Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

CHP’nin Akit’e tehditlerini, hiçbir medya organı yazamadı!

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 17.11.2022 - 13:36, Güncelleme: 17.11.2022 - 13:36
 

CHP’nin Akit’e tehditlerini, hiçbir medya organı yazamadı!

Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu'nun, "CHP’nin Akit’e tehditlerini, hiçbir medya organı yazamadı!" başlıklı yazısı

Taksim’deki saldırının ayrıntıları ile meşgul olurken, altılı masanın toplantısına değinemedik.. Merak ettim.. Taksim’deki saldırının gölgesinde kalan altılı masa toplantısında, ne karar alınmış? Ortak açıklama şöyle: “Altılı Masa olarak, liderler buluşmaları’nın ikinci turunun ikinci toplantısında DEVA Partisi ev sahipliğinde bir araya geldik.” Hani eski yıllarda pehlivanlar tefrikaları yayınlanırdı.. Yıllara sari hikayeler.. Bu iş de ona benziyor.. Birinci turun birinci toplantısı ile başlamışlar.. İkinci turun, ikinci toplantısına gelmişler.  Acak arayı kısaltmışlar, artık 15 günde bir toplanacakları için, seçime kadar, tefrikada tahminen dördüncü turun 5. toplantısına kadar gelecekler.. Kimbilir seçim yaklaştığında, çaresizlikten haftada bir toplanmaya başlayabilirler, 12. turun 6. toplantısını da (sayıyı artık farazi veriyorum) yapabilirler.. Açıklamanın hemen devamında, PKK’dan, PYD-YPG’den asla isim vermeksizin, Taksim saldırısından şöyle bahsediliyor: “Türkiye’yi terör saldırılarıyla dizayn etmek isteyenlere asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.” Eee, hani PKK? Hani PYD-YPG? Onlar yok. Ama yerine, ertesi günkü CHP grup toplantısında, Akit’in ismini vererek, Kılıçdaroğlu’nun saldırısı var. Avukatının “Alçak” diye başlayan, “Paçavra” diye devam eden, dünkü yazımda ayrıntılarını verdiğim küstah nitelemeleri var.. O hakaretlere karşı, Gazeteciler Cemiyeti’nden, Basın Konseyi’nden, gazeteci geçinen CHP’li vekillerden dün bir itiraz geldi mi? Gelmedi.. Peki, önceki günkü CHP grup toplantısındaki, Akit Medya Grubu’na yönelik Kılıçdaroğlu’nun tehditleri ile ilgili, medya organlarında bir haber var mı? Bir eleştiri, bir kınama var mı? Sözcü’yü, Cumhuriyet’i boşverdik.. Muhalefetle iş tutan Karar’ı, Milli Gazete’yi de boşverdik.. CHP’nin bu ülkeye faydası olmadığına inanan medya organlarında bile bir küçük haber ile, “Nerde basın özgürlüğü” uyarısı gelmedi.. Biz dönelim, altılı masanın ortak metnine: “Bizler, iktidarın tüm ayrıştırma ve kutuplaştırma politikalarına karşı, ortak idealimiz olan yarının özgür ve demokratik Türkiye’si için birlik ve uzlaşı içerisinde çalışmalarımıza kararlılıkla devam etmekteyiz.” Abi, siz neyin kafasını yaşıyorsunuz? İçinizdeki en büyük ortak, bir medya organına “Aparat, besleme” diyor.. FETÖ’den yargılanan avukatı, utanmadan sıkılmadan “Alçak” diye başlayan cümlelerle açıkça hakaretle savuruyor.. Siz “ayrıştırma ve kutuplaştırma politikalarına karşı” diye başlayan cümleler kurup, kendinizi takdim ediyorsunuz. “Ayrıştırma-kutuplaştırma”yı da boşverin.. Hak ve özgürlüklere de değiniyorlar: “Önümüzdeki seçimle birlikte, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, hukuk devletinin tüm kurum ve kurallarıyla hayata geçirildiği, özgürlükçü ve demokratik Türkiye’yi vatandaşlarımızın desteği ile inşa edeceğiz.” Bunlar ne yiyorlar, ne içiyorlar, gerçekten merak ediyorum.. Hakaretleri tekrar etmeyeceğim.. Bu CHP’liler, bu ifadenin altına imza attıktan 24 saat sonra, temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına alacak şekilde o hakaretleri nasıl yapabiliyorlar? Ortak açıklama devam ediyor: “Bizler Anayasayı, temel hak ve özgürlükleri parçalanamaz bir bütün olarak görüyoruz. Yarının Türkiye’sinde hiç kimse düşüncesinden ve inancından, özellikle hiçbir kadın kıyafetinden ve giyim tarzından dolayı ayrımcılığa maruz kalmayacaktır. Bizler, toplumun bir kesimini siyasi rehine gibi kendi saflarında tutmaya ve özgürlüklerinin ellerinden alınmasıyla tehdit etmeye kalkışan bu çarpık siyasi anlayışa son vereceğiz.” Bu cümleden ne anlıyorsunuz? Başörtü sorunu, TBMM’de temsil edilen CHP ve İP grubunun desteği ile, anayasadaki düzenleme ile çözüme kavuşacak.. Eğer gerçekten, “Toplumun bir kesimini siyasi rehine gibi kendi saflarında tutmaya ve özgürlüklerinin ellerinden alınmasıyla tehdit etmeye kalkışan” birileri var ise.. Onların bu çarpık siyasi anlayışına nasıl son verilir? Anayasal düzenleme ile.. Peki altılı masa, anayasa değişikliğine oy vereceğini açıkça dillendiriyor mu? Toplantı öncesinde Saadet Partisi “Evet” demişti.. Ancak diğer 5 ortaktan, başörtü konusunun Anayasa’da güvence altına alınmasına, açık bir destek gelmemişti.. Hatta CHP, “Anayasa değişikliği ile olmaz” demişti.. CHP’nin bu konudaki kanun değişikliğine “Bu tarihi bir fırsattır” diyen Ahmet Davutoğlu ise, anayasa değişikliğinin referanduma götürülmesi kısmına itiraz etmiş, ancak anayasal güvenceye, yani TBMM’de anayasal değişikliğin yapılmasına itiraz etmemişti.. Fakat ne oldu ise, oldu.. Karar gazetesi dün, bu ortak metni haberleştirirken, CHP ve İP’in TBMM’de anayasa değişikliğine oy vermeyecekleri ihtimali üzerinden başlık atmıştı: “Altılı masanın başörtüsü kararı: Referandum tuzağına yokuz” Cumhur İttifakı’na ilaveten, altılı masanın iki partisi CHP ve İyi Parti de TBMM’de anayasa değişikliğine oy verirlerse, konu zaten referanduma gitmiyor ki.. Anlaşılan o ki, CHP ve İP, başörtünün anayasal güvence altına alınmasını istemiyorlar.. “Serbestliği kanuni güvenceyle sağlayalım, istediğimiz zaman, anayasal çoğunluğumuz olmasa bile, yine başörtü cellatlığına kanunu değiştirip başlarız” niyetlerini gizleyerek, dindar insanları avlamaya çalışıyorlar.. “Aman dikkat, aman dikkat” diyorum.. Özellikle Saadet Partililerin gözlerinin açılması için, bu tilkiliğin bir vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.. Dualar ediyorum.. Veee.. Ortak metinde bir cümle daha.. Salı günkü CHP grup toplantısındaki Akit aleyhine sarfedilen cümleler ile makyajları dökülen altılı masanın büyük ortağının imza attığı şu cümle dikkatimi çekiyor: “Sansür yasasıyla gerçeği dahi kendi tekeline almaya çalışan, basını susturan, sivil toplumu ve sosyal medyayı tehdit olarak gören, demokrasinin nefes borusu olan düşünce ve ifade özgürlüğünü ayaklar altına alan bu otoriter yönetim anlayışına hep birlikte son vereceğiz.” Ben mi çok titizim? Yoksa bunlar mı bizi aptal sanıyorlar? Ortak metinde bu sözleri sarfeden bir parti, ertesi günü bir medya organının bir haberi hoşuna gitmedi diye, “hesap sormak”tan bahsediyor.. Affedersiniz, bunlar muhalefette iken bu tehditleri savuruyorsa.. İktidara gelirlerse, ne yapmazlar? Saadetli kardeşler, kendilerini bu tehditlerden uzak sanmasınlar.. CHP’nin gözünde, tüm dindarlar aynıdır.. Kullanılır, ve atılır.. Akit’i kullanamadıkları için, şimdiden attılar.. SP’lileri de, seçimde sonra atmayı planlıyorlar..
Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu'nun, "CHP’nin Akit’e tehditlerini, hiçbir medya organı yazamadı!" başlıklı yazısı

Taksim’deki saldırının ayrıntıları ile meşgul olurken, altılı masanın toplantısına değinemedik..

Merak ettim..

Taksim’deki saldırının gölgesinde kalan altılı masa toplantısında, ne karar alınmış?

Ortak açıklama şöyle:

“Altılı Masa olarak, liderler buluşmaları’nın ikinci turunun ikinci toplantısında DEVA Partisi ev sahipliğinde bir araya geldik.”

Hani eski yıllarda pehlivanlar tefrikaları yayınlanırdı..

Yıllara sari hikayeler..

Bu iş de ona benziyor..

Birinci turun birinci toplantısı ile başlamışlar.. İkinci turun, ikinci toplantısına gelmişler. 

Acak arayı kısaltmışlar, artık 15 günde bir toplanacakları için, seçime kadar, tefrikada tahminen dördüncü turun 5. toplantısına kadar gelecekler..

Kimbilir seçim yaklaştığında, çaresizlikten haftada bir toplanmaya başlayabilirler, 12. turun 6. toplantısını da (sayıyı artık farazi veriyorum) yapabilirler..

Açıklamanın hemen devamında, PKK’dan, PYD-YPG’den asla isim vermeksizin, Taksim saldırısından şöyle bahsediliyor:

“Türkiye’yi terör saldırılarıyla dizayn etmek isteyenlere asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.”

Eee, hani PKK? Hani PYD-YPG?

Onlar yok.

Ama yerine, ertesi günkü CHP grup toplantısında, Akit’in ismini vererek, Kılıçdaroğlu’nun saldırısı var. Avukatının “Alçak” diye başlayan, “Paçavra” diye devam eden, dünkü yazımda ayrıntılarını verdiğim küstah nitelemeleri var..

O hakaretlere karşı, Gazeteciler Cemiyeti’nden, Basın Konseyi’nden, gazeteci geçinen CHP’li vekillerden dün bir itiraz geldi mi?

Gelmedi..

Peki, önceki günkü CHP grup toplantısındaki, Akit Medya Grubu’na yönelik Kılıçdaroğlu’nun tehditleri ile ilgili, medya organlarında bir haber var mı?

Bir eleştiri, bir kınama var mı?

Sözcü’yü, Cumhuriyet’i boşverdik..

Muhalefetle iş tutan Karar’ı, Milli Gazete’yi de boşverdik..

CHP’nin bu ülkeye faydası olmadığına inanan medya organlarında bile bir küçük haber ile, “Nerde basın özgürlüğü” uyarısı gelmedi..

Biz dönelim, altılı masanın ortak metnine:

“Bizler, iktidarın tüm ayrıştırma ve kutuplaştırma politikalarına karşı, ortak idealimiz olan yarının özgür ve demokratik Türkiye’si için birlik ve uzlaşı içerisinde çalışmalarımıza kararlılıkla devam etmekteyiz.”

Abi, siz neyin kafasını yaşıyorsunuz?

İçinizdeki en büyük ortak, bir medya organına “Aparat, besleme” diyor.. FETÖ’den yargılanan avukatı, utanmadan sıkılmadan “Alçak” diye başlayan cümlelerle açıkça hakaretle savuruyor..

Siz “ayrıştırma ve kutuplaştırma politikalarına karşı” diye başlayan cümleler kurup, kendinizi takdim ediyorsunuz.

“Ayrıştırma-kutuplaştırma”yı da boşverin..

Hak ve özgürlüklere de değiniyorlar:

“Önümüzdeki seçimle birlikte, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, hukuk devletinin tüm kurum ve kurallarıyla hayata geçirildiği, özgürlükçü ve demokratik Türkiye’yi vatandaşlarımızın desteği ile inşa edeceğiz.”

Bunlar ne yiyorlar, ne içiyorlar, gerçekten merak ediyorum..

Hakaretleri tekrar etmeyeceğim..

Bu CHP’liler, bu ifadenin altına imza attıktan 24 saat sonra, temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına alacak şekilde o hakaretleri nasıl yapabiliyorlar?

Ortak açıklama devam ediyor:

“Bizler Anayasayı, temel hak ve özgürlükleri parçalanamaz bir bütün olarak görüyoruz. Yarının Türkiye’sinde hiç kimse düşüncesinden ve inancından, özellikle hiçbir kadın kıyafetinden ve giyim tarzından dolayı ayrımcılığa maruz kalmayacaktır. Bizler, toplumun bir kesimini siyasi rehine gibi kendi saflarında tutmaya ve özgürlüklerinin ellerinden alınmasıyla tehdit etmeye kalkışan bu çarpık siyasi anlayışa son vereceğiz.”

Bu cümleden ne anlıyorsunuz?

Başörtü sorunu, TBMM’de temsil edilen CHP ve İP grubunun desteği ile, anayasadaki düzenleme ile çözüme kavuşacak..

Eğer gerçekten, “Toplumun bir kesimini siyasi rehine gibi kendi saflarında tutmaya ve özgürlüklerinin ellerinden alınmasıyla tehdit etmeye kalkışan” birileri var ise..

Onların bu çarpık siyasi anlayışına nasıl son verilir?

Anayasal düzenleme ile..

Peki altılı masa, anayasa değişikliğine oy vereceğini açıkça dillendiriyor mu?

Toplantı öncesinde Saadet Partisi “Evet” demişti..

Ancak diğer 5 ortaktan, başörtü konusunun Anayasa’da güvence altına alınmasına, açık bir destek gelmemişti..

Hatta CHP, “Anayasa değişikliği ile olmaz” demişti..

CHP’nin bu konudaki kanun değişikliğine “Bu tarihi bir fırsattır” diyen Ahmet Davutoğlu ise, anayasa değişikliğinin referanduma götürülmesi kısmına itiraz etmiş, ancak anayasal güvenceye, yani TBMM’de anayasal değişikliğin yapılmasına itiraz etmemişti..

Fakat ne oldu ise, oldu..

Karar gazetesi dün, bu ortak metni haberleştirirken, CHP ve İP’in TBMM’de anayasa değişikliğine oy vermeyecekleri ihtimali üzerinden başlık atmıştı:

“Altılı masanın başörtüsü kararı: Referandum tuzağına yokuz”

Cumhur İttifakı’na ilaveten, altılı masanın iki partisi CHP ve İyi Parti de TBMM’de anayasa değişikliğine oy verirlerse, konu zaten referanduma gitmiyor ki..

Anlaşılan o ki, CHP ve İP, başörtünün anayasal güvence altına alınmasını istemiyorlar..

“Serbestliği kanuni güvenceyle sağlayalım, istediğimiz zaman, anayasal çoğunluğumuz olmasa bile, yine başörtü cellatlığına kanunu değiştirip başlarız” niyetlerini gizleyerek, dindar insanları avlamaya çalışıyorlar..

“Aman dikkat, aman dikkat” diyorum..

Özellikle Saadet Partililerin gözlerinin açılması için, bu tilkiliğin bir vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum..

Dualar ediyorum..

Veee..

Ortak metinde bir cümle daha..

Salı günkü CHP grup toplantısındaki Akit aleyhine sarfedilen cümleler ile makyajları dökülen altılı masanın büyük ortağının imza attığı şu cümle dikkatimi çekiyor:

“Sansür yasasıyla gerçeği dahi kendi tekeline almaya çalışan, basını susturan, sivil toplumu ve sosyal medyayı tehdit olarak gören, demokrasinin nefes borusu olan düşünce ve ifade özgürlüğünü ayaklar altına alan bu otoriter yönetim anlayışına hep birlikte son vereceğiz.”

Ben mi çok titizim?

Yoksa bunlar mı bizi aptal sanıyorlar?

Ortak metinde bu sözleri sarfeden bir parti, ertesi günü bir medya organının bir haberi hoşuna gitmedi diye, “hesap sormak”tan bahsediyor..

Affedersiniz, bunlar muhalefette iken bu tehditleri savuruyorsa..

İktidara gelirlerse, ne yapmazlar?

Saadetli kardeşler, kendilerini bu tehditlerden uzak sanmasınlar..

CHP’nin gözünde, tüm dindarlar aynıdır..

Kullanılır, ve atılır..

Akit’i kullanamadıkları için, şimdiden attılar..

SP’lileri de, seçimde sonra atmayı planlıyorlar..

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.