Her 5 Kişiden 1’i İklim Değişikliğinin Etkilerini Hissediyor
Her 5 Kişiden 1’i İklim Değişikliğinin Etkilerini Hissediyor
Rapora göre dünyada her 5 kişiden 1'i iklim değişikliğini hissediyor. 394 milyon kişi ise "riskli derecede" sıcak hava koşullarına maruz kalıyor.
Rapora göre dünyada her 5 kişiden 1'i iklim değişikliğini hissediyor. 394 milyon kişi ise "riskli derecede" sıcak hava koşullarına maruz kalıyor.
Bağımsız bilim kuruluşu Climate Central, Aralık 2024 ile Şubat 2025 arasındaki dönemde iklim değişikliğinin etkileri üzerine yaptığı önemli bir raporu yayımladı. 220 ülke ve 940 şehirdeki hava sıcaklıklarının baz alındığı rapor, insan kaynaklı iklim değişikliğinin etkilerinin her geçen gün daha fazla hissedildiğini gözler önüne seriyor.
Raporda, dünya genelinde her 5 kişiden 1’inin sıra dışı sıcaklıklarla karşılaştığı ve bunun, doğrudan iklim değişikliğinin etkilerini yaşadıkları anlamına geldiği vurgulandı. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin doğrudan bir sonucu olarak, 394 milyon insanın “riskli derecede” sıcak hava koşullarıyla karşılaştığı belirtiliyor. Özellikle Afrika kıtasında bu durumu yaşayanların oranı ise oldukça yüksek, rapordaki verilere göre, bu kişilerin yüzde 74’ü Afrika’da yaşıyor.
Dünyanın Büyük Bir Bölümü İklim Krizinden Etkilendi
Raporda, sadece birkaç ay içinde dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 37’sine tekabül eden 3 milyar kişinin, "riskli derecede sıcak hava" ile karşı karşıya kaldığı ifade ediliyor. Bu da küresel iklim değişikliğinin yalnızca sıcaklık artışlarıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda yaşam alanları, tarım ve doğal kaynaklar üzerinde de büyük tehditler oluşturduğunu gösteriyor.
İklim değişikliğinin etkileri yalnızca ekstrem hava koşullarında değil, aynı zamanda deniz seviyesindeki yükselmeler, kuraklıklar, aşırı yağışlar ve orman yangınları gibi afetlerde de kendini gösteriyor. Bu tür olaylar, doğal dengeyi bozarken, yerleşik halkları yerinden edebilecek kadar büyük bir tehdidi beraberinde getiriyor. Özellikle kıyı bölgelerinde yaşayanlar, okyanusların yükselmesiyle tehdit altındalar.
İklim Krizi ve Sosyal Adalet
Raporda, iklim değişikliğinin etkilerinin sosyal eşitsizlikleri daha da derinleştirdiği ve daha az gelişmiş bölgelerde yaşayan insanların, bu değişikliklerden en çok etkilenen gruplar olduğu da ifade ediliyor. Özellikle Afrika ve Asya’daki gelişmekte olan ülkeler, şiddetli hava olayları ve kuraklık gibi iklim değişikliği kaynaklı zorluklarla daha fazla yüzleşiyorlar. Bu ülkeler, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için gerekli altyapıya ve kaynaklara sahip değiller, bu da onları daha savunmasız hale getiriyor.
Küresel iklim krizi, dünyanın her köşesinde etkisini hissettirse de, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında büyük farklar bulunuyor. Zengin ülkeler, bu sorunun çözülmesinde daha fazla finansal ve teknolojik kaynak sunabiliyor, ancak daha yoksul ülkeler, iklim değişikliğinin etkilerine daha az hazırlıklı ve bu durum onları hem çevresel hem de ekonomik açıdan daha kırılgan hale getiriyor.
İklim Eylemi İçin Acil Adımlar
Climate Central'ın raporu, iklim değişikliğine karşı daha fazla acil eylem gerekliliğini de gözler önüne seriyor. Küresel sıcaklıkların 1,5 derece ile sınırlanması hedefi, bir yandan daha fazla sera gazı salınımının önlenmesi, bir yandan da yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandırılması anlamına geliyor. Bu hedeflere ulaşmak için uluslararası iş birliği, ülkeler arasındaki dayanışma ve daha sıkı çevresel düzenlemeler gerekli.
Özellikle gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelede desteklenmesi ve iklim krizinin etkilerine karşı direnç kazandırılmaları büyük önem taşıyor. Küresel çapta yapılacak iklim eylemleri, yalnızca çevreyi korumakla kalmayacak, aynı zamanda bu değişikliğin yaratacağı insani ve ekonomik krizleri de önlemiş olacak.
Climate Central’ın raporu, iklim değişikliğinin ne kadar büyük bir küresel tehdit olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu değişikliğin etkilerini her geçen gün daha fazla insan hissetmekte, özellikle de daha savunmasız bölgelerde yaşayanlar büyük bir tehlike altındalar. Küresel ısınmanın yıkıcı etkileri, yalnızca çevresel değil, sosyal ve ekonomik anlamda da büyük adaletsizliklere yol açmaktadır. Dünya, bu krizle mücadele etmek için daha fazla dayanışma, politika değişiklikleri ve küresel eylemler gerektiren bir döneme girmiştir.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.