” Erdal İnönü…

O dönem partisine yönelik, “CHP değişmezse, tarih olur!" uyarısında bulundu.

CHP lideri Deniz Baykal ise “tarihi uyarıyı” dikkate almak yerine,

“Zaten o, genel başkanlığa hiç gelmemem gerektiğini düşünüyordu” diyerek, İnönü’nün kendisini devirmeye çalıştığını söyledi.

1999 seçimlerinde, “CHP'nin Meclis dışında kalması” nedeniyle göstermelik olarak görevden “çekilen”, ilk kurultayda “emanetçi” Altan Öymen'den Genel Başkanlığı yeniden devralan Baykal, bir daha o koltuktan kalkmamakta kararlıydı.

Bu siyasi ihtirasını da,

“1999'daki karar noktasında eşim Olcay beni bir süre izledi. Seçim şoku yaşanmış, parti baraj altında kalmış. Yorum yapmadı. Bir gün ben ona ‘Artık bırakıyorum’ dediğimde ‘İyi olur’ diye cevap verdi sadece. Bugün ise ‘Bırakamazsın’ diyor. ‘Türkiye saldırı altında, CHP bir saldırı altında. Eğer bu saldırı karşısında gerekli çalışmayı yapmazsan sana hakkımı helal etmem’ dedi bana” sözleriyle perdelemeye çalışıyordu.

Güya karısının “partiyi sakın bırakma” telkinine sıkı sıkıya bağlıymış imajı çiziyordu.

Kaderin cilvesine bakın ki, aynı Baykal sadece 5 yıl sonra, bu kez eşini aldattığını ifşa eden rezil bir kaset kumpası sonrası “saldırı altında” dediği CHP’nin Genel Başkanlık koltuğunu, “hakkınızı bana helal ediniz” sözleriyle, halefi Kemal Kılıçdaroğlu’na devrediyordu.

*

Tam 13 yıl sonra, bu defa Kılıçdaroğlu benzer bir akıbeti yaşıyor.

Başkan Erdoğan karşısında girdiği her seçimi kaybeden, tüm kirli ittifaklara rağmen 14-28 Mayıs seçimlerinde hezimetlerine yenilerini ekleyen Kılıçdaroğlu’nun gitmesini isteyen parti içindeki muhalifler ve bazı yandaş gazeteciler, CHP liderinin “istifa” etmesi için dört koldan bastırıyorlar.

CHP’nin makûs talihinin ancak Bay Kemal’in gitmesiyle “değişeceğini” öne sürüyorlar.

“Değişim” çağrılarına kulak tıkayan Kılıçdaroğlu ise oturduğu koltuktan kalkmamak için direniyor.

Eşi Selvi Hanım, “CHP bir saldırı altında. Eğer bu saldırı karşısında gerekli çalışmayı yapmazsan sana hakkımı helal etmem” dedi mi bilinmez ama…

Tabanın gazını almak için 17 MYK üyesinin toplu istifasını kabul ettiği halde, hala “buradayım” diyerek pişkin pişkin oturmaya devam ediyor.

*

Yaşanan onca hezimete ve Bay Kemal’in ilerleyen yaşına rağmen bazıları hala Kılıçdaroğlu’nun kalması gerektiğini…

Muhtemel “zafer(!)”in ancak onun liderliğinde(!) kazanılabileceğini ima ediyor.

Mesela!..

Bab-ı Ali’nin “kaşalot”larından bir tanesi, önceki gün sosyal medya hesabından, hem de hiç utanmadan;

“‘Kılıçdaroğlu her girdiği seçimi kaybetti’ diyenlere kapak olsun: Abraham Lincoln 11 seçim kaybettikten sonra ABD Başkanı oldu ve ABD tarihinin en başarılı başkanı olarak tarihe geçti.” şeklinde skandal bir paylaşım yaparak…

74 yaşındaki “Bay Kemal”in bu saatten sonra “başarı hikâyesi” yazabileceğini dillendirme yüzsüzlüğünde bulundu.

Oysa Lincoln, bu hikâyeyi genç sayılabilecek bir yaşta yazmıştı.

22 yaşında genç bir avukat iken “yasama seçimi”ne girme cesareti gösteren, 26 yaşındayken karısını kaybeden, 27 yaşında ruhsal bunalıma giren Lincoln, pes etmeyerek 34 yaşında kongre seçimlerine, 49 yaşında senato seçimlerine katıldı. 52 yaşına geldiğinde ise Amerika Birleşik Devletleri’nin 16. başkanı olarak seçildi.

Peki, Kılıçdaroğlu ne yaptı?

44 yaşında SSK müdürlüğüne atanıp, görevden alındı. 49 yaşında bir kez daha SSK müdürü oldu fakat bu kez SSK’yı batırdı. 51 yaşında memurluktan emekliye ayrılarak DSP’den vekillik başvurusu yaptı. Bülent Ecevit tarafından reddedildi. 53 yaşında CHP’den milletvekili oldu. 60 yaşında İBB Başkanlığı seçimini kaybetti. 61 yaşında kirli bir kaset kumpasıyla CHP’nin başına geçti. 4 ay sonra, 12 Eylül 2010 referandumunda ‘CHP Genel Başkanı’ sıfatıyla ilk yenilgisini tattı. 62 yaşında, ilk seçim mağlubiyetini aldı. 65 yaşında iken yapılan yerel seçimlerde sonuç değişmedi. 5 ay sonra gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gösterdiği “çatı adayı” hezimete uğradı. 66 yaşında, Haziran ve Kasım aylarında iki kez üst üste yenildi. 68’inde bir referandum daha kaybetti. 69’unda iken gerçekleşen genel seçimde yine sonuç değişmedi. 70 yaşında iken yapılan yerel seçimlerde bazı büyükşehirleri kirli ittifaklarla ele geçirse de Anadolu’dan bir tokat daha yedi. Son olarak 74 yaşında, 7 düvelin desteğine rağmen 14-28 Mayıs tarihinde iki kez üst üste sandığa gömüldü.

İlkokulda simit satan, 20’li yaşlarında belediyede işçi olan, 35'inde o belediyeye başkan seçilen, 40 yaşında bir şiir yüzünden hapse atıldığı halde pes etmeyen, 48 yaşına geldiğinde tek başına iktidar olan, akabinde 21 yıldır girdiği her seçimi rekorlar kırarak kazanan Başkan Erdoğan karşısında, her seferinde hezimete uğradı.

Şimdi birileri kalkmış hala, ABD Başkanı Lincoln’ün hayatı üzerinden bize “kapak” yapmaya çalışıyor.

Bir sonraki seçimlerde, Kemal Bey’in 80 yaşında olacağını göz ardı ediyor.

Bankaların bile maksimun 24 ay ay vadeli kredi kullandırdığı bir yaşta, Kılıçdaroğlu’nun 60 ay boyunca sözde “destan” yazacağını iddia ediyor.

*

Bu arada, hazır fondaş gazeteciler geçmişte Hint fakiri Ghandi’ye benzettikleri Kılıçdaroğlu’nu, ABD Başkanı Abraham Lincoln ile mukayese etmişken…

Yazıyı da,

“Babam bana çalışmayı, fakat işin esiri olmamayı öğretti” diyen Abraham Lincoln'ün, Amerikan okullarında okutulan yurt bilgisi kitaplarında yer alan şu ünlü sözüyle bitirelim:

"Bazı insanları her zaman aldatabilirsin, herkesi bazen aldatabilirsin, ama herkesi her zaman aldatamazsın!"

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.