Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

FETÖ’cüler ve CHP’liler yerinden zıplayacak! Oy oy oy oy

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 02.07.2022 - 11:26, Güncelleme: 02.07.2022 - 11:26
 

FETÖ’cüler ve CHP’liler yerinden zıplayacak! Oy oy oy oy

Fuat Uğur, geçen hafta kaleme aldığı “Türk cezaevlerindeki Batılı askerlere yenileri eklenebilir” başlıklı yazısının önce FETÖ’cüleri, sonra CHP’lileri yerinden zıplattığını belirtti.

Fuat Uğur, geçen hafta kaleme aldığı “Türk cezaevlerindeki Batılı askerlere yenileri eklenebilir” başlıklı yazısının önce FETÖ’cüleri, sonra CHP’lileri yerinden zıplattığını belirtti. Uğur, Türkiye gazetesindeki köşesinde şunları kaydetti: "Geçen haftaki yazımın başlığı “Türk cezaevlerindeki Batılı askerlere yenileri eklenebilir” şeklindeydi. Çünkü ABD ve NATO gladyosu Türkiye’deki muhalif aparatlarına ve FETÖ’cülere “hazır olun” mesajları gönderip duruyor. İşler iyiye gitmeye başladığı anda iç karışıklık ve kaos için düğmeye basacaklar. Yazının sonunda ilave ettim: “Artık dışarıdan gelecek saldırıların içeride de bir karşılığı olacaktır. Bu ülke insanlarının iş birlikçiler için daha fazla eli kolu bağlı oturmayacağı aşikâr. Üniformalı ya da sivil; ABD’nin Türk cezaevlerindeki tüm askerlerine ve casuslarına yenileri eklenecektir şüphesiz. Geçen 15 Temmuz’da fareler kaçtı ama bu kez konulan kapanlar sürprizli 'hediyelerle' dolu. Yine en baştan söyleyelim de hani, yok tiyatro yok kontrollü filan diye sonradan ciyaklamayın!” Bu satırları gören FETÖ’cüler, CHP’liler ve İyi Partililer kuyruklarına basılmış gibi yerlerinden zıpladılar. FETÖ’cü firariler peş peşe videolar yayınlarken Halk TV’de bir saat bu konuya ayrıldı. “O zaman Devlet, kaos ve iç karışıklık ya da darbe hazırlığı olduğunu biliyorsa engellesin. Devlet tuzak mı kuruyor?" diyorlar. Zaten engelliyor yahu. Daha yeni emniyetten 1000’e yakın kişi neden tasfiye edildi? FETÖ’nün üniversitelerdeki yapılanmasına yönelik ilk defa yapılan kapsamlı operasyonda 150’ye yakın kişi neden gözaltına alındı? PKK ve DHKP-C’ye karşı yürütülen başarılı ve sonuç alıcı mücadelenin sebebi ne sizce? Ben söyleyeyim: ABD gladyosunun aparatı muhaliflerin ellerindeki şiddet enstrümanlarını almak. Halk TV’de İpek Özbey’in konuklarından biri benim 15 Temmuz darbe girişiminden önce de FETÖ’cülerin darbe hazırlığını bildiren uyarıcı yazılarıma atıfta bulunuyor ve ekliyor: “Fuat Uğur o zaman darbeyi nereden bildi? Ona kim söyledi? O biliyorsa devlet neden bilmiyor?” Embesilliğin bu cenahta sirayet eden bir hastalık olduğuna inanmaya başlayacağım neredeyse. Anlaşılıyor ki FETÖ’cüler, CHP’liler ve İyi Partililer, 15 Temmuz darbe girişiminden üç ay önce FETÖ’cülerin darbe hazırlığı içinde olduğunu bildiren bu üç yazımın travmasını atlatamadı. Aslında FETÖ’cüler görmüşlerdi ama hedefe o kadar odaklanmışlardı ki “Yav he he” deyip el sallamışlardı. Güç sarhoşluğu yaşıyorlardı. Devleti ele geçirmişlerdi canım, üfleseler yıkacaklardı Tayyip Erdoğan’ı. Bunların gazeteci dostları yıllardır devletin sızdırdığı belgeleri gazetecilik diye yutturdukları için kişi kendi gibi bilir karşısındakini misali benim de aynı şeyi yaptığıma inanmışlardı. Oysa yaptığım gazetecilikti. Haber kaynağım da Ümit Akdemir’di ki kendisi eski cemaat mensubuydu ve bunların ciğerini biliyordu ve bana gelişmeleri tek tek aktardı. Önce “Hususiler Ankara’da toplanıyor abi, bu darbe hazırlığının işareti. Hücre evlerinde onlara bağlı olan subayları çağırıp görüşüyorlar” dedi. O zamana dek kimse HUSUSİ adını işitmemişti bile. Daha sonra da işlerin iyice ciddileştiğini ve darbenin yaklaştığını bildirdi. Arkasından Fetullah Gülen hâkî cübbe giyerek, imalarla ve şifreli mesajlarla dolu bir video konuşması yayınladı. Gülen askerî renkli kıyafetle darbe mesajı veriyordu yani. Bunu da yazdım. O yazılarımın sonuncusu da “Cemaatçi askerlere son uyarı; tavuk tarda sayılır” başlığını taşıyordu. Devlet kuşkusuz o zaman Cemaat’i bir tehdit olarak tanımlamış ve tasfiye etmeye başlamıştı. Cemaat, yani FETÖ de bunun haberini almış, tasfiye edilmeden darbe yapmaya karar vermişti. İzmir Cumhuriyet Savcısı Okan Bato’nun yüzlerce FETÖ’cü subay hakkında soruşturma başlatması Fetullah Gülen’i iyice delirtti. Sadece onlar değil, CHP’liler de darbecilere karşı önlem almaya çalışan hükûmeti “AKP TSK’da tasfiyeye gidip orduyu AKP’lileştiriyor”  çığlıkları atıyordu. Ne komik değil mi? Şimdi de “Devlet darbeyi neden engellemedi” diyorlar. Hem FETÖ’cülere dokunma, hem de darbeyi engelle. Oh ne güzel iş. 15 Temmuz sonrası FETÖ’cüler tasfiye edildi ya işte onun travmasını atlatamıyorlar dediğim gibi. Bu arada Emniyet teşkilatındaki FETÖ’cü polislerin tasfiyesinin şokunu atlatamayan Cemaat Hususileri “Artık acımak yok” diyordu elemanlarına. Meral Akşener bunu haber almış olmalıydı ki cemaatçi polislerin tasfiye edilmesi nedeniyle FETÖ kanallarında AK Parti hükûmetini ve Erdoğan’ı ciddi ciddi tehdit ediyordu “Bunun bedeli ağır olur” diye. Hey gidi hey. Kimin ne olduğu belli de neyse… Akşener muhtemelen darbeyi de öğrenmişti zırt pırt tekrar ettiği “Ben Başbakan olcam, yurtta sulh cihanda sulh” tekerlemelerinden anladığımız kadarıyla. Arkasından 2016 yılı 30 Ağustos'undaki Yüksek Askerî Şûra’da 500 FETÖ’cünün tasfiye edileceği de açığa çıkınca muhtemelen darbe tarihi belirlenmişti. Ancak devlet böyle bir darbe ihtimaline karşı ne kadar hazırdı? Ben de işte bundan o kadar emin değildim. Bu yüzden de şu satırları yazarak tepedekileri uyarmıştım o günkü yazımın altında: “Çok açık bir soru. Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sayın MİT Müsteşarı Hakan Fidan, hatta herkesin takdirle karşıladığı bildiriyi yayınlayan Genelkurmay Başkanı Sayın Hulusi Akar? Emin misiniz? Rahat mısınız bu konuda? Tüm yaşadıklarımızdan sonra herkesin diken üstünde olması gerek.” Evet, o zaman devlet bana göre yeterince hazır değildi bir darbe girişimini karşılamaya ama FETÖ’cüleri tasfiye etmeye başlamıştı ve bunda da kararlıydı. Benim bir gazeteci olarak arzum bu tasfiyenin barışçıl biçimde olması ve ülkenin yeni bir darbe travması yaşamadan gerçekleşmesiydi. Bu nedenle yazımın başlığı “Cemaatçi askerlere son uyarı, tavuk tarda sayılır” şeklindeydi. O yazımda tekrar tekrar DEVLETLE İŞ BİRLİĞİNE VE TESLİM OLMAYA ÇAĞIRMIŞTIM CEMAATÇİLERİ: Önlerinde farklı bir seçenek var. Devletine, ülkesine ihanet etmemek. Silahlı kuvvetlerin emir komuta zincirine bağlı kalmak. Pensilvanya imamlarının ve Hususilerinin “Sizi deşifre ederiz” tehdidi karşısında devletle iş birliği yapma yolunu seçmek. Diğer seçenek ise dediğimiz gibi sonu belirsiz ölümcül maceraya atlamak. Tekrar cemaatçi kripto askerleri uyarıyorum. Devlet ve komuta kademesi her şeyi biliyor ve suç işlemeye teşebbüs etmenizi bekliyor. Hayır, kimsenin; ne devletin ne de TSK’nın bu olası kalkışmadan çekindiği yok. Bir devlet SAVAŞA KARŞI, DARBELERE KARŞI HAZIR OLMAK durumundadır. Tekrar söyleyeyim: Devlet 15 Temmuz öncesinden çok daha fazla hazır; olası kaos, iç karışıklık ya da darbe girişimlerine karşı... Önceki yazımda bunu dedim. Bir firari FETÖ’cü “Cemaatçi askerler TSK’da eskisi kadar kalmadı, kim darbe yapacak. Cemaatçi askerler artık oyun kurucu olabilme özelliğine sahip değil” diyor video konuşmasında. Ne güzel itiraf değil mi? Zaten bunların özelliği bu, yakalanıp itirafçı oluyorlar. FETÖ’cüler gerçekten insandan bozuşmuş yeni bir canlı türü, mutant! Artık buna daha çok inanmaya başladım."
Fuat Uğur, geçen hafta kaleme aldığı “Türk cezaevlerindeki Batılı askerlere yenileri eklenebilir” başlıklı yazısının önce FETÖ’cüleri, sonra CHP’lileri yerinden zıplattığını belirtti.

Fuat Uğur, geçen hafta kaleme aldığı “Türk cezaevlerindeki Batılı askerlere yenileri eklenebilir” başlıklı yazısının önce FETÖ’cüleri, sonra CHP’lileri yerinden zıplattığını belirtti. Uğur, Türkiye gazetesindeki köşesinde şunları kaydetti:

"Geçen haftaki yazımın başlığı “Türk cezaevlerindeki Batılı askerlere yenileri eklenebilir” şeklindeydi.

Çünkü ABD ve NATO gladyosu Türkiye’deki muhalif aparatlarına ve FETÖ’cülere “hazır olun” mesajları gönderip duruyor. İşler iyiye gitmeye başladığı anda iç karışıklık ve kaos için düğmeye basacaklar.

Yazının sonunda ilave ettim:

“Artık dışarıdan gelecek saldırıların içeride de bir karşılığı olacaktır. Bu ülke insanlarının iş birlikçiler için daha fazla eli kolu bağlı oturmayacağı aşikâr. Üniformalı ya da sivil; ABD’nin Türk cezaevlerindeki tüm askerlerine ve casuslarına yenileri eklenecektir şüphesiz. Geçen 15 Temmuz’da fareler kaçtı ama bu kez konulan kapanlar sürprizli 'hediyelerle' dolu. Yine en baştan söyleyelim de hani, yok tiyatro yok kontrollü filan diye sonradan ciyaklamayın!”

Bu satırları gören FETÖ’cüler, CHP’liler ve İyi Partililer kuyruklarına basılmış gibi yerlerinden zıpladılar. FETÖ’cü firariler peş peşe videolar yayınlarken Halk TV’de bir saat bu konuya ayrıldı.

“O zaman Devlet, kaos ve iç karışıklık ya da darbe hazırlığı olduğunu biliyorsa engellesin. Devlet tuzak mı kuruyor?" diyorlar.

Zaten engelliyor yahu. Daha yeni emniyetten 1000’e yakın kişi neden tasfiye edildi? FETÖ’nün üniversitelerdeki yapılanmasına yönelik ilk defa yapılan kapsamlı operasyonda 150’ye yakın kişi neden gözaltına alındı? PKK ve DHKP-C’ye karşı yürütülen başarılı ve sonuç alıcı mücadelenin sebebi ne sizce?

Ben söyleyeyim:

ABD gladyosunun aparatı muhaliflerin ellerindeki şiddet enstrümanlarını almak.

Halk TV’de İpek Özbey’in konuklarından biri benim 15 Temmuz darbe girişiminden önce de FETÖ’cülerin darbe hazırlığını bildiren uyarıcı yazılarıma atıfta bulunuyor ve ekliyor:

“Fuat Uğur o zaman darbeyi nereden bildi? Ona kim söyledi? O biliyorsa devlet neden bilmiyor?”

Embesilliğin bu cenahta sirayet eden bir hastalık olduğuna inanmaya başlayacağım neredeyse.

Anlaşılıyor ki FETÖ’cüler, CHP’liler ve İyi Partililer, 15 Temmuz darbe girişiminden üç ay önce FETÖ’cülerin darbe hazırlığı içinde olduğunu bildiren bu üç yazımın travmasını atlatamadı.

Aslında FETÖ’cüler görmüşlerdi ama hedefe o kadar odaklanmışlardı ki “Yav he he” deyip el sallamışlardı. Güç sarhoşluğu yaşıyorlardı. Devleti ele geçirmişlerdi canım, üfleseler yıkacaklardı Tayyip Erdoğan’ı.

Bunların gazeteci dostları yıllardır devletin sızdırdığı belgeleri gazetecilik diye yutturdukları için kişi kendi gibi bilir karşısındakini misali benim de aynı şeyi yaptığıma inanmışlardı. Oysa yaptığım gazetecilikti. Haber kaynağım da Ümit Akdemir’di ki kendisi eski cemaat mensubuydu ve bunların ciğerini biliyordu ve bana gelişmeleri tek tek aktardı. Önce “Hususiler Ankara’da toplanıyor abi, bu darbe hazırlığının işareti. Hücre evlerinde onlara bağlı olan subayları çağırıp görüşüyorlar” dedi. O zamana dek kimse HUSUSİ adını işitmemişti bile. Daha sonra da işlerin iyice ciddileştiğini ve darbenin yaklaştığını bildirdi. Arkasından Fetullah Gülen hâkî cübbe giyerek, imalarla ve şifreli mesajlarla dolu bir video konuşması yayınladı. Gülen askerî renkli kıyafetle darbe mesajı veriyordu yani. Bunu da yazdım.

O yazılarımın sonuncusu da “Cemaatçi askerlere son uyarı; tavuk tarda sayılır” başlığını taşıyordu.

Devlet kuşkusuz o zaman Cemaat’i bir tehdit olarak tanımlamış ve tasfiye etmeye başlamıştı. Cemaat, yani FETÖ de bunun haberini almış, tasfiye edilmeden darbe yapmaya karar vermişti. İzmir Cumhuriyet Savcısı Okan Bato’nun yüzlerce FETÖ’cü subay hakkında soruşturma başlatması Fetullah Gülen’i iyice delirtti. Sadece onlar değil, CHP’liler de darbecilere karşı önlem almaya çalışan hükûmeti “AKP TSK’da tasfiyeye gidip orduyu AKP’lileştiriyor”  çığlıkları atıyordu. Ne komik değil mi? Şimdi de “Devlet darbeyi neden engellemedi” diyorlar. Hem FETÖ’cülere dokunma, hem de darbeyi engelle. Oh ne güzel iş. 15 Temmuz sonrası FETÖ’cüler tasfiye edildi ya işte onun travmasını atlatamıyorlar dediğim gibi.

Bu arada Emniyet teşkilatındaki FETÖ’cü polislerin tasfiyesinin şokunu atlatamayan Cemaat Hususileri “Artık acımak yok” diyordu elemanlarına. Meral Akşener bunu haber almış olmalıydı ki cemaatçi polislerin tasfiye edilmesi nedeniyle  FETÖ kanallarında AK Parti hükûmetini ve Erdoğan’ı ciddi ciddi tehdit ediyordu “Bunun bedeli ağır olur” diye. Hey gidi hey. Kimin ne olduğu belli de neyse… Akşener muhtemelen darbeyi de öğrenmişti zırt pırt tekrar ettiği “Ben Başbakan olcam, yurtta sulh cihanda sulh” tekerlemelerinden anladığımız kadarıyla. Arkasından 2016 yılı 30 Ağustos'undaki Yüksek Askerî Şûra’da 500 FETÖ’cünün tasfiye edileceği de açığa çıkınca muhtemelen darbe tarihi belirlenmişti.

Ancak devlet böyle bir darbe ihtimaline karşı ne kadar hazırdı? Ben de işte bundan o kadar emin değildim. Bu yüzden de şu satırları yazarak tepedekileri uyarmıştım o günkü yazımın altında:

“Çok açık bir soru. Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sayın MİT Müsteşarı Hakan Fidan, hatta herkesin takdirle karşıladığı bildiriyi yayınlayan Genelkurmay Başkanı Sayın Hulusi Akar? Emin misiniz? Rahat mısınız bu konuda? Tüm yaşadıklarımızdan sonra herkesin diken üstünde olması gerek.”

Evet, o zaman devlet bana göre yeterince hazır değildi bir darbe girişimini karşılamaya ama FETÖ’cüleri tasfiye etmeye başlamıştı ve bunda da kararlıydı. Benim bir gazeteci olarak arzum bu tasfiyenin barışçıl biçimde olması ve ülkenin yeni bir darbe travması yaşamadan gerçekleşmesiydi.

Bu nedenle yazımın başlığı “Cemaatçi askerlere son uyarı, tavuk tarda sayılır” şeklindeydi. O yazımda tekrar tekrar DEVLETLE İŞ BİRLİĞİNE VE TESLİM OLMAYA ÇAĞIRMIŞTIM CEMAATÇİLERİ:

Önlerinde farklı bir seçenek var. Devletine, ülkesine ihanet etmemek. Silahlı kuvvetlerin emir komuta zincirine bağlı kalmak. Pensilvanya imamlarının ve Hususilerinin “Sizi deşifre ederiz” tehdidi karşısında devletle iş birliği yapma yolunu seçmek. Diğer seçenek ise dediğimiz gibi sonu belirsiz ölümcül maceraya atlamak. Tekrar cemaatçi kripto askerleri uyarıyorum.

Devlet ve komuta kademesi her şeyi biliyor ve suç işlemeye teşebbüs etmenizi bekliyor. Hayır, kimsenin; ne devletin ne de TSK’nın bu olası kalkışmadan çekindiği yok.

Bir devlet SAVAŞA KARŞI, DARBELERE KARŞI HAZIR OLMAK durumundadır.

Tekrar söyleyeyim:

Devlet 15 Temmuz öncesinden çok daha fazla hazır; olası kaos, iç karışıklık ya da darbe girişimlerine karşı...

Önceki yazımda bunu dedim. Bir firari FETÖ’cü “Cemaatçi askerler TSK’da eskisi kadar kalmadı, kim darbe yapacak. Cemaatçi askerler artık oyun kurucu olabilme özelliğine sahip değil” diyor video konuşmasında.

Ne güzel itiraf değil mi?

Zaten bunların özelliği bu, yakalanıp itirafçı oluyorlar.

FETÖ’cüler gerçekten insandan bozuşmuş yeni bir canlı türü, mutant! Artık buna daha çok inanmaya başladım."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.