Akit’e konuşan siyasetçiler ve tarihçileri Zekeriya Say kaleme aldı

27 Mayıs darbesinde düzmece delillerle milletin adamlarını darağacına gönderen CHP zihniyetinin idamın yıldönümünde Menderes’in kabri başında dua etmesi ve hemen akabinde de yıllarca zulmedip mezarını dahi gizledikleri Said-i Nursi için, “Kitaplarının yasaklanmasını biz engelledik” demesi tam bir pişkinlik örneği olarak kayıtlara geçti. Akit’e konuşan siyasetçiler ve tarihçiler, “Kılıçdaroğlu ‘helalleşme’ söyleminde samimiyse önce Menderes ailesinden özür dilesin, sonra da Said Nursi’nin gizlenen kabrinin yerini açıklasın” dedi.

7 Mayıs 1960 darbesinin cuntacı hainlerini kınayamadığı halde, önceki gün idam edilişlerinin sene-i devriyesini bahane ederek Adnan Menderes ve arkadaşlarının kabri başında dua eden Kılıçdaroğlu, bu kez katıldığı bir toplantıda, “Bir ara Saidi Nursi’nin kitapları yasaklandı. Biz Anayasa Mahkemesine başvurduk kitapları yasaklayamazsınız diye” diyerek Risale-i Nur’lara yönelik yasağı kendilerinin kaldırdığını öne sürerek büyük bir pişkinlik örneği sergiledi. Kurulduğu günden beri milli-manevi değerlerden uzak bir politika izleyen, alimleri ve halk yanlısı siyasetçileri idam sehpalarında sallandıran, ezanı Türkçe okutup camileri ahıra çeviren CHP’nin Genel Başkanına çağrıda bulunan hukukçu ve tarihçiler, “Kılıçdaroğlu eğer samimi ise idam sehpasında sallandırılan Menderes ailesinden özür dilesin, Said Nursi’nin gizlenen mezarını CHP arşivinden çıkarsın” çağrısında bulundu.

Önce özür dilesinler

Konuyla ilgili Akit’e konuşan eski AK Parti Konya Milletvekili Avukat Hüsnü Tuna, şunları dile getirdi: “Bunlar geçtiğimiz aylarda sözde helalleşme adı altında bir açılım yaptılar fakat ‘helalleşeceğiz’ dedikleri tüm insanlara zulmettiler. Bunlara milletin aldanması söz konusu değil. İnsanlarımız gerçekleri görüyor. Bu zulümleri bugüne kadar hangi siyasi zihniyetin yaptığını biliyor. Dolayısıyla CHP ve avanelerinin ikiyüzlülüğünün farkında. Onların ziyaretlerinin ve dua etmelerinin bir faydası olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Menderes’in mezarına gidip dua etmek kolay. Asıl onlara yaptıklarından dolayı özür dilemeliler. Oraya dua etmek için gelebilecek kişinin hatasını kabul etmesi gerekir.

Millet, CHP zihniyetini dışa itti

Diğer yandan, Risale-i Nur’ları serbest bıraktık diye övüneceklerine, Bediüzzaman’ın mezarını biz kaybettik diyerek talebelerinden özür dilemelidir. Yoksa millet görsün diye yapılan ziyaretler ve 27 Mayıs mağdurlarını sahipleniyoruz ayaklarına yatmaları onları kurtarmayacaktır. CHP zihniyeti 1950’den bu tarafa, koalisyonlar dışında bu millet tarafından siyasetin dışında bırakıldı. Dolayısıyla şimdi tekrar milletin potasına girmeye çalışıyorlar. Seçim atmosferinde Sayın Cumhurbaşkanını ve mevcut iktidarı saf dışı edebilmek için milletin gözüne girmeye çalışıyorlar.”

Samimi iseler, önce tevbe etsinler

Tarihçi Yazar Hasret Yıldırım, şunları dile getirdi: “Seçimler yaklaştıkça, Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in: ‘Durun kalabalıklar! Bu cadde, çıkmaz sokak!’ sözlerini perçinleyen hâdiselere şâhid oluyoruz. Düne kadar ‘Erdoğan’ın sonu, Menderes gibi olacak’ diyenleri; Adnan Menderes’in kabri başında yâd etme merâsiminde, ellerini zorla açarak dua ederken görüyoruz. Hâlbûki, İsmet İnönü liderliğinde CHP zihniyetinin, 27 Mayıs 1960 darbesinde medya yoluyla yaptığı faaliyet, belki de tüm tiyatronun senaryosunu yazanları ifşâ etmeye kâfidir. Hele ki, rejimin kurulduğu günden beri düşman kâbul ettikleri Bediüzzaman Said-i Nursî Hazretleri hakkında; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sarf ettiği sözler tam bir fecâattir. Düne kadar Risâleler ve Nur Cemaati aleyhine faaliyetleriyle, hapis yolu ve zulümlerle lâik vahşeti hortlatanlar; bugüne kadar soru önergeleri ve söylemleriyle karşı oldukları İslâmi bir birlikteliğe, şirin görünme gayreti içerisindeler. Eğer samimi iseler, evvvelâ bu hakikâtler üzerinden nedâmet getirip dürüstçe tövbe ederek özür dilesinler. Tabii, tabanları ve ağababaları izin verirse.”