Akkuyu Nükleer Güç Santrali Bağlamında Sualtı Haritacılığı
Akkuyu Nükleer Güç Santrali Bağlamında Sualtı Haritacılığı
Mersin Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Yakar, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk nükleer güç santrali olan Akkuyu NGS bağlamında Sualtı Haritacılığı konusunda açıklamada bulundu.
Mersin Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Yakar, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk nükleer güç santrali olan Akkuyu NGS bağlamında Sualtı Haritacılığı konusunda açıklamada bulundu.
Nükleer Güç Santrallerinin (NGS) gelişmiş ülkelerde enerji ihtiyacını karşılamak için en yaygın kullanılan tesisler olduğunu belirten Prof. Yakar, bu tesislerin etrafında bulunan su kaynaklarının ve ekosistemlerinin dikkatli izleme gerektirdiğini vurguladı.
Santral çıkış sularının sıcaklık değişimleri, kimyasal içerikleri ve olası radyoaktif sızıntıların su altı ekosistemi üzerinde doğrudan etkili olabileceğini, bu nedenle, su altı haritacılığının çevresel izleme sürecinde kritik bir rol oynadığına dikkat çekti.
NGS’lerde soğutma sistemleri için su kaynaklarının kullanımı ve radyoaktif madde salınımı riskleri nedeniyle, yüksek doğrulukta veri toplanarak su altı ortamlarının detaylı bir şekilde modellenmesi gerektiğini söyleyen Prof. Yakar, sualtı haritalamada kullanılan teknolojiler olarak Sonar Sistemleri, Otonom Su Altı Araçları (AUV), Radyoaktif Sensörler, Akustik Doppler Akıntı Profilörleri (ADCP) hakkında bilgi verdi.
Prof. Yakar, Sualtı Görüntüleme Sistemleri hakkında şu açıklamalarda bulundu:
Yüksek çözünürlüklü kameralar ve lazer tarayıcılar, su altındaki ekolojik değişimleri detaylı bir şekilde görüntülemeye ölçmeye ve haritalamaya yardımcı olur. Nükleer santrallerin etrafında yapılan su altı haritacılığı sadece haritacılık anlamında değil diğer kullanılan sensörler diğer birçok disipline faydalar sağlar.
Prof. Yakar, su altının haritalanması sonucunda ortaya çıkacak faydaları da aşağıdaki gibi sıraladı:
- Su altındaki topoğrafik yapının ve topoğrafyada olası çökmelerin tespit edilmesi, su altı jeolojisi ve arazinin jeolojik ve topoğrafik değişimi ortaya çıkarır.
- Su altı haritacılığı olası sızıntıların erken tespit edilebilmesine katkı sağladığı için radyoaktif veya kimyasal kirlilik yayılmadan önce kontrol altına alınabilir.
- Topoğrafyanın bilinmesi ile su altındaki canlıların yaşam alanlar koruma altına alınabilir.
- Santralden denize verilen suyun ekosistem üzerindeki etkisi takip edilebilir.
- Santral faaliyetlerinin su altı zemininde oluşturduğu sediment hareketleri incelenerek, kıyı erozyonu ve su altı morfolojisindeki değişimler takip edilebilir.
- Konunun uzmanları ile ortak çalışma ile su altı ekosistemindeki balık ve diğer organizmaların sağlık durumları izlenerek, uzun vadeli ekolojik etkiler bile analiz edilebilir.
- Hatta balık türlerinin yaşadığı alanların ve tür haritasının üretimi bile gerçekleştirilebilir.
Neticede Nükleer santral yakınlarındaki haritalama ile denizaltındaki ekolojik dengenin durumu ve ekolojik dengesi, etkin sualtı haritacılığı teknikleri ile korunabilir.
Modern teknolojilerle desteklenen bu haritalama yöntemleri, hem santral güvenliğini artırmakta hem de çevresel etkileri izleyerek zararlarını minimize etmektedir. Bu teknolojilerin daha da geliştirilmeli, diğer disiplinlere de önemli veri sağlaması mümkün kılınmalıdır.
Prof. Yakar açıklamasına bir uyarı ile son verdi:
Mersinde yapılan santralde bu konu devlet politikası olarak ele alınmalı ve ona göre sistem kurulmalı ve gerekirse bu konuda uzman ekip yetiştirilmelidir. Bölgedeki üniversiteler ve rektörler de bu alanda yetişen bilim adamlarını desteklemeli, uzun vadeli ihtiyaca cevap verecek şekilde bilim adamı yetiştirmeli.
Prof. Yakar alanın bir bilim adamı olarak bir de sitemde bulundu:
“Akkuyu NGS’nin bulunduğu Mersin’deki Mersin Üniversitesinde bile bu vizyona uygun girişim göremiyorum!”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.