Zillette Müslüman kürt hazımsızlığı

CHP ve İYİ Parti’nin önderliğinde bir araya gelen ve 2023 seçimlerini kazanma ümitlerini terör örgütü yandaşı HDP’den gelecek oylara bağlayan düşman kardeşler, bir yandan Kandil’in Meclis’teki uzantısı ile masa altında yürüttükleri kirli işbirliğini inkâr ederken, diğer yandan Cumhur İttifakı’na yönelik kirli bir algı operasyonu yürütüyor. Terör partisi HDP’ye kucak açan zillet paydaşları ve fonlu medyası, benzeri görülmemiş bir ikiyüzlülüğe imza attı. İktidar umudunu Kandil’in siyasi uzantısına bağlayan ve masa altına gizledikleri ortaklarını küstürmemek adına PKK’ya yönelik sınır ötesi operasyonların önünü açan tezkereye ‘hayır’ oyu veren CHP ve avaneleri, mütedeyyin Kürt halkının temsilcisi konumundaki Hüda Par’ın seçimlerde Cumhur İttifakı’nın adayı Erdoğan’ı destekleyecekleri açıklamasından rahatsız oldu. Hedefleri İslam Her evden HDP’ye bir oy toplayan, PKK’nın siyasi uzantısına federasyon sözü veren, büyükşehirlerde tek adayla seçime giren, ele geçirdikleri belediyeleri Kandil’in militanlarıyla dolduran ve son olarak HDP’lilere bakanlık sözü veren zillet bileşenleri, her fırsatta silahla mücadelenin çözüm olmayacağını vurgulayan ve İslami kimliğiyle ön plana çıkan Hüda Par üzerinden Cumhur İttifakı’nı hedef aldı. Üst aklın yönlendirmesiyle kurdukları karanlık ittifaka “demokraside güç birliği” diyen malum zihniyetin ikircikli tavrını Akit’e değerlendiren STK temsilcileri ve siyasetçiler okuyucularımıza özel açıklamada bulundu. 2018’de de destekledik Gazetemize konuşan HÜDA-PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz, şunları dile getirdi: “Biz, Türkiye siyasetinde yeni bir renk ve farklı bir ses olsun ve mevcut siyasi partilerin görmezden geldiği bazı meseleleri yüksek sesle dile getirsin diye 2012 yılında partimizi kurduk. Kimi durumlarda ise bir partinin adayını destekledik. Mesela biz 2018 yılında da mevcut adaylar içerisinde memlekete fayda sağlayabilecek aday olarak gördüğümüz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığını destekledik. Ama müstakil bir parti olarak seçime girdik. HÜDA PAR, memleketin maslahatını gözetir ve bu maslahata göre kendi kararını verir. Bu seçimde de Erdoğan’ı destekleme kararı kaldık. 2018’de desteklediğimizde bu kadar kıyamet kopmamıştı. Niye? Çünkü şu anki ittifakın üyeleri o dönem Sayın Erdoğan’ı devireceklerine dair bu kadar umutlanmamışlardı. Ondan dolayı da bizim desteğimizi fazla gündeme getirmediler. Bugün ise desteğimizin dengeleri Sayın Erdoğan lehine değiştirebileceğinden korktukları için saldırıyorlar. Bu ise ikircikli bir tavırdır. ‘Madem HÜDA PAR’ın bu kadar bir oyu yok o zaman neden gocunuyorsunuz?’ diye sormak lazım.” CHP kaptırmazdı Araştırmacı Yazar Galip İlhaner de, şunları söyledi: “PKK şu durumda CHP üzerinden, hem de silah bırakmadan iktidara gelmeye çalışıyor. Yerel seçimlerde de silahlarını bırakmadan büyükşehirleri ele geçirmişlerdi. Hükümet bunu, Türkiye, Suriye gibi parçalanmasın diye, kayyum atamalarıyla engelledi. Şimdi CHP ile yaptığı ittifak ile merkezi iktidar olma yolunda ilerliyor. CHP bilerek ve isteyerek PKK’yı silahlarıyla iktidara getirerek Türkiye’de silahlı partiler dönemini başlatıyor. HÜDA PAR eğer terör örgütü olsaydı, ilk önce CHP öncülüğündeki Millet İttifakı HÜDA PAR’a ittifak teklifi yapardı. CHP kan dökmeyen, şiddete bulaşmayan, terör örgütü olmayan HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakını desteklemesini hazmedemiyor. HDP üzerinden PKK’yı iktidara taşıdığının farkında olan CHP, PKK bagajını millete anlatmakta güçlük çektiği için HÜDA-PAR’ı bir günah keçisi olarak gündeme getirmeye çalışıyor.” Kimliği hedef alınıyor Köklü Değişim Genel Koordinatörü Mahmur Kar ise şunları kaydetti: “Türkiye’de laik Kemalist bir çevre var ki, bunların öncelikli çıkar ve maslahatı İslam’a ve Müslümanlara düşmanlıktan başka bir şey değildir. Bu çevre, PKK ile ilişkisi olan ve bunu yok saymayan HDP’yi meşru görürken, HÜDA PAR’ı illegal görüyor ve İslami hassasiyetleri sebebiyle de parti mensuplarına saldırıyor. HÜDA PAR kendisini siyasi bir parti olarak tanımlamakta, terör ya da terör örgütleri ile bir ilişkisinin olmadığını açıkça ifade etmektedir. Seçime katılmaya hak kazanan her partinin sahip olduğu hakka HÜDA PAR da sahiptir. Laik çevrenin ve Kemalist medyanın bu itibarsızlaştırma çalışması Müslümanlara karşı besledikleri düşmanlıktan ileri gelmektedir.”