Zillet dansöz gibi

Başkan Erdoğan’ın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile tokalaşmasını diline dolayarak, “Kişisel kaprisler yüzünden Akdeniz’de fırsatı kaçırdık” diyen zillet yandaşlarının, 6 ay önce gerçekleştirdikleri 4. toplantıda, Türkiye’nin Akdeniz’deki varlığını ‘macera’ olarak niteleyip milli menfaatlere yönelik politikaların terk edilmesi için “ortak tutum belgesi” yayımladıkları ortaya çıktı. 6’lı masanın, bir yandan ‘Akdeniz’den çekilelim’, diğer yandan, ‘fırsatı kaçırdık’ şeklindeki çıkışları, “gayri millilik” ve “ikiyüzlülük” olarak yorumlandı. Milli meselelerde iktidara takoz olan ve yürüttükleri kirli politika ile Türkiye düşmanlarının yanında saf tutan zillet paydaşları, çarklarıyla dansözlere taş çıkartıyor. Katar’da karşılaştığı Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile selamlaşan Başkan Erdoğan’ı “Kişisel kaprislerin yüzünden Akdeniz’de fırsatı kaçırdık” şeklindeki sözlerle eleştiren İP lideri Akşener’in içinde yer aldığı ittifakın gerçekte ise iktidara, “Doğu Akdeniz’den çekil” çağrısı yaptığı ortaya çıktı. Çarkta rakip tanımıyor İktidar dilendikleri emperyalist ülkelere icazet seferleri düzenleyen, Suriye’de katil Esed’e, Mısır’da darbeci Sisi’ye heyet gönderen, Karabağ’da Ermenistan’ın, Libya’da Batı ajanı Hafter’in, Batı’da ise Yunanistan’ın yanında saf tutan şer ittifakı yürüttüğü kirli dış politika ile mide bulandırıyor. Erdoğan’ın 9 yıl sonra Sisi ile selamlaşmasını diline dolayarak iktidarı eleştiren Akşener’in içinde yer aldığı ittifakın skandalları bitmiyor. Doğu Akdeniz’deki dik duruşu ve hidrokarbon kaynaklarına yönelik savaş gemileri eşliğinde yapılan sondaj çalışmalarını takdir etmek yerine, “Mavi Vatan’ımızı tehlikeye atmana değdi mi?” şeklinde ihanet nutukları atan Akşener’in de üyesi olduğu 6’lı masanın, 29 Mayıs 2022’de gerçekleştirdiği 4’üncü toplantısında, hükümete, “Doğu Akdeniz’den çekil” çağrısı yaptığı öğrenildi. Türkiye-Libya deniz yetki anlaşmasını bertaraf etmek için Yunanistan, İsrail ve Mısır’ın kurduğu kirli ittifakı görmezden gelen zillet paydaşlarının, Davutoğlu’nun ev sahipliğindeki toplantı sonrası yayımladıkları “ortak tutum belgesinde”, “Bir taraftan bu konuda haklı taleplerimiz dile getirilirken diğer taraftan Doğu Akdeniz ve Ege’deki güç dengelerinin aleyhimize değişmesine sebep olacak ve Türkiye’nin çok boyutlu dış politika gerekliliklerine zarar verecek gerilimlerden ve maceracı söylem ve politikalardan uzak kalınmalıdır” ifadeleriyle, Türkiye’yi Mavi Vatan’dan çekilmeye davet ettikleri belirlendi. Politikaları milli değil 6’lı masanın çelişkisini Akit’e değerlendiren ASSAM Strateji ve Güvenlik Uzmanı Mustafa Hacımustafaoğulları, şunları dile getirdi: “Türkiye’deki darbeci hainlerden çok çekmiş bir millet olarak Mısır’daki darbeye de çok sert tepki gösterdik. Mısır halkıyla bir problemimiz yok, ancak işlenen cinayetlere de sessiz kalamazdık. Türkiye olarak biz tepkimiz ortaya koyduk. Ancak devletler arasında küslük olmaz. Belli bir aşamadan sonra ilişkilerin yeniden kurulması lazım. Türkiye, kendi çıkarlarını ve menfaatlerini gözetmek zorunda. Bu açıdan bakıldığında, 6’lı masanın yaptığı siyaset dengeli bir siyaset değil. Bizim ‘Mavi Vatan’ dediğimiz, tıpkı Anadolu gibi vatanımızdır. Bizim bir kutsalımızdır. Oradaki haklarımızı sonuna kadar korumak durumundayız. Hiçbir hakkı olmadığı halde Doğu Akdeniz’e, Kıbrıs’ın dibinde petrol arayan, orada kendilerine göre güç devşirmeye çalışan İsrail, Yunanistan ve diğer devletlerin varlığını görmezden geleceksiniz, ama Türkiye’nin varlık gösterme gayretlerini eleştireceksiniz. Böyle bir mantık olamaz. Bu, Türkiye’nin yanında yer alan milli bir duruş değil.” İktidar, kirli planı bozdu Güvenlik ve Strateji Uzmanı Ersan Ergür de, şu ifadeleri kullandı: “Buradaki amaç Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki menfaat ve çıkarları değil, iktidarın izlemiş politikasını Türkiye’nin çıkarlarına ters düştüğü izlenimi vererek 2023 seçimlerindeki oy potansiyelini arttırmak istiyor. Yunanistan ile İsrail, Doğu Akdeniz’de bir boru hattı projesine imza atmış ve Türkiye’yi saf dışı bırakmaya çalışmıştı. Ancak Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’de yapmış olduğu hidrokarbon aramaları ve Libya ile imzalamış olduğu anlaşmalar sayesinde bu projeyi rafa kaldırmak durumunda kalmışlardı. İYİ Parti ve ortakları aslında Türkiye’nin menfaatlerini değil, Batı’nın menfaatini ve kendilerini destekleyen örgütlerin menfaatlerini destekleyen açıklamalar yapmıştır. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de izlediği politikanın, Batılı emperyalist sistemin ve yerli işbirlikçilerinin kirli planlarını bozan bir hamle olduğu bugün net olarak gözükmekte. Türkiye üst düzey anlamda Sisi’ye karşı olan tavrını çok net ortaya koymakla beraber Mısır halkının ve Türk halkının menfaatlerin ötelemeyecek ilişkileri sürdürmeye devam etmiştir. Mısır’la ticari ilişkilerimiz devam etmiştir. İstihbarat birimleri görüşmelerini sürdürmüşlerdir. Yani Türkiye’nin dış politikasının Mısırla ilişkilerinde herhangi bir yaptırım söz konusu değildi. Türkiye Mısır’a bir yaptırım uygulamadan bu süreci sürdürmüştür. Dolayısıyla Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de ve Mısır’la izlemiş olduğu politikadan dolayı bir kaybı olmadı.”