Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Diz çökmeyene tehdit ve darp!

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 18.11.2022 - 09:56, Güncelleme: 18.11.2022 - 09:56
 

Diz çökmeyene tehdit ve darp!

Milli medyayı hedef alan Kılıçdaroğlu ve yönetimi, iktidar olmaları halinde nasıl bir zulüm fırtınası estireceğinin ipuçlarını veriyor

Basın özgürlüğü çerçevesinde yapılan eleştirel haberlere bile tahammül edemeyerek, milli medyayı hedef alan Kılıçdaroğlu ve yönetimi, iktidar olmaları halinde nasıl bir zulüm fırtınası estireceğinin ipuçlarını veriyor. Kendileri gibi düşünmeyen basın kuruluşlarını zorbaca yöntemlerle hizaya getirmeye çalışan Kılıçdaroğlu ve avanesinin son olarak, “Kasım’ı bekleyin” paylaşımını haber yapan akit’e saldırması, yakın dönemde CHP eliyle gerçekleşen tehdit ve saldırıları akıllara getirdi. Sözde ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ özlemiyle eskiye dönmeyi vaat eden 6’lı masanın büyük ortağı CHP, hayalini kurduğu iktidarında basın üzerinde nasıl bir zulüm fırtınası estireceğinin sinyalini şimdiden veriyor. Sürekli “değiştik” vurgusu yapan ve sözde ‘helalleşme’ adı altında mütedeyyin kesime yönelik şirinlik peşinde koşan Kılıçdaroğlu ve adamları, kendilerine yönelik en ufak bir eleştirel haberde yerli ve milli medyayı hedef alıyor. Konu basın özgürlüğünden açıldığında mangalda kül bırakmayan CHP ve avanesi, kirli çamaşırlarını deşifre eden kimi gazeteleri baskı ve tehditle susturmaya çalışırken, kimi gazetecileri de kesici ve delici aletlerle ölümüne darp ediyor. Son olarak, ABD’ye gerçekleştirdiği icazet seferinden döner dönmez “Kasım ayını bekleyin” diyen ve aradan geçen bir aylık sürede herhangi bir açıklama yapmayan Kılıçdaroğlu’nun, Taksim’deki kanlı saldırı sonrası skandal paylaşımını hatırlatan Akit’i hedef alması, akıllara yakın dönemde CHP eliyle gerçekleşen tehdit ve saldırıları getirdi. CHP; tehdit, baskı ve darp demek CHP eliyle yerli ve milli medyaya yönelik gerçekleşen susturma girişimlerinden bazıları şunlar: CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, kendisinin de imzasının olduğu raporda ismi geçen PKK’lı Dilşah Ercan için ‘CHP’nin gazetecisi’ diye yazan bütün gazeteciler ve yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyleyerek, “Bugün değilse bu suçun zaman aşımı seçimden sonraya da yetiyor kardeşim. Bugün işlem yapılmazsa yarın yapılacak” diye tehditler savurdu. Diktatörlüğe özenen CHP’li Gürsel Tekin, “İlk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak olacaktır” sözleriyle, iktidar olmaları halinde muhalif basını susturacaklarını deklare etti. CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yerel seçimler öncesi, “Bazı iş insanları var. Onların patronluk yaptıkları kanallarda sesimin kısılmasını, babaları adına, bu ülke için çalışmış insanlar adına üzüntüyle izliyorum. Şahenk ailesine ait NTV’yi, Demirören ailesine ait CNN Türk’ü, Ciner ailesine ait Habertürk’ü uyarıyorum” şeklinde tehditler savurdu. CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a soru soran Beyaz TV muhabiri İsmail Çanak ve kameraman Tansel Yılmaz, Yavaş’ın korumaları tarafından darp edildi. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde dönen yolsuzlukları belgeleyen Mersinli gazeteci Zeynel Boğan, CHP’li belediyeye bağlı Mezarlıklar Müdürlüğü personelinin muştalı saldırısına uğradı. CHP’li Kuşadası Belediyesi’nden dönen yolsuzlukları belgeleyen yazar Ergün Poyraz, belediyeden ballı ihaleler alan kişilerce kurulan kanlı pusu ile ağır yaralandı. Başkanlığını CHP’li Erdem Gül’ün yaptığı Adalar Belediyesi’nde dönen yolsuzlukları ifşa eden Serkan Güngör, kazma ve kürekle ölümüne darp edildi. Akit'in sorusu gazetecilik gereği CHP’nin Akit ve milli medyaya yönelik tehdit ve şiddetini değerlendiren Medya Derneği Başkanı Ekrem Kızıltaş, şunları dile getirdi: “CHP’lilerin bu tavrı ilk değil, son da olmayacak. CHP genel başkanı başta olmak üzere bütün yetkilileri, ağızlarını her açtıklarında ifade ve basın hürriyetinden bahsederler ama onların bundan anladıkları kendileri gibi düşünen, kendileri gibi hareket eden basın yayın organladır. Dolaysıyla haklı olarak akit’in sorduğu gibi ‘Sen Amerika dönüşü Kasım’ı bekleyin demişsin. Kasım’ın ortası geldi hâlâ ortada herhangi bir şey yok. Yoksa herhangi bir duyumun mu vardı? Bu saldırıyı haber almıştın da açıklamadın mı?’ şeklindeki son derece masum ve mantıklı sorulara bile tahammülleri yok. Bir soru üzerinden Akit’e yüklenmesi, hakaret etmesi, dava açacağını söylemesi bunun göstergesidir. Akit’in sorduğu soru gazetecilik açısından normal bir sorudur. Böyle ayıbı yüzüne vurulmuş gibi feryat etmesi bu konuda bir şeyler olduğunu düşündürüyor.” Hoşunuza gitmesede de gelecek Gazeteci Şükrü Sak ise, şunları söyledi: “CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Yeni Akit’i kürsüden hedef göstermesi, basın özgürlüğü adına utanç verici bir durum maalesef. Hatırlasanız, geçtiğimiz ay Mersin’de polis lojmanlarına saldıran PKK’lıyı ‘gazeteci’ diye savundukları ortaya çıkmıştı. Teröristleri ‘gazeteci’ diye savunmaktan, korumaktan ve kollamaktan vazgeçmeyen bu zihniyetin, gerçek gazetecileri de bu şekilde kürsüden ‘tehdit’ etmesi aslında çok büyük bir skandal. Siz muhalefet lideri olarak, ucu gayet açık bir takım ‘imâlarda’ bulunacak, ‘Kasım’ı bekleyin!’ diye topluma muğlak-müphem mesajlar vereceksiniz. Sonra da bir gazetecinin; bu ‘imâlarlar’ dolusu açıklamaya karşı, aynı şekilde ‘imâlı’ bir soru sorması üzerine tehditler savuracaksınız? CHP lideri, bu türden, ‘Kasım’ı bekleyin, Aralık’ı bekleyin!’ gibi toplumu geren ve siyasi bir söylem olmaktan ziyade ‘mafya yöntemlerini’ hatırlatan imâlı söylemlerde bulunduğu sürece, bu tür sorular kaçınılmaz olarak sorulacaktır. Beğenmediğiniz, hoşunuza gitmeyen her soruda, ‘basını tehdit’ edecek, sonra utanmadan bir de ‘basın özgürlüğünden’ söz edeceksiniz. CHP kafasının, bu ilkesiz, ‘çifte standart çukurundan’ kurtulması mümkün mü bilmiyoruz ama özgür basın, sizin hoşunuza gitmeyen soruları sormaya devam edecek.”
Milli medyayı hedef alan Kılıçdaroğlu ve yönetimi, iktidar olmaları halinde nasıl bir zulüm fırtınası estireceğinin ipuçlarını veriyor

Basın özgürlüğü çerçevesinde yapılan eleştirel haberlere bile tahammül edemeyerek, milli medyayı hedef alan Kılıçdaroğlu ve yönetimi, iktidar olmaları halinde nasıl bir zulüm fırtınası estireceğinin ipuçlarını veriyor. Kendileri gibi düşünmeyen basın kuruluşlarını zorbaca yöntemlerle hizaya getirmeye çalışan Kılıçdaroğlu ve avanesinin son olarak, “Kasım’ı bekleyin” paylaşımını haber yapan akit’e saldırması, yakın dönemde CHP eliyle gerçekleşen tehdit ve saldırıları akıllara getirdi.

Sözde ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ özlemiyle eskiye dönmeyi vaat eden 6’lı masanın büyük ortağı CHP, hayalini kurduğu iktidarında basın üzerinde nasıl bir zulüm fırtınası estireceğinin sinyalini şimdiden veriyor. Sürekli “değiştik” vurgusu yapan ve sözde ‘helalleşme’ adı altında mütedeyyin kesime yönelik şirinlik peşinde koşan Kılıçdaroğlu ve adamları, kendilerine yönelik en ufak bir eleştirel haberde yerli ve milli medyayı hedef alıyor. Konu basın özgürlüğünden açıldığında mangalda kül bırakmayan CHP ve avanesi, kirli çamaşırlarını deşifre eden kimi gazeteleri baskı ve tehditle susturmaya çalışırken, kimi gazetecileri de kesici ve delici aletlerle ölümüne darp ediyor. Son olarak, ABD’ye gerçekleştirdiği icazet seferinden döner dönmez “Kasım ayını bekleyin” diyen ve aradan geçen bir aylık sürede herhangi bir açıklama yapmayan Kılıçdaroğlu’nun, Taksim’deki kanlı saldırı sonrası skandal paylaşımını hatırlatan Akit’i hedef alması, akıllara yakın dönemde CHP eliyle gerçekleşen tehdit ve saldırıları getirdi.

CHP; tehdit, baskı ve darp demek

CHP eliyle yerli ve milli medyaya yönelik gerçekleşen susturma girişimlerinden bazıları şunlar:

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, kendisinin de imzasının olduğu raporda ismi geçen PKK’lı Dilşah Ercan için ‘CHP’nin gazetecisi’ diye yazan bütün gazeteciler ve yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyleyerek, “Bugün değilse bu suçun zaman aşımı seçimden sonraya da yetiyor kardeşim. Bugün işlem yapılmazsa yarın yapılacak” diye tehditler savurdu.

Diktatörlüğe özenen CHP’li Gürsel Tekin, “İlk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak olacaktır” sözleriyle, iktidar olmaları halinde muhalif basını susturacaklarını deklare etti.

CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yerel seçimler öncesi, “Bazı iş insanları var. Onların patronluk yaptıkları kanallarda sesimin kısılmasını, babaları adına, bu ülke için çalışmış insanlar adına üzüntüyle izliyorum. Şahenk ailesine ait NTV’yi, Demirören ailesine ait CNN Türk’ü, Ciner ailesine ait Habertürk’ü uyarıyorum” şeklinde tehditler savurdu.

CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a soru soran Beyaz TV muhabiri İsmail Çanak ve kameraman Tansel Yılmaz, Yavaş’ın korumaları tarafından darp edildi.

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde dönen yolsuzlukları belgeleyen Mersinli gazeteci Zeynel Boğan, CHP’li belediyeye bağlı Mezarlıklar Müdürlüğü personelinin muştalı saldırısına uğradı.

CHP’li Kuşadası Belediyesi’nden dönen yolsuzlukları belgeleyen yazar Ergün Poyraz, belediyeden ballı ihaleler alan kişilerce kurulan kanlı pusu ile ağır yaralandı.

Başkanlığını CHP’li Erdem Gül’ün yaptığı Adalar Belediyesi’nde dönen yolsuzlukları ifşa eden Serkan Güngör, kazma ve kürekle ölümüne darp edildi.

Akit'in sorusu gazetecilik gereği

CHP’nin Akit ve milli medyaya yönelik tehdit ve şiddetini değerlendiren Medya Derneği Başkanı Ekrem Kızıltaş, şunları dile getirdi: “CHP’lilerin bu tavrı ilk değil, son da olmayacak. CHP genel başkanı başta olmak üzere bütün yetkilileri, ağızlarını her açtıklarında ifade ve basın hürriyetinden bahsederler ama onların bundan anladıkları kendileri gibi düşünen, kendileri gibi hareket eden basın yayın organladır. Dolaysıyla haklı olarak akit’in sorduğu gibi ‘Sen Amerika dönüşü Kasım’ı bekleyin demişsin. Kasım’ın ortası geldi hâlâ ortada herhangi bir şey yok. Yoksa herhangi bir duyumun mu vardı? Bu saldırıyı haber almıştın da açıklamadın mı?’ şeklindeki son derece masum ve mantıklı sorulara bile tahammülleri yok. Bir soru üzerinden Akit’e yüklenmesi, hakaret etmesi, dava açacağını söylemesi bunun göstergesidir. Akit’in sorduğu soru gazetecilik açısından normal bir sorudur. Böyle ayıbı yüzüne vurulmuş gibi feryat etmesi bu konuda bir şeyler olduğunu düşündürüyor.”

Hoşunuza gitmesede de gelecek

Gazeteci Şükrü Sak ise, şunları söyledi: “ CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Yeni Akit’i kürsüden hedef göstermesi, basın özgürlüğü adına utanç verici bir durum maalesef. Hatırlasanız, geçtiğimiz ay Mersin’de polis lojmanlarına saldıran PKK’lıyı ‘gazeteci’ diye savundukları ortaya çıkmıştı. Teröristleri ‘gazeteci’ diye savunmaktan, korumaktan ve kollamaktan vazgeçmeyen bu zihniyetin, gerçek gazetecileri de bu şekilde kürsüden ‘tehdit’ etmesi aslında çok büyük bir skandal. Siz muhalefet lideri olarak, ucu gayet açık bir takım ‘imâlarda’ bulunacak, ‘Kasım’ı bekleyin!’ diye topluma muğlak-müphem mesajlar vereceksiniz. Sonra da bir gazetecinin; bu ‘imâlarlar’ dolusu açıklamaya karşı, aynı şekilde ‘imâlı’ bir soru sorması üzerine tehditler savuracaksınız? CHP lideri, bu türden, ‘Kasım’ı bekleyin, Aralık’ı bekleyin!’ gibi toplumu geren ve siyasi bir söylem olmaktan ziyade ‘mafya yöntemlerini’ hatırlatan imâlı söylemlerde bulunduğu sürece, bu tür sorular kaçınılmaz olarak sorulacaktır. Beğenmediğiniz, hoşunuza gitmeyen her soruda, ‘basını tehdit’ edecek, sonra utanmadan bir de ‘basın özgürlüğünden’ söz edeceksiniz. CHP kafasının, bu ilkesiz, ‘çifte standart çukurundan’ kurtulması mümkün mü bilmiyoruz ama özgür basın, sizin hoşunuza gitmeyen soruları sormaya devam edecek.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.