'Kürtçe'den "tahrik" mi oluyorsunuz ?'

Sabah Gazetesi Yazarı Melih Altınok bugünkü 'Bütün düğmelere aynı anda basıyorlar' başlıklı köşe yazısında son günlerde 'Alevilik' ve 'Kürtçe' üzerinden halkı kin ve nefrete teşvik etmeye çalışan odakları kaleme aldı.

Sabah Gazetesi Yazarı Melih Altınok son günlerde 'Alevilik' ve 'Kürtçe' üzerinden halkı kin ve nefrete teşvik etmeye çalışan odakları kaleme aldı. Türkiye'de kürtçenin ırkçı erekçelerle yasak olduğu karanlık günlere dikkat çeken Altınok 'Türkiye bu günleri Erdoğan'ın cesur reformlarıyla geride bırakmadı mı?' sorusunu yöneltti. İşte o yazı:

Bir adam İzmir'den yola çıkıp Eskişehir'e geliyor. Oradan Ankara'ya geçip gün içinde üç ayrı cemevine provokatif saldırılar düzenliyor. Sandalye fırlatıp camlarını kırıyor vs...

Üstelik "çıldırmak" için Muharrem ayının ilk gününü seçiyor.

Evet bu bir çılgınlık!

Zaten tutuklanan saldırganı savunmak için de "Akli dengesi yerinde değilmiş" iddiası dillendiriliyor.

Böylesine kör kör parmağım gözüne bir provokasyona alet olmak akıllı insanın işi değil zaten...

Ne var ki bu tanıdık savunma, ortada organize bir faaliyet olduğu şüphesini ortadan kaldırmıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da savcıların titizlikle üzerinde durması gereken bu garipliği dün şu sözlerle tarif ediyordu:

"Bulunduğu illerde değil Ankara'da bu saldırıyı yapabilme planı ve bütün bunlarla birlikte oluşturulmak istenen bir provokasyon var. Ben 6 yıldır İçişleri Bakanlığı yapıyorum. Bu tip olaylarda kendisini hep deliliğe veren ortaya çıkıyor. 10 yıldır Ankara'da yaşıyorum ama bu üç adrese bir saatte gidemem. Nasıl oluyor da bu İzmir'den Eskişehir'e geçiyor ve Ankara'ya geçip bunu yapıyor? Bu eski Türkiye'nin ayak izleri. Yargı, bir tutuklama, iki de ev hapsi kararı verdi. Bu soruşturmanın bittiği anlamına gelmiyor. Soruşturma devam ediyor ve biz buradaki çapağı bulacağız."

Tek mevzu bu değil...

Kimi bölge illerinde Kürtçe şarkı söylenecek gerekçesiyle konserlerin, etkinliklerin iptal edildiği haberleri geliyor...

İddialar ne kadar doğruyu yansıtıyor ve yaygın bir soruna işaret ediyor bilmiyoruz... Ama güçlü bir itiraz gelmediğine göre bu yasak kararlarının altında imzası olan bürokratlara tane tane sormak hakkımız...

Türkiye bu günleri Erdoğan'ın cesur reformlarıyla geride bırakmadı mı?

Çok az demokraside göreceğimiz şekilde, devletin 7/24 Kürtçe yayın yapan kanalı yok mu?

Lehçeleri devlet okullarında seçmeli ders olan Kürtçe'den "tahrik" mi oluyorsunuz yoksa halkın bir kesimi tahrik olsun mu istiyorsunuz?