Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Yazıklar olsun sana Ali Babacan!

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 21.01.2023 - 11:45, Güncelleme: 21.01.2023 - 11:45
 

Yazıklar olsun sana Ali Babacan!

İnsan bu kadar mı savrulur?

Hürriyet gazetesi yazarı Fuat Bol, son zamanlardaki skandal çıkışlarıyla büyük tepki çeken Ali Babacan'a tarihi bir ayar verdi. "Devlet ve millet hayatımızın varlığı, güvenliği ve bekasıyla doğrudan ilgili kurumlara dil uzatmak ve onları itibarsızlaştırmaya yeltenmek ne Babacan’ın ve ne de avenelerinin haddi değildir" ifadelerini kullanan Bol, "İnsan bu kadar mı savrulur? Vah ki, ne vah!" dediği yazısında şunları kaydetti: "İyilik yaptıklarınızın size kötülük yapmasından sakının!’ diye boşuna söylenmemiş. Evet, iyilik yapılan kişi nankör ise ve o iyiliğe layık değilse, cibilliyetinin gereğini yapacak, velinimetine mutlaka kötülüğü dokunacaktır. Nankörlüğün, ikiyüzlülüğün, kandırmanın, acımasızlığın, vefasızlığın ve davasına ihanetin daniskası siyasette yaşanır. Siyasette, kimileri tırnaklarıyla kazıyarak, yoğun emek harcayarak bir yerlere gelir. Kimileri de hasbelkader, birilerinin itmesiyle, telkin ve tavsiyesiyle siyasette yer bulur. Bunlardan birincilere lokomotif, diğerleri vagon hükmündedir. Türkiye gibi, lider endeksli siyasetin cari olduğu ülkelerde halk, lidere ve liderin işaret ettiği kişilere oy verir. Bundan dolayıdır ki bizdeki siyasi partiler, liderleriyle bütünleşmiştir. Lider, o siyasi hareketin önündeki meşale gibidir, yol göstericidir, ufuk açıcıdır, önderdir. AK Parti denilince, akla Sayın Erdoğan gelir; onun çalışkanlığı, üstün gayreti, devlet ve milletine olan sevdası gelir. AK Parti’nin sürükleyicisi odur, millet ona bakarak AK Parti’ye o verir. Ali Babacan’a yaşının çok genç olmasından ötürü Meclis’te ‘Bebecan’ denir ve kimse tarafından sevilmezdi. Gülmeyen yüzü, asosyal oluşu, içten pazarlıklı duruşu ve güven vermeyen tavrı buna sebepti. Sayın Erdoğan, gerçekten çok vefalı birisi; dar gününde yanında olanları unutmuyor. Babacan da partinin kurucularındandı. Bu yüzden o genç yaşında, hayal bile edemeyeceği ikballere kavuştu. Sayın Erdoğan onu, milletvekili, bakan ve hatta başbakan yardımcısı yaptı. O ise, tüm bu iyiliklere karşı; bir yandan, Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına adaylığı için imza verirken diğer yandan Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı yapmanın hesaplarının tam ortasında olduğunu bizzat kendisi itiraf etti. Kendi ikiyüzlülüğünü, güvenilmezliğini, yalancılığını televizyon ekranlarında, milyonların huzurunda ikrar etti. İşte bu kişi parti kurup milletin huzuruna çıktı ve o güvensiz kişiliğiyle milletten kendisine güvenmelerini istiyor. İzlediği siyasete bakar mısınız? Anayasa’dan Türk kelimesinin çıkarılmasını istiyor; böylece Müslüman mahallesinde salyangoz satarak gerçek yüzünü sergiliyor! Türk Silahlı Kuvvetleri, teröristlere karşı kimyasal silah kullandı demek suçundan mahkûm edilen TTB başkanına geçmiş olsun ziyaretine giderek tarafını belli etti. Teröristlerin inlerini başlarına geçiren ve onları kazdıkları kuyulara gömen Türk İHA ve SİHA’larının yapımcı firmasına (BAYKAR) iftiralar attı ve iktidara geldiklerinde bu firmaya dokunacaklarını dillendirdi. Tüm dünya ülkelerinin hayranlıkla izlediği, gıpta ettiği ve satın alabilmek için sıraya girdiği BAYKAR şirketinin savunma sanayi ürünlerine Babacan’dan, bölücülerden ve Türkiye düşmanı ülke insanlarından başka hiçbir kişi dil uzatmadı, uzatamadı. BAYKAR yetkilileri, devletten bir kuruş almadıkları gibi hiçbir banka kredisi dahi kullanmadıklarını söylüyor ve Babacan’ı müfteri olarak ilan ediyor. Babacan bu yüz karası haliyle milletten nasıl oy isteyebilecektir? Zira sabırsızlıkla beklenilen, yerli ve milli savunma sanayi ürünleri ve firmalarıyla milletimiz övünmektedir, onlarla gurur duymaktadır. Devlet ve millet hayatımızın varlığı, güvenliği ve bekasıyla doğrudan ilgili bu kurumlara dil uzatmak ve onları itibarsızlaştırmaya yeltenmek ne Babacan’ın ve ne de avenelerinin haddi değildir. Kendisi bilmese de, sandıkta millet hadlerini bildirecektir. İnsan bu kadar mı savrulur? Vah ki, ne vah!"
İnsan bu kadar mı savrulur?

Hürriyet gazetesi yazarı Fuat Bol, son zamanlardaki skandal çıkışlarıyla büyük tepki çeken Ali Babacan'a tarihi bir ayar verdi.

"Devlet ve millet hayatımızın varlığı, güvenliği ve bekasıyla doğrudan ilgili kurumlara dil uzatmak ve onları itibarsızlaştırmaya yeltenmek ne Babacan’ın ve ne de avenelerinin haddi değildir" ifadelerini kullanan Bol, "İnsan bu kadar mı savrulur? Vah ki, ne vah!" dediği yazısında şunları kaydetti:

"İyilik yaptıklarınızın size kötülük yapmasından sakının!’ diye boşuna söylenmemiş.

Evet, iyilik yapılan kişi nankör ise ve o iyiliğe layık değilse, cibilliyetinin gereğini yapacak, velinimetine mutlaka kötülüğü dokunacaktır.

Nankörlüğün, ikiyüzlülüğün, kandırmanın, acımasızlığın, vefasızlığın ve davasına ihanetin daniskası siyasette yaşanır.

Siyasette, kimileri tırnaklarıyla kazıyarak, yoğun emek harcayarak bir yerlere gelir. Kimileri de hasbelkader, birilerinin itmesiyle, telkin ve tavsiyesiyle siyasette yer bulur.

Bunlardan birincilere lokomotif, diğerleri vagon hükmündedir. Türkiye gibi, lider endeksli siyasetin cari olduğu ülkelerde halk, lidere ve liderin işaret ettiği kişilere oy verir.

Bundan dolayıdır ki bizdeki siyasi partiler, liderleriyle bütünleşmiştir. Lider, o siyasi hareketin önündeki meşale gibidir, yol göstericidir, ufuk açıcıdır, önderdir.

AK Parti denilince, akla Sayın Erdoğan gelir; onun çalışkanlığı, üstün gayreti, devlet ve milletine olan sevdası gelir. AK Parti’nin sürükleyicisi odur, millet ona bakarak AK Parti’ye o verir.

Ali Babacan’a yaşının çok genç olmasından ötürü Meclis’te ‘Bebecan’ denir ve kimse tarafından sevilmezdi. Gülmeyen yüzü, asosyal oluşu, içten pazarlıklı duruşu ve güven vermeyen tavrı buna sebepti.

Sayın Erdoğan, gerçekten çok vefalı birisi; dar gününde yanında olanları unutmuyor. Babacan da partinin kurucularındandı. Bu yüzden o genç yaşında, hayal bile edemeyeceği ikballere kavuştu. Sayın Erdoğan onu, milletvekili, bakan ve hatta başbakan yardımcısı yaptı.

O ise, tüm bu iyiliklere karşı; bir yandan, Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına adaylığı için imza verirken diğer yandan Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı yapmanın hesaplarının tam ortasında olduğunu bizzat kendisi itiraf etti.

Kendi ikiyüzlülüğünü, güvenilmezliğini, yalancılığını televizyon ekranlarında, milyonların huzurunda ikrar etti.

İşte bu kişi parti kurup milletin huzuruna çıktı ve o güvensiz kişiliğiyle milletten kendisine güvenmelerini istiyor.

İzlediği siyasete bakar mısınız? Anayasa’dan Türk kelimesinin çıkarılmasını istiyor; böylece Müslüman mahallesinde salyangoz satarak gerçek yüzünü sergiliyor!

Türk Silahlı Kuvvetleri, teröristlere karşı kimyasal silah kullandı demek suçundan mahkûm edilen TTB başkanına geçmiş olsun ziyaretine giderek tarafını belli etti.

Teröristlerin inlerini başlarına geçiren ve onları kazdıkları kuyulara gömen Türk İHA ve SİHA’larının yapımcı firmasına (BAYKAR) iftiralar attı ve iktidara geldiklerinde bu firmaya dokunacaklarını dillendirdi.

Tüm dünya ülkelerinin hayranlıkla izlediği, gıpta ettiği ve satın alabilmek için sıraya girdiği BAYKAR şirketinin savunma sanayi ürünlerine Babacan’dan, bölücülerden ve Türkiye düşmanı ülke insanlarından başka hiçbir kişi dil uzatmadı, uzatamadı.

BAYKAR yetkilileri, devletten bir kuruş almadıkları gibi hiçbir banka kredisi dahi kullanmadıklarını söylüyor ve Babacan’ı müfteri olarak ilan ediyor.

Babacan bu yüz karası haliyle milletten nasıl oy isteyebilecektir?

Zira sabırsızlıkla beklenilen, yerli ve milli savunma sanayi ürünleri ve firmalarıyla milletimiz övünmektedir, onlarla gurur duymaktadır.

Devlet ve millet hayatımızın varlığı, güvenliği ve bekasıyla doğrudan ilgili bu kurumlara dil uzatmak ve onları itibarsızlaştırmaya yeltenmek ne Babacan’ın ve ne de avenelerinin haddi değildir.

Kendisi bilmese de, sandıkta millet hadlerini bildirecektir.

İnsan bu kadar mı savrulur?

Vah ki, ne vah!"

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.