Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Ben miyim ‘hiç’, sen misin ‘hiç’ derken

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 30.07.2022 - 11:09, Güncelleme: 30.07.2022 - 11:09
 

Ben miyim ‘hiç’, sen misin ‘hiç’ derken

Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu'nun, "“Ben miyim ‘hiç, sen misin ‘hiç’ derken.. İETT otobüsünde olanlar!" başlıklı yazısı

Saadet Partili Abdülkadir Karaduman’ın, CHP’li milletvekilinin, bir din adamına hakareti hakkında açıklama beklerken.. O Karaduman, Tarım Bakanlığı’nda, kendine göre yapılan bir yanlışı anlatmak üzere basın toplantısı düzenliyor.. Tarım Bakanlığı’nda yaşandığı iddia edilen, doğruluğu da kesin olmayan o farazi yanlıştan çok daha önemlisi, iktidara yürüdüğünü iddia eden bir partinin milletvekilinin Allah’ın ayetlerine saygısızlık etmesi.. Tarım Bakanlığı’nda bir yanlışlık var ise.. Yazarsınız, söylersiniz, hatırlatırsınız, düzelttirirsiniz.. Ama... CHP’lilerin din adamlarına hakaretlerine sessiz kalır, üstelik bir de onlara kefil olup, iktidara taşırsanız.. Hem din adamlarına hakaret ettirir, hem gerçeği söyleyen din adamlarını görevlerden aldırır, hem de Tarım Bakanlığı’ndan diğer bakanlıklara kadar hepsinde, yolsuzlukların önünü açmış olursunuz. Din adamlarına hakaret eden zihniyeti iktidara getirdiğinizde, onlara gidip şu bakanlıktaki, bu bakanlıktaki yanlışları anlatsanız da, sizi dinleyecek bir bakan bulamazsınız. “Yürüüü gerici. Yürrrü yobaz” derler, öylece kalırsınız.. “Ben şimdi tatile gidiyorum, dönüşte bakarız” derler, bir daha da sizi dinlemezler.. “Akşamleyin içkili lokantada sizi bekliyorum, orda şikayetlerinizi dinleyeyim” derler, sizinle alay ederler.. Sadece “doğruları söylemeniz önlenmez”, temel hak ve özgürlükleriniz de kısıtlanır.. Hem temel hak ve özgürlükler hakkında yasaklar getirirler, hem de, “Dosyalar önüne konulduğunda, boncuk boncuk terledi” diyerek, sizin lideriniz hakkında alay ederler.. Hayal aleminden bahsetmiyoruz.. Birebir yaşanılan olaylardan, bugün yaşanmakta olanlardan bahsediyoruz.. İETT otobüsünde, ahlaksızlığını sergileyen Ekrem İmamoğlu’nun şoförüne, gıkınız çıkmaz.. “Önce ahlak ve maneviyat” dersiniz ama.. İETT otobüsünün, yola park edip, bir kadınla cinsel ilişkiye girmesine itiraz edebilecek cesareti kendinizde bulamazsınız.. “Ben miyim bir ‘hiç’. Sen misin ‘hiç’ tartışması” ile.. Laikçi kemalistlerin büyük bir zevkle seyrettiği tartışmayı bizler sürdürürken.. “Ben” diye tanımlananı da, “sen” diye tanımlananı da, “hiç” durumuna düşürmek isteyen, pusuda bekleyenlerin ateşine benzin taşımış olursunuz.. Bu kadar gafillik, bu kadar vurdum duymazlık olabilir mi? Müslüman insanlar, Allah’ın emirlerini hatırlatan hocalara yapılan bu hakaretlere bu denli sessiz kalabilirler mi? Hakareti yapanlar siyasetçiler.. Saadet Partilisinden, DEVA’lısına kadar.. Gelecek Partilisine kadar.. Hepiniz siyaset iddiası ile ortaya çıkmışsınız. Siz cevap vermeyecekseniz.. Kim cevap verecek, CHP’nin bu “ahlaksızlık savunucuları”na.. Kim cevap verecek, başörtü yasakçısı zalimlerin, pusuda bekleyen çakallıklarına.. Kim cevap verecek, Allah’ın lanetlediği eşcinselliği meşrulaştıran İstanbul Sözleşmesi’ni, iktidara geldikleri gün yürürlüğe sokacaklarını taahhüt eden CHP Genel Başkanı’na.. Enflasyonu birlikte önleyeceğinizi iddia ederek, onlarca dini kavramda, taban tabana zıt düşüncelerde olduğunuz CHP ile ittifak yapmak ne derece mantıklı, ne derece İslamî bir tavır? Zina konusunda CHP ile SP+DEVA+Gelecek Partisi’nin farklı düşündükleri çok açık.. Eşcinseller konusunda farklı düşündükleri açık.. İmam hatipler konusunda, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu olup olmaması konusunda farklı fikirlere sahip oldukları tartışmasız.. Hocaların hutbelerinde yaptıkları nasihatler konusunda taban tabana zıt görüşlere sahip olduğunuz kesin.. Daha onlarca manevi değerler eksenli, İslam dini eksenli konuyu burada sıralayabilirim.. CHP bu konularda farklı düşünüyor, Saadet Partisi+DEVA+Gelecek Partisi farklı düşünüyor.. Bu farklılıkları bir kenara iterek.. Sadece ve sadece, ekonomik konularda iyileştirmeler yapma konusunda mutabık olduklarını varsayarak, ittifak ediyorlar. Aslında o konularda da mutabık değiller.. Telekom’un özelleştirilmesine, DEVA Partisi “Kesinlikle doğru bir özelleştirmedir” diyor.. CHP ise “Asrın yolsuzluğu” diyor.. Telekom’un özelleştirilme süresi doluyor.. Yeniden, önümüzdeki süreçte özelleştirme olacak mı, olmayacak mı, buyrun şimdiden söyleyin.. Yap+İşlet+Devret modelleri ile ilgili olarak, CHP farklı telden, diğerleri farklı telden çalıyor.. Babacan’ın, Davutoğlu’nun bakanlık yaptıkları dönemlerde de ÖTV yıllarca varlığını sürdürdüğüne göre, CHP’nin araçlar için getirmeyi iddia ettiği (Getireceğini sanmıyorum. Ancak lafını ediyor, istismarını yapıyor) ÖTV’yi kaldırma önerisinde de mutabık olmadıkları açık.. Şunu da hatırlatmak zorundayım.. CHP’nin iktidara geldikleri takdirde ekonomik alanda yapmayı taahhüt ettiği o icraatların hayata geçirilip geçirilemeyeceği konusunda, “Ayinesi iştir kişinin; lafa bakılmaz” atasözümüz gereği.. Bakın, CHP’li belediyelerde, ekonomik taahhütlerin gerçekleşip, gerçekleşmediğine.. “İsraf önlenecek” dediler. Bir dans için, uzak kıtalardan getirdikleri isimlere 400 bin TL vermediler mi? “Araç saltanatı’na son” dediler.. Var olan araçlara ilaveten, “Halksüt dağıtıyoruz, bunun için 61 tane araç ihtiyacımız var” deyip, yenilerini almadılar mı? “Yazlık-kışlık-baharlık makam araçları var” dedikleri İBB genel sekreterinin bu araçlarını gösteremediler ama, yeni başkanın köşkünden belediye başkanlığı binasına özel tekne ile gitmeye başladığını görmediler mi? Hani, ne yapabiliyorsunuz, bu israflar hakkında? Sözün özü: Muhafazakar kesim, kazanımlarını riske atmamalı.. Ekonomik vaadler konusunda birilerinin aldatmacalarına gelmemeli.. “Ekonomiyi bugünden daha iyi yaparız” diyenlere, “Belediyelerde yapın, görelim, sonra size inanalım” demeli.. Aksi takdirde, “ekonomide düzelme olacak” aldatmacası ile CHP’yi iktidara getirirken, manevi değerlerin yozlaştırılmasının da önünü kendi ellerimizle açmayalım. Ekonomi, dünyanın resesyon tehlikesinde olduğu bir dönemde, Türkiye’de de sıkıntı içinde olabilir.. Ama bunun ilacı; israfın, yolsuzluğun, rüşvetin, dine saygısızlığın adresi olan CHP’li kadrolarda olamaz.. Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayalım..
Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu'nun, "“Ben miyim ‘hiç, sen misin ‘hiç’ derken.. İETT otobüsünde olanlar!" başlıklı yazısı

Saadet Partili Abdülkadir Karaduman’ın, CHP’li milletvekilinin, bir din adamına hakareti hakkında açıklama beklerken..

O Karaduman, Tarım Bakanlığı’nda, kendine göre yapılan bir yanlışı anlatmak üzere basın toplantısı düzenliyor..

Tarım Bakanlığı’nda yaşandığı iddia edilen, doğruluğu da kesin olmayan o farazi yanlıştan çok daha önemlisi, iktidara yürüdüğünü iddia eden bir partinin milletvekilinin Allah’ın ayetlerine saygısızlık etmesi..

Tarım Bakanlığı’nda bir yanlışlık var ise..

Yazarsınız, söylersiniz, hatırlatırsınız, düzelttirirsiniz..

Ama...

CHP’lilerin din adamlarına hakaretlerine sessiz kalır, üstelik bir de onlara kefil olup, iktidara taşırsanız..

Hem din adamlarına hakaret ettirir, hem gerçeği söyleyen din adamlarını görevlerden aldırır, hem de Tarım Bakanlığı’ndan diğer bakanlıklara kadar hepsinde, yolsuzlukların önünü açmış olursunuz.

Din adamlarına hakaret eden zihniyeti iktidara getirdiğinizde, onlara gidip şu bakanlıktaki, bu bakanlıktaki yanlışları anlatsanız da, sizi dinleyecek bir bakan bulamazsınız.

“Yürüüü gerici. Yürrrü yobaz” derler, öylece kalırsınız..

“Ben şimdi tatile gidiyorum, dönüşte bakarız” derler, bir daha da sizi dinlemezler..

“Akşamleyin içkili lokantada sizi bekliyorum, orda şikayetlerinizi dinleyeyim” derler, sizinle alay ederler..

Sadece “doğruları söylemeniz önlenmez”, temel hak ve özgürlükleriniz de kısıtlanır..

Hem temel hak ve özgürlükler hakkında yasaklar getirirler, hem de, “Dosyalar önüne konulduğunda, boncuk boncuk terledi” diyerek, sizin lideriniz hakkında alay ederler..

Hayal aleminden bahsetmiyoruz..

Birebir yaşanılan olaylardan, bugün yaşanmakta olanlardan bahsediyoruz..

İETT otobüsünde, ahlaksızlığını sergileyen Ekrem İmamoğlu’nun şoförüne, gıkınız çıkmaz..

“Önce ahlak ve maneviyat” dersiniz ama..

İETT otobüsünün, yola park edip, bir kadınla cinsel ilişkiye girmesine itiraz edebilecek cesareti kendinizde bulamazsınız..

“Ben miyim bir ‘hiç’. Sen misin ‘hiç’ tartışması” ile..

Laikçi kemalistlerin büyük bir zevkle seyrettiği tartışmayı bizler sürdürürken..

“Ben” diye tanımlananı da, “sen” diye tanımlananı da, “hiç” durumuna düşürmek isteyen, pusuda bekleyenlerin ateşine benzin taşımış olursunuz..

Bu kadar gafillik, bu kadar vurdum duymazlık olabilir mi?

Müslüman insanlar, Allah’ın emirlerini hatırlatan hocalara yapılan bu hakaretlere bu denli sessiz kalabilirler mi?

Hakareti yapanlar siyasetçiler..

Saadet Partilisinden, DEVA’lısına kadar.. Gelecek Partilisine kadar..

Hepiniz siyaset iddiası ile ortaya çıkmışsınız.

Siz cevap vermeyecekseniz..

Kim cevap verecek, CHP’nin bu “ahlaksızlık savunucuları”na..

Kim cevap verecek, başörtü yasakçısı zalimlerin, pusuda bekleyen çakallıklarına..

Kim cevap verecek, Allah’ın lanetlediği eşcinselliği meşrulaştıran İstanbul Sözleşmesi’ni, iktidara geldikleri gün yürürlüğe sokacaklarını taahhüt eden CHP Genel Başkanı’na..

Enflasyonu birlikte önleyeceğinizi iddia ederek, onlarca dini kavramda, taban tabana zıt düşüncelerde olduğunuz CHP ile ittifak yapmak ne derece mantıklı, ne derece İslamî bir tavır?

Zina konusunda CHP ile SP+DEVA+Gelecek Partisi’nin farklı düşündükleri çok açık..

Eşcinseller konusunda farklı düşündükleri açık..

İmam hatipler konusunda, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu olup olmaması konusunda farklı fikirlere sahip oldukları tartışmasız..

Hocaların hutbelerinde yaptıkları nasihatler konusunda taban tabana zıt görüşlere sahip olduğunuz kesin..

Daha onlarca manevi değerler eksenli, İslam dini eksenli konuyu burada sıralayabilirim..

CHP bu konularda farklı düşünüyor, Saadet Partisi+DEVA+Gelecek Partisi farklı düşünüyor..

Bu farklılıkları bir kenara iterek..

Sadece ve sadece, ekonomik konularda iyileştirmeler yapma konusunda mutabık olduklarını varsayarak, ittifak ediyorlar.

Aslında o konularda da mutabık değiller..

Telekom’un özelleştirilmesine, DEVA Partisi “Kesinlikle doğru bir özelleştirmedir” diyor..

CHP ise “Asrın yolsuzluğu” diyor..

Telekom’un özelleştirilme süresi doluyor..

Yeniden, önümüzdeki süreçte özelleştirme olacak mı, olmayacak mı, buyrun şimdiden söyleyin..

Yap+İşlet+Devret modelleri ile ilgili olarak, CHP farklı telden, diğerleri farklı telden çalıyor..

Babacan’ın, Davutoğlu’nun bakanlık yaptıkları dönemlerde de ÖTV yıllarca varlığını sürdürdüğüne göre, CHP’nin araçlar için getirmeyi iddia ettiği (Getireceğini sanmıyorum. Ancak lafını ediyor, istismarını yapıyor) ÖTV’yi kaldırma önerisinde de mutabık olmadıkları açık..

Şunu da hatırlatmak zorundayım..

CHP’nin iktidara geldikleri takdirde ekonomik alanda yapmayı taahhüt ettiği o icraatların hayata geçirilip geçirilemeyeceği konusunda, “Ayinesi iştir kişinin; lafa bakılmaz” atasözümüz gereği..

Bakın, CHP’li belediyelerde, ekonomik taahhütlerin gerçekleşip, gerçekleşmediğine..

“İsraf önlenecek” dediler. Bir dans için, uzak kıtalardan getirdikleri isimlere 400 bin TL vermediler mi?

“Araç saltanatı’na son” dediler..

Var olan araçlara ilaveten, “Halksüt dağıtıyoruz, bunun için 61 tane araç ihtiyacımız var” deyip, yenilerini almadılar mı?

“Yazlık-kışlık-baharlık makam araçları var” dedikleri İBB genel sekreterinin bu araçlarını gösteremediler ama, yeni başkanın köşkünden belediye başkanlığı binasına özel tekne ile gitmeye başladığını görmediler mi?

Hani, ne yapabiliyorsunuz, bu israflar hakkında?

Sözün özü: Muhafazakar kesim, kazanımlarını riske atmamalı..

Ekonomik vaadler konusunda birilerinin aldatmacalarına gelmemeli..

“Ekonomiyi bugünden daha iyi yaparız” diyenlere, “Belediyelerde yapın, görelim, sonra size inanalım” demeli..

Aksi takdirde, “ekonomide düzelme olacak” aldatmacası ile CHP’yi iktidara getirirken, manevi değerlerin yozlaştırılmasının da önünü kendi ellerimizle açmayalım.

Ekonomi, dünyanın resesyon tehlikesinde olduğu bir dönemde, Türkiye’de de sıkıntı içinde olabilir..

Ama bunun ilacı; israfın, yolsuzluğun, rüşvetin, dine saygısızlığın adresi olan CHP’li kadrolarda olamaz..

Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayalım..

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.