Seçim kazanmak için vatan satmaya razılar

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun TSK komuta kademesi ile SADAT’ı hedef alması, DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın ise iktidar olmaları halinde milli savunma sanayisinin göz bebeklerinden BAYKAR’a ‘dokunacaklarını’ itiraf etmesi, 6’lı masanın Batı, FETÖ ve kökü dışarda karanlık oluşumlarla aynı çizgide buluştuğunu gözler önüne serdi. Akit’e konuşan stratejistler ve STK temsilcileri, “Bunlar Erdoğan’ı indirip, iktidar koltuğuna oturmak için vatanı satmaya bile hazır” yorumunda bulundu. Türkiye düşmanlığı ile bilinen ve “Gölge CIA” olarak anılan ABD’li Michael Rubin ile FETÖ’cü terörist Cevheri Güven’in ardından eş zamanlı olarak harekete geçen zillet paydaşları terörün kökünü kurutan ve dünyada isminden gururla söz ettiren yerli ve milli savunma şirketlerini hedef aldı. Küresel şer odaklarının yönlendirmesiyle bir araya gelen ve millet-memleket lehine olan her hayırlı hizmetin karşısında yer alan zillet paydaşları, olası bir iktidar durumunda Türkiye’nin milli projelerini ve dünyada adından söz ettiren savunma şirketlerini nasıl bitireceklerinin sinyalini açıkça veriyor. Altılı masanın potansiyel cumhurbaşkanı adayı gibi davranan Kılıçdaroğlu, yıllardır FETÖ’nün ve kökü dışarıda karanlık odakların hedefinde olan SADAT’ı bir TV reklamı üzerinden, “O az kalmış aklınızı alırım sizin” şeklindeki sözlerle tehdit ederken, DEVA lideri Ali Babacan, dünyada adından övgüyle söz ettiren BAYKAR’a yönelik yürüttüğü karalama kampanyasına devam ediyor. Şer ittifakı yıkım vaat ediyor Önceki gün “Devletin bütün imkânları tek şirkete aktarılıyor” iftirasını atan Babacan, dün de katıldığı Amerikan sermayeli Fox TV’de, iktidara gelmeleri halinde, ürettikleri İHA ve SİHA’larla savaşların kaderini değiştiren Baykar’ı “Bu proje de öyle bir hale getirildi ki bu çok kutsal, dokunulmaz, dokunanı mahvederiz falan filan ya. Kusura bakmayın ya dokunacağız” sözleriyle tehdit etti. Türkiye düşmanlığı ile bilinen CIA köpeği Michael Rubin ile FETÖ’cü terörist Cevheri Güven’in ardından DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın da eş zamanlı olarak Baykar’ı hedef alması, küresel şer odaklarının ve yerli piyonlarının ülkemize yönelik karanlık emellerini bir kez daha gözler önüne serdi. Zilletin seçim stratejisi Olan biteni Akit’e değerlendiren Altay Siyasi Araştırmalar Merkezi Başkanı Hasan Kapar, şunları dile getirdi: “Küresel çetenin, Türkiye yüz yılını engellemek için içimizdeki piyonlarını, seçim odaklı konsolide ettiği çok açık. Kılıçdaroğlu’nun SADAT’ı tehdit etmesi, Ali Babacan’ın milli savunma sanayine ‘dokunma’ vaadiyle seçim kampanyasına start vermiş olması bunun belgesi niteliğinde. Şüphesiz, seçim kazanmak için vatan kaybetmeyi göze alan Kılıçdaroğlu ile Babacan’a bu aklı, kapatılması halinde zillet listelerinden seçime girecek olan HDP ve ihanet örgütü FETÖ vermiştir. CIA elemanı Michael Rubin, FETÖ’cü Cevheri Güven ve Kılıçdaroğlu ile Babacan’ın aynı merkezden aldıkları talimat doğrultusunda Baykar ve özelinde Türk savunma sanayiini hedef almaları, kuşkusuz planlı bir korelasyonu işaret ediyor. Eş zamanlı olarak başlatılan saldırı, küresel çetenin içinizdeki piyonlarını harekete geçirdiğini de açıkça ortaya koyuyor.” ASDER Başkan Yardımcısı emekli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları da, şunları ifade etti: “Türkiye’nin yeniden dirilmesi, kendine gelmesi birilerini fena halde rahatsız ediyor. İmparatorluk bakiyesi olan Türkiye’nin büyümesini ve yeniden bölgedeki gücüne ulaşmasını istemiyorlar. Dışarıda ülkemizin düşmanları ve rakipleri harekete geçerken, içerdeki muhalefetin de maalesef en küçüğünden en büyüğüne kadar, Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı altında benzer argümanlarla harekete geçtiğini görüyoruz. Bunlar Türkiye’ye düşmanlık eden başta ABD olmak üzere Avrupa ülkelerinin emellerine hizmet ediyorlar. Savunma sanayimizin bileşenleri olan yerli şirketleri hedef alıyorlar. Kendi Milli Muharip Uçağımızı yapıyoruz, kendi tankımızı, kendi uçak gemimizi yapıyoruz. Tabii bunların hepsinin Türkiye’nin kendi milli gücüyle yapılması onları çok ciddi bir şekilde rahatsız ediyor. Kime hizmet ettiklerini biliyoruz Küresel şer odaklarının içimizdeki uzantıları da bu rahatsızlıklarını açıkça ortaya koyuyorlar. Mesela bizim içinde olduğumuz SADAT. Aynı şekilde Baykar. Sen SADAT ile BAYKAR ile neden uğraşıyorsun? Babacan’dan Kılıçdaroğlu’na varıncaya kadar hepsi aynı. Bu milli unsurlarla neden uğraşıyorsunuz. Bunlar bizim milli gücümüz. Ben SADAT’ın içinden birisiyim. Biz 8-10 televizyona reklam vermişsiz. TV100’e de aynı reklam verilmiş. TV100’de de Uğur Dündar ile Kılıçdaroğlu konuşma yapıyorlarmış. Onlar konuşma yaparken reklamı alttan TV100 geçirmiş. Reklamı oraya denk getiren kim? Reklamları biz mi yönetiyoruz? Allah denk getirdi, bunların yüzüne vurdu. Bunlar korkaklar. Bunlarda zerre kadar yürek yok. Biz bunların dibacesini biliyoruz. Bunların ne olduğunu, kime hizmet ettiğini biliyoruz ama milletin bunları görmesi lazım.”